Gönderi

64 syf.
9/10 puan verdi
·
21 saatte okudu
İstanbul Sözleşmesi Yaşatır Mı, Ahlaksızlaştırır Mı?
Sözleşme 2014 yılında, İstanbul'da yürürlüğe girdi. Türkiye sözleşmeyi 2011'de (Dönemin Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu tarafından) ilk imzalayan ve parlamentosunda onaylayan ilk ülke. Yine aynı hükümet, 2021 yılında sözleşmeyi feshetme kararı aldı. "Dış Güçler" tarafından aile yapısının bozulmak istendiğini, cinsiyetsizleştirme politikası olduğunu, eşcinselliğe zemin hazırladığı gibi gerekçeler öne sürüldü. Sözleşmeyi fesh etmek için olmayan maddeler sosyal medyada yayıldı, maddeler çarpıtıldı. "Cinsiyetsizleştirme" olarak saptırılan maddelerden anladığım, "kadın" olduğu için herhangi zorbalığa maruz kalmanın önüne geçmek. Din ve kültür adı altında kadını ezmek, "aile yapısını bozuyor" diyerek çarpıtılmış. Din, dil, ırk, cinsiyet ayrımı yapılmaması gerektiği, malum kesim için ahlaksızlık olarak adlandırılıyor. "Yatak odasına kadar karışıyor" denilen bu sözleşme, eşi tarafından tecavüze uğrayan kadına yardım etmek istiyor. Sözleşme "gerçekten" ne diyor? Aile içi ve kadına karşı şiddetin önlenmesi ve bunun için farkındalığı artırmayı amaçlıyor. Tecavüz veya herhangi bir şiddet mağduru olan kadın için ekonomik, psikolojik, sağlık, barınma gibi birçok sıkıntısına devletin hizmet sunmasını istiyor. Kadını zorla evlendirilmekten, kürtajdan, sünnetten, cinsel saldırılardan korumayı amaçlayıp ve mağdur olduğunda destek olunması için maddeler öne sürüyor. Okullarda öğrencilerin bilinçlendirilmesine, medya, bilgi ve iletişim sektörününün ifade özgürlüğünün sağlanıp şiddetin önlenmesi adına çalışmalar düzenlenmesine teşvik ediyor. Sığınma evleri, telefon yardım hatları ve uzman destekleri sağlamanın yararlarından söz ediyor. Sözleşmede eksiklikler olabilir veya maddelerde sıkıntılar olabilir. Öyleyse daha iyisini getirin. Madem aile yapısı, kadına şiddet, ahlak sizin için bu kadar önemli, öyleyse bunu önleyen daha iyi çalışmalar yapın. Soruyorum aile yapısı sizin için nasıl korunur? Tecavüze uğrayan kız çocuğunu evlendirerek mi? Tecavüzcüyü kürtaj yaptıran kadından masum görerek mi? Tecavüze uğrayan kadının ölüp, doğacak çocuğunun yaşaması gerektiğini düşünerek mi? Kadını eve kapatıp, sosyal hayattan men ederek mi? Kadının tek kariyerinin annelik olması gerektiğini söyleyerek mi? Sözleşmeyi 3. kez baştan sona okudum. Başlıkta yazdığım sorunun cevabı: İSTANBUL SÖZLEŞMESİ YAŞATIR'DI..
İstanbul Sözleşmesi
İstanbul SözleşmesiKolektif · Ahbap Kitap · 202088 okunma
··1 alıntı·
2.672 görüntüleme
Yahya Saygan okurunun profil resmi
İstanbul Sözleşmesi Hukuken hiçbir ispat gerektirmeksizin Kadın'ın beyanını geçerli ve yeterli mi sayıyor ? Yani Evli olan Kadın "Kocam Bana Şiddet Uyguluyor" demesi Kocasının evden uzaklaştırılması için geçerli ve yeterli bir neden mi ?
