Ruhun kara gecesinde bile gündüz kapıda bekler...
Karl Ove Knausgaard 'ın Mevsimler serisindeki hassas, dalgın ve dürüst üslubuyla zeki ve duygusal geçişli kitabı İlkbahar, bir ailevi travmanın anlatımı ve tekil anlatım içindeki nesnelerden duygulara geçişin seri içindeki üçüncü kitabı yani serinin duygusal merkez üssü...
İlkBahar, bir baba ve yeni doğan kızını Nisan ayında gün doğumundan gün batımına kadar takip eden, günlük rutin, hayatın başlangıcı ve ışığıyla, ama aynı zamanda derin mücadeleleri ve karanlığıyla dolu bir gün. Yeni doğan kızına hitaben kişisel bir dünya ansiklopedisi derlemeye yönelik fantastik ve büyüleyici edebi projesinin yeniden başlaması. Ancak burada Knausgaard, kızına annesinin hamile olduğu dönemde yaşananların öyküsünü de anlatmalı ve şimdi neden çocuk hizmetleri randevularına katılmak zorunda olduğunu