Gönderi

144 syf.
7/10 puan verdi
"Amerikan Bilimkurgusunun Kayıp Devi"
Görünmezlik, zamanda yolculuk, yapay zeka, zihin transferi... Bu gibi temel bilimkurgu unsurlarına aşinayız türün okurları olarak. Fakat bu unsurları ilk kim aklına getirmiş, ilk kim bunları okurlarıyla buluşturarak ufuk açıcı olmuş, ki bu ufuk açıcılık, türün diğer öncü yazarlarına dahi (H.G.Wells) ilham vermek ayarında bir ufuk açıcılık... Yabana atılacak türden değil yani. İşte onun adı Edward Page Mitchell. Birkaç yıl evvel
Klasik Bilimkurgu Öyküleri
Klasik Bilimkurgu Öyküleri
adlı kitabı okuduğumda, aslında bu öncü yazarın iki öyküsüyle tanışmışım bile. "Bedeni Olmayan Adam" ve kitaba da adını veren "Geri Giden Saat" öyküleri, bahsettiğim kitapta da mevcut, bilginize... Rastlantıları bir kenara bırakıp kitabımıza dönecek olursak, kitap dokuz öyküden oluşuyor ve az önce de belirttiğim gibi, gerçekten de ilham verici konularla işlenmiş, ilgi çekici anlatıma sahip öyküler bunlar. Çeviriyi de beğendim, en azından öykülerdeki akışa halel getirecek denli sıkıntılı bir durum söz konusu olmadı benim açımdan. Ve seriye yaptığım klasik yorumu yineleyecek olursam, bu kitaba da "bilimkurgu musun değil misin" diye sordum, soruma, "tabi lan manyak mısın, bahsettiğim konuları görmüyor musun?" diyerek yanıt verdi. Ben de dedim ki, "taam abi kızma, napalım, prosedür böyle"... "Bi daha olmasın" diyerek savuşturdu beni tabii. Tek tek bütün öykülerden bahsetmektense, aldığım notlara değinmek hem incelemeyi kararında bırakmaya hem de zamanımı kendime saklamama yardımcı olacak diye düşünüyorum. Nihayetinde benim bir "geri giden saat"im yok :P Her ne kadar, yukarıda türe malzeme olmuş bazı kavramların ilk kez kullanımından bahsetmiş olsak da, bana kalırsa öykülerde bundan çok daha fazlası mevcut. Mesela "Ruh Spektroskobu" öyküsünde, bir çeşit yalan makinesinden bahsedilmekte ("...Zanlının doğasının en derin kıvrımları bile bir bakışta okunacak ve ruhunu tüm açıklığıyla ortaya seren Fraunhofer çizgilerinin öngördüğü gibi beraat edecek, otuz gün hapse mahkum olacak ya da asılacak."). "Yaşlı Squids ve Küçük Kılavuz" öyküsünde ise, otoparklarda vs. kullanılan, günümüzün otomatik bariyerlerine benzer bir şeyin esintisini aldım naçizane ("...bir dokunuşla kalkıp inen mucizevi bir geçiş kapısı inşa etti."). "Senatör'ün Kızı" öyküsünde geçen "termoelektrot" adlı ısıtıcı ise, şekil itibariyle tam bir elektrikli ısıtıcı olmasa da, onu çağrıştırdı bana. Ve internetteki bilgiler beni yanıltmıyorsa öykünün yazıldığı yıllarda elektrikli ısıtıcı diye bir şey de yok ("...odanın ortasında bulunan platin bir küreye doğru çekti. Kürenin kaidesindeki gümüş bir butona bastı ve metal küre göz kamaştırıcı bir şekilde parlamaya başladı. İçini ısıtan bir sıcaklık daireye yayıldı."). Konuyu bağlayacak olursak, bilimkurgu diyarlarda dolanmaya yeni başladıysanız bence bu gibi kitaplarla ısınmak yerinde olacaktır. Ha benim gibi, türe az çok aşinaysanız ve böylesi kitapları gözden kaçırdıysanız, arayı kapatmak için geç kalmadınız demektir. Edinin, okuyun derim ;)
Geri Giden Saat
Geri Giden SaatEdward Page Mitchell · İthaki Yayınları · 2021733 okunma
·
227 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.