eda okurunun profil resmi
Kadının beyanı esastır” İlkesi: “Kadının beyanı”nın kovuşturma ve hüküm aşamasında değil soruşturma yani şüphe aşamasında esas olduğunu da bu yazıda tekrar hatırlatmak isterim. Yargıtay’ın “kadının beyanı” ifadesini kullandığı emsal kararlar da mevcuttur: Kadının beyanı, yargılama sırasında; hayatın olağan akışına uygun, samimi, tutarlı ve istikrarlı, mağdur ile bir husumetten kaynaklanmayan, olay ertesinde hemen tanıklarla paylaşılmış, doktor raporları ile belgelenmiş ve sanık tüm bunları çürütemedi ise hüküm esastır. Basit bir ifadeyle bu ilke, “delil yetersizliği” olan durumlarda kadın veya çocuğun beyanının esas alınmak suretiyle potansiyel şiddete yönelik koruma sağlanması anlamına geliyor. İddia olunan mağduriyetin gerçekleşmediği mahkemeye ispat edildiği takdirde tedbir kararı kaldırılabiliyor. Dolayısıyla kamuoyunda sıkça yanlış bir şekilde bahsedildiği gibi kadının beyanına göre kimseye mahkumiyet ve tazminat kararı verilmiyor. Av. Ferah Altuntaş
2 sonraki yanıtı göster
eda okurunun profil resmi
Taraf Devletler, özel sektör aktörleriyle işbirliği içinde, çocuklar, ebeveynler ve eğitimcilerin içeriğinde zararlı olabilecek cinsel ya da şiddet unsuru bulunan bilgi ve iletişim ortamlarıyla başa çıkma becerilerini geliştirir ve geliştirilmesini teşvik eder. Madde 17 – Özel sektör ve medyanın katılımı (2)
eda okurunun profil resmi
Taraf Devletler, ifade özgürlüklerine ve bağımsızlıklarına saygı duyarak, özel sektörü, bilgi ve iletişim sektörünü ve medyayı politikaların hazırlık ve uygulama aşamalarına katılmaya ve kadınlara yönelik şiddeti önlenmek ve kadın onuruna saygıyı arttırmak amacıyla yönerge ve öz-denetim standartlarını oluşturmaya teşvik eder. Madde 17/Özel sektör ve medyanın katılımı (1)
eda okurunun profil resmi
AKP Grup Başkanvekili Özlem Zengin, TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu Başkanı Canan Kalsın, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk'un da aralarında bulunduğu isimler, sözleşmeden vazgeçilmesine karşı çıkıyor. Erdoğan'ın kızı Sümeyye Erdoğan Bayraktar'ın da yöneticisi olduğu KADEM'in de sözleşmeye destek verdiği biliniyor. BBC
Serhat okurunun profil resmi
Sözleşmenin muhteviyatına sizin kadar hakim değilim fakat istatiksel verilere baktığımızda son yıllarda kadın cinayetlerinin ve kadına şiddet olaylarının ayyuka çıktığını, bahse konu sözleşmenin kadını yaşatma hususunda hiçbir işe yaramadığını rahatlıkla görebilirsiniz. 6284 ile ilgili şiddet mağduru kadınların ifadesini alan biri olarak söylüyorum. Kadınlar eşlerinden şikayetçi olup uzaklaştırma talep ettiklerinde huzura ereceklerini zannediyorlar. Oysa ki ifadelerini yasa gereği şikayetçi oldukları erkeklere okuyup, uzaklaştırma kararını kendilerine tebliğ ettiğimizde erkek şahıs kin ve öfkeyle dolmuş oluyor. Evden uzak kaldığı vetirede rahatsız edici, pespaye ortamlarda kaldığında eşine olan kin ve öfkesi ziyadeleşiyor. Netice olarak erkek, ilk fırsatta eşinin canına kastederek öfkesini kusuyor. Çözümün ne olduğunu bilmiyorum ama bunun doğru bir çözüm olmadığını kendim müşahede ettim.
eda okurunun profil resmi
Sözleşme yürürlükteyken de sadece soyut olarak vardı. Türkiye bunu iç hukukuna yansıtmadı.
Yahya Saygan okurunun profil resmi
eda
eda
Açıklama ve bilgilendirme için çok teşekkür ederim Eda Hanım. Paylaştığınız bilgiye yakın ama "Tedbir" noktasının altının çizildiği bir bilgiyle beraber; bu tedbir gerekçesiyle Erkeğin evden uzaklaştırılması neticesinde birçok yuvanın dağıldığı bilgisinin yaygın olduğunu paylaşmak isterim. Sözleşme her durumda kadının beyanını esas alarak, erkekleri mağdur mu ediyor? Sözleşme gereği yürürlüğe giren 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’a göre, kadının beyanı hüküm tesis etmek için değil, tedbir uygulamak için esas alınıyor. Yargılama esnasında masumiyet karinesi geçerliliğini sürdürüyor. “Kadının beyanı esastır” demek, şiddet tehdidi altında olduğunu beyan eden kadının, ilave delil aramaksızın koruma mekanizmalarına dahil edilmesi anlamına geliyor. Yani kadının beyanı hükme değil, korunma tedbiri alınmasına ve soruşturmanın başlatılmasına esas. teyit.org/dosya/istanbul-...
eda okurunun profil resmi
İncelemede de belirttiğim gibi sözleşmede eksiklikler veya yanlışlıklar var. Ben daha çok saptırılan konulara odaklandım, bahsettiğiniz konuyu anlıyorum. Hukuk konusunda o denli uzman olmadığım için sadece fikrimi söyleyebilirim. Bence de erkeklerin mağdur olmaması adına maddeler genişletilmeli, ekler yapılmalı.
5 sonraki yanıtı göster
MEHMET ZAHİT YAĞCIOĞLU okurunun profil resmi
Kardeşim bir ilahiyat mezunu olarak ve de kadın haklarıyla alakalı çalışma yapmış birisi olarak söylüyorum ki dediğin gibi bu sözleşme yaşatırdı ama maalesef sözleşmeyi okumaya bile tenezzül etmeyen kitle yüzünden kemâle erdirilemedi.
15 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.