Gönderi

Masal bu yaa...
Hatırlıyor musun bir gün bir masal okumuştuk seninle? Bülbüle âşık kızın masalını. Masal bu ya, güzel kız ölümü beklerken bir deniz kıyısına sığınmış. Hastalığının devası yokmuş artık. Günleri sayılı... Gel zaman git zaman başucundaki güle bir bülbül dadanmış. Bülbül her gün gelip gitmeye başlamış. Şarkılar söylüyormuş güle. Yüreğini açıyormuş ona. Güzel kız bülbülün güle olan bağlılığından ve aşkından çok etkilenmiş. "Keşke ben de ölmeden evvel böylesine sevilseydim" diye geçirmiş içinden. Bülbül hissetmiş kızın içinden geçenleri. Bülbül bir avuç kadar belki ama kalbi geniş... Aşk bülbülün işi zaten... Gelip konmuş güzel kızın omzuna. Gezip gördüğü yerlerin hikâyelerini anlatmaya başlamış ona. Başka başka diller konuşan insanları anlatmış ona, türlü çeşitli hayvanlardan bahsetmiş, şarkılar söylemiş, şiirler okumuş, şairlerden bahsetmiş, yaylalardan, dağlardan, kıştan, yazdan, bahardan haberler getirmiş. Gazeller fısıldamış kulağına. Sonra uçup gitmiş. Ertesi gün yine gelmiş tabii. Yine anlatıp durmuş gece boyunca. Gün doğar doğmaz uçup gitmiş yine. Gel zaman git zaman güzel kız âşık olmuş bülbüle. İçi ürperiyormuş o uçup gittiği vakit. Ya geri dönmezse diye korkuyormuş. "Ya o güzel diyarlarda, o başı karlı yüce dağlarda, mis kokulu çiçeklerin koynunda kalır da bana geri dönmezse ben ne yaparım?" diye hırpalıyormuş kendini. Düşündükçe daha da hastalanıyormuş tabii. Oysa günleri zaten sayılı. Amansız hastalığı düşmüyor bir türlü yakasından. Günden güne eriyip giderken şimdi iyice perişan etmiş kendini. Bülbül gelince onu çok bitkin bulmuş. Gelip konmuş hemen dizlerine. Ne oldu sana böyle?" demiş. "Korkuyorum" diye cevap vermiş güzel kız. "Gidip de dönmemenden, başka güzelliklerin koynunda beni unutmandan korkuyorum. Daldan dala, gülden güle gidiyorsun her gün. Ya birini benden çok seversen ve bir daha bu deniz kıyısına benim yanıma gelmezsen ölürüm ben." "Hepimiz zaten öleceğiz” demiş bülbül. "Vakit varken aşk için yaşayacağımıza, dar zamanda korkuyla mı öldürelim birbirimizi?" "Yani bir gün başkasını sevebilirsin o zaman. Seni bırakmam diyemiyorsun bana." "Ben bir bülbülüm güzel kız. Yaradan böyle yaratmış beni. Gülden güle, aşktan aşkadır benim tabiatım. Sen de bu yüzden sevmedin mi beni? Ben bir bülbül olmasaydım, gülden güle göçmeseydim sana anlatacak hikâyem olmazdı ki. Sana güllerden, insanlardan, diyarlardan, bahçelerden haber getiremezdim ki o zaman. Gazeller öğrenemezdim, şiirler okuyamazdım, şarkılar şakıyamazdım. Sen o zaman sevmezdin ki beni. Bir bülbüle âşıksın sen unutma." Güzel kız başlamış ağlamaya. Yakalamış bülbülü, koymuş kafese. "Madem öyle" demiş. "O halde bir daha hiçbir güle yollamam seni. Burada kalır yalnız bana gazel okuyup anlatırsın hikâyelerini. Çünkü en çok ben âşığım sana. Kimse benden çok sevemez seni. Sana en fazla ihtiyacı olan benim." Bülbül kafese girdiği günden sonra susmuş. Ne şarkı söylemiş, ne hikâye anlatmış. Başı düşmüş yana. Süzülmüş, zayıflamış. Gözlerinin ışığı sönmüş. Onun bu hali güzel kıza da dert olmuş. Hastalığı çabuk ilerlemiş. Bir gece kafesinden çıkarıp sarılmış bülbüle. Denizin kenarında derin bir uykuya yatmış. Gözünü açtığında kendini bembeyaz bir sarayda bulmuş. Buluttan bir saray... Heyecana kapılmış güzel kız. "Öldüm de cennete mi geldim yoksa?" demiş. "Evet" diye karşılık vermiş bir melek. "Gelip cennetin kapısına dayandın. Güzel yüreğin seni buraya kadar getirdi. Ne var ki seni içeri alamayacağım." Kız şaşırmış tabii. "Neden?" diye sormuş. "Cennetin kapısı- na kadar gelip dönmek de niye?" Melek kızın kucağındakine işaret etmiş ve "Bu yüzden" demiş. "Cennete girmen mümkün değil." Kucağındaki bülbülü ancak fark etmiş güzel kız. Zavallı bülbül genç kızın kollarında ölüp gitmiş. "Onu ait olduğu yerden koparıp aşkına mahkûm ettin. Böylece ölümüne neden oldun. Cennetin kapıları sana kapandı" demiş melek... İşte bu yüzden Marie, seni kafese mahkûm edemem. Kendi ellerimle öldüremem seni. Bizim topraklar kurak gelir sana olmaz, yaşayamazsın buralarda, İklimin, iklimimize uymaz. Dilin, dilimiz gibi konuşmaz. Benim aşkım seni yaşatmaya yetmez. Yanlışlarımın en güzeli, hatalarımın en asili, en hakikisi Marie. Bizde seni kabul edip olduğun gibi sevmeye yetecek kadar yürek yok...
·
111 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.