Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Diktatörlük İslama zarar…
Faruk ÇAKIR 02 Mayıs 2023, Salı (Arşivden bir haber üzerine) Bir süre önce haksız yere tutuklanan Tunus Nahda Hareketi lideri Raşid el-Gannuşi, 2019’daki bir Türkiye ziyaretinde düzenlenen “Arap Baharı ve Nahda Tecrübesi” başlıklı panelde yaptığı konuşmada ülkemizdeki ‘dindar partiler’in pek de hoşuna gitmeyecek tespitlerde bulunmuştu. Gannuşi’yi destekler görünen şimdiki iktidar mensuplarının icraatlarına bakınca, onun demokrasi yorumlarını benimsiyor gibi durmuyorlar. Moderatörlüğünü Prof. Dr. Burhanettin Duran’ın yaptığı panelde, Tunus’daki ‘Arap Baharı’ sürecini anlatan Gannuşi, şöyle demiş: “Maalesef yıllarca verdiğimiz bu mücadele umutsuzca içimizi sarmalamıştı. (…) Özgürlüklerden bahsetmek isteyen, kendini ifade eden herkes ya cezaevlerine girdi ya da ülke dışına kaçtı. Bu baskılar bir yere kadar devam etti. Gittikçe sıkışan bu gaz bir süre sonra patladı. Bu kadar öfke ve baskının sonucunda yaşananlar aslında beklenen şeylerdi.” “Tunus’taki hadiseler istisnai mi?” şeklindeki sorular sorulduğunu aktaran Gannuşi, sekiz yıllık süreç sonunda karşılaşılan tablo hakkında o gün şunları anlatmış: “Tunus Arap Baharı’ndan sonra demokratik dönüşümünü çok hızlı şekilde gerçekleştirdi. Yaklaşık 20 siyasi partinin katılımıyla bir ulusal uzlaşı oldu ve 2014 yılında bir anayasa hazırlandı. Bu anayasada, Tunus’un bir demokratik devlet olduğu ve dininin İslam olduğu, kadın ve erkeklerin eşit haklara sahip olduğu, tüm insan haklarıyla ilgili değerleri de barındırdığını görmekteyiz. (...) Partilerin çoğunluğunun onay ve desteği ile anayasa oluştu. İslami hareket o zaman da şeriat kelimesinin anayasaya konulmasını istedi ama Tunus’taki laik kesim buna karşı çıktı. ‘Anayasa bir çatışma metni değil bir uzlaşı metnidir.’ dedik ve ‘Tunus, bir demokratik devlettir. Dini ise İslam’dır’ ifadesini kullandık.” (AA, 27 Şubat 2019) İslam’ın halk ve demokrasi karşıtı olmadığına dikkat çeken Gannuşi, şunları da söylemiş: “İslam, halkı zorla, güçle yöneten bir yapı değildir. İslamın ilk adımı da zaten Allah’a şehadettir ve kelimeişehadet içerisinde bizler özgürce, kendi irademizce Allah’ın varlığını kabul ediyoruz. Allah’a kulluğu kabul ediyoruz ve aslında bu şehadet içinde kendi varlığınızı ve yeryüzündeki bütün varlıkları da tanımak var. Özgürlüğü tanımak var. (...) Özgürlük hiçbir şekilde İslam’a zarar vermez. Özgürlük ne olursa olsun, hangi boyuta ulaşırsa ulaşsın İslam’a zarar verebilecek bir şey değildir. İslam demokrasi ve halk karşıtı değildir. İslam ile demokrasinin ikiz olduğuna inanıyoruz. Demokrasi dediğimiz İslam’ın içinde olan bir şey. İslam bir özgürlük dinidir. İslam’a zarar verebilecek tek olgu diktatörlüktür. Diktatörlüğe karşı tavır sergilememiz gerekiyor. Basın özgürlüğünden korkmamamız gerekiyor. İnsan haklarından, kadın haklarından, azınlık haklarından korkmamamız gerekiyor.” Türkiye’deki bir kısım siyasetçilerin ‘demokrasi’yi yorumlama noktasında Gannuşi’den ders almaları icap eder, vesselam.
·
65 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.