Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

104 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
11 günde okudu
Kitaptan Çıkardıklarım ve Kişisel Yorumum
Kayıp Zaman Çılgınlığı Zaman geleneksel olarak her zaman hükümdarların elinde olduğunu söylüyor. Bununla beraber 'bekletmek', 'geç kalmak' kavramları hızlı yaşanan günümüzde ayıplanan kavramlardır. Çalışma dışında geçirdiğimiz zaman düşüncelerimizin olgunlaştığı dönemdir. Bu düşünceyi birkaç alıntı ve örnekle destekleyen yazar, 'vakit öldürmek' gibi gözüken bekleme sürelerinin dahi ne kadar yararlı ve olmazsa olmaz olduğunu söylüyor. Kendi yönetimimizde olan öznel zamana örnek olabilecek bu kesitler, zaman akışını bir anlamda yavaşlatacağını söylüyor. Günümüzde 'zaman kaybı' olarak nitelendirilen bir çok şeyi denemekten korkuyoruz, çekiniyoruz. İnsanların 'seni tanıyorum, hoşuna gitmeyecek', 'bunu yapmana gerek yok, zaman kaybı' gibi ifadelerle yeni deneyimler edinmekten kendimizi alıkoyuyoruz. Kendi öznel zamanımızı elimize almamız gerektiğini ve bunu yapabilmek için gecikmeyi kabul etmemin ön koşul olduğunu söylüyor. Uyumayı Düşlemek Günümüzde insanların uyku zamanlarından tasarruf ettiklerinden ve bunun tüm gününü yaptığı olumsuz etkilerden bahsediyor. Her şeyi zamanı 'çok verimli' kullanarak hızlı hızlı yapmaya çalıştığımızdan ve bunun (bol bol alıntı yaptığı) Adam Phillips'in bahsettiği 'yaşanmamış' hayatın ıskalanması olduğunu söylüyor. Gençliğin az uyku ve bağımlılıklarla geçen günlerinin sonucu olarak 'oblomov sendromu' yani yaşama arzularının azaldığını belirtiyor. Kaygı veren Satürn Bu bölümde yazar, 'hüzün' ve 'melankoli'nin bize olumsuz duygular gibi gözükmesinin yanında yararlı olabilecekleri üzerine durmuştur. Bu duygular bize zamanı hissettirir ve belki de bu yüzden rahatsız olduğumuz, olumsuz olarak gördüğümüz kavramlardır diyor. Günümüzde 'kesinlikle arkaya bakma' gibi ifadelerle melankoliye karşı koymamızı ve acı çekmek için kendimize zaman ayırmamamız öğütlenir. Hüzün melankoliden farklıdır. Melankoli hiçliği yanında getiriyorken, hüzün zamanı içinde barındır ve mola vermeye zorlar insanı. Hüzün tam anlamıyla gecikme duygusudur. Hayatın Değeri Kişi kendisine derin düşünme için zaman ayırmalıdır, derin düşüncenin kendisi bir gecikme sanatıdır. 'Yalnızca Bir Hayatımız Var' denilerek hayatı aceleci yaşamamız öneriliyor. Yazar bu düşünceye karşı olduğunu söylüyor ve hatta narsist bir inanç olabileceğini ekliyor. Kişisel Yorumum Kişisel görüşüm, kitapta özellikle düşüncelerin olgunlaşma ve derin düşünce noktasında yazarın söylediklerine fazlasıyla katılıyorum. Fakat genel olarak gecikme kavramı hakkında söylediklerini anti-kapitalist bir yorum olarak değerlendiriyorum. Zamanı durdurmanın, öznel zamanımıza sahip olmamız noktasındaki önerilerini ciddiye alıyorum. Bu konuda yapılması gereken pragmatist düşünceden uzaklaşmak olabileceğini düşünüyorum. Gecikme ve kendi zamanımıza sahip olma noktasında; sık sık bunun hedonizm olmadığını tekrarlamasına karşın ben bunun yine de bir parça hedonizm olduğunu düşünüyorum. Tüm bunların yanında 'durmak' gerekiyor diye adlandırdığı eylemin kesinlikle telefonu elimize alıp zaman öldürmekle aynı şey olmadığını düşünüyorum. Son olarak, kitapta çokça yer almamasına karşın, zamanı yavaşlatmak ve öznel zamana sahip olmamız noktasında meditasyonun yüksek önemi olduğunu düşünüyorum. Yazılanları okurken aklıma sık sık mindfulness kavramı gelmişti.
Gecikmeye Övgü
Gecikmeye ÖvgüHelene L'Heuillet · Yapı Kredi Yayınları · 2022255 okunma
78 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.