Gönderi

-Peki öğretmenim sabahı anladık, öğleyi anladık ama bi de İKİNDİ var? - İyi ki ikindi de var Mahpeyker! - Öyle mi? - Öğle değil ikindi! - Tacettin, güzel espiriydi şimdi takdir ettim seni ama sulandırmayalım. - Peki öğretmenim. Halis Muhlis, o her zamanki şekilli el kol hareketiyle saatine baktı. İkindiye daha vardı. - İkindi vakti ise, eğer bir günü insan ömrüne benzetecek olursak, ihtiyarlık zamanlarını andırır. Çünkü sabah pırıl pırıl taptaze doğan Güneş, öğleye doğru en olgun zamanlarına ulaşırken, sonra ağır ağır alçalmaya, gün âdeta ihtiyarlamaya başlar. Allah, işte bizi bu vakitlerde, bir kez daha huzuruna çağırır. Güneş doğmuş ve yükselmiştir yükseleceği kadar. Daha fazla yükselmeyecektir, artık alçalmak vakti gelmiştir. Onu yükselten de Allah'tır, alçaltan da... Gölgeler uzar, kuşlar yuvalarına çekilmek üzere son hazırlıklarını yaparken, tombul tüylü bal arıcıkları, çiçek tarhları üzerinde son turlarını atarak, kovanlarına doğru yola çıkarlar. Ve ezanlar, bir kez daha Müslüman şehirlerinin semalarında yankılanıp, mü'minleri Allah'ın huzuruna çağırırlar. ALLAHU EKBER! ALLAHU EKBER! Güneşin en tepeden aşağılara inmeye başlaması, bir gün için önemli bir vakittir. Tam bu vakit lerde, Rablerinin huzurunda İKİNDİ namazına duran mü'minlere, ikindi namazı âdeta şöyle der: "Yükselten de Allah'tır, alçaltan da... Bahar ve yaz da O'nun hazinesinden gelir bize, sonbahar da... Çiçekleri nasıl açtırıyorsa öyle de soldurur. Ve bizleri, dünyaya minicik bir bebecik olarak gönderen de O'dur, büyütüp çocuk ve gençliğe eriştiren, sonra saçlarımıza aklar düşüren ve ihtiyarlığı bize veren de... O yüzden biz, kederlenip hüzünlenmemeliyiz. Çünkü bütün bu işler O'nun emriyle olur. Biz O'ndan gelen her şeye razıyız..... İşte İKİNDİ NAMAZI da böyle önemli bir vakittir. Rabbimiz biz kullarını, günün bu ihtiyarlık zamanında, kederlenirlerse diye huzuruna çağırıp âdeta teselli eder.
··
142 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.