Gönderi

Size son olarak yeni bir belge daha sunacağım. Bu da 1931 yılında, İstanbul'da, Devlet Matbaasında bastırılan ve 1950 yılına kadar liselerimizde, resmen tarih kitabı olarak okutulan çok önemli bir eser. CHP milletvekili tarafından hazırlanan Atatürk'ün tetkikinden ve tasvibinden geçen bir eser. Bu, Orta Zamanlar İçin Tarih isimli eserin 89. sayfasındaki şu ifadeye dikkat etmenizi çok rica ediyorum. Açın şimdi bu kitabı ve 89. sayfada yer alan "Muhammed'in Daveti" başlığı altındaki açıklamayı dikkatle okuyun bakayım. "...Muhammed Mekke'de, 40 yaşına geldiği zaman vatandaşlarını, kendinin bulduğu ve doğru olduğuna inandığı yeni bir dine davete başladı." 90. sayfada neler yazılıyor? Muhammed'in koyduğu esasların toplu olduğu kitaba Kur'an denir. O, Arapların, ahlâk ve âdetlerinin pek fena ve pek iptidai ve ıslaha muhtaç olduğunu anlamış, bunları ıslah için tenha yerlere çekilerek senelerce düşünmüş ve yıllarca tefekkürden sonra kendisinde vahiy ve ilham fikri doğmuştur!" Şimdi gelin, bu tarih kitabının 91. sayfasındaki "İlk Vahiy" başlığı altında yazılanları da bana siz okuyun: "... Muhammed uzun bir devirdeki tefekkürlerin mahsulu olan ayetleri lüzum ve ihtiyaçlara göre takrir ediyordu. Bununla beraber kendisini tahrik eden kuvvetin, tabiat fevkinde bir mevcudiyet olduğuna samimi surette kâni idi." - Gördüğünüz gibi, 1950 yılına kadar liselerimizde okutulan bu tarih kitabıyla gençlerimize anlatılmak isteniyordu ki Kur'an Allah'ın kitabı değildir, Muhammed'in eseridir. Bu kitabı, Arapların ihtiyaçlarını düşünerek o yazdı. Halbuki biz Arap değiliz Türk'üz. Bu bakımdan, Kur'an'da yazılanlar bize uymaz. Şimdi siz de bu resmî tarih kitabında Kur'an'ı ve İslâm'ı küçümseyen, kötüleyen iddialara inanıyor musunuz?
Sayfa 59 - Yakın Plan
·
38 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.