1248 syf.
8/10 puan verdi
Dostoyevski Külliyatı Biter...
"""...“Yazarın Günlüğü” yayını her ay devam edecek (yılda on iki sayı).
Haftalık gazeteler boyutunda ve her ayın son gününde yayınlanacak.
Boyutu, ruhu ve karakteri 1876 ve 1877 yıllarından farklı olmayacak.
Bu bir dergi değil, günlüktür..."""
"Bir Yazarın Günlüğü" bir edebiyat dergisinde köşe yazısı olarak başladı, ancak 1876'da Dostoyevski onu bir editör, yayıncı ve tek katkıda bulunan kişi olarak kendisi ile birlikte tam bir aylık yayın olarak çıkarmayı başardı. Günlüğün radikal formatı, içeriğinin aşırı çeşitliliği yorucu olsa da yer yer çokça etkileyiciydi. Tek bir çerçevede şaşırtıcı çeşitlilikte malzeme barındırıyordu: kısa öyküler; komik eskizler; sansasyonel suçlarla ilgili raporlar; tarihsel tahminler; ünlü kişilerin portreleri; otobiyografik parçalar; ve bazıları hiç yazılmamışken diğerleri daha sonra Günlüğün kendisinde yer alan öyküler için planlar. Bir dizi yazar ve anlatısal ses ve duruş ile ayrıntılı imalar ve çapraz göndermeler şeması, Dostoyevski'nin eserlerini edebi bir bütün olarak kavrayışını sunar, siyasal görüşleri, din teması ağırlık olmak üzere eserleri başka edebi eserler, ülkeler, Avrupa'ya dair değişmez cümleleri ve haklı görüşleri ile Yahudiler adına görüşleri çokça haklıydı, duygu ve düşüncelerimin tercümanı gibiydi, dışlıyorlarlar adı altında, kendini asil kanlarına dair kendilerini üstün görme çabası sanki çok haklıydı***
“ 
Aleksandr Puşkin olağanüstü bir olaydır, belki de Rus ruhunun biricik olayıdır” demişti 
Nikolay Gogol ifadelerindeki edebiyat konularıyla 
Lev Tolstoy ve eserleri üzerinden toplumsal ve siyasal vurguları, bu sayede eksik kalmış 
Uysal Kız okuması dışında 
Fyodor Dostoyevski nun diğer eserlerinin ayrıntıları kendi adıma efsaneydi yazarın kendi görüşleri ile*** Kadınlar üzerinden her bir detayı haklı ve güzeldi, çocuk ve anne baba detayıyla, özellikle aydın kesim!!! adına vurgular da çokça tanıdık gelip Fransız konuşması detayını unutmayacağım :)))
"""...Kavga kavgadır, sevgi de sevgi... Çatışkı içinde olanlar aynı zamanda birbirlerini neden sevmesinler ki? Tersine, bizde çok iyi insanların bile birbirleriyle kavga ettikleri durumlara sık sık rastlanır. Neden iyi insan olamıyoruz?...""" tartışamıyoruz zira farklı görüşlere sahipsek özellikle, aynı görüş içindeysek de illa herkes beni kıskanıyor modunda olduğu için """!¡!insan!¡!""" olamıyoruz, aynı görüşte de olabiliriz farklı sınıfsal farklılıkta da ama konuşabilir, iletişim kurabiliriz, kimseye üstünlük taslamadan...
Uygar olunan yerde taklitçisin özünden uzaksın, fakat bir yerde mutlaka başka durumlar içindeki ruhun yansıması illaki belli olacak oyuzden son kısımda da çok güzel ifade etmiş Avrupa vurgusuyla, zorlamaya gerek yok...
"""...her alanda, sanatımızda, sanayimizde Avrupa bizi övmeye, başımızı sıvazlamaya hazır; hazır da bizi kendinden saymıyor, bizden gizli, açık nefret ediyor, kendisinden aşağıda bir varlık gibi görüyor ve bazen bizden tiksiniyor, özellikle boynuna kardeş öpücükleriyle sarıldığımızda gösteriyor bu duygusunu..."""
Kulliyattaki son kitabı günlükleri ile bitirip siyasal ve toplumsal görüşlerine dair düşünceleri ile din adına vurguları az çok tahmin etmiş olsam da Türkiye detayında daha fazla kaniksadim neden öyle düşündüğünü tüm diğer eserlerindeki vermek istediği mesajları ile iyi ki sona sakladım bu kitabı iyi ki okudum, okuma sürecinde tarihi görüşlerinde detaylar veren okuma arkadaşıma da teşekkürü borç bilirim***
··
2 artı 1'leme
·565 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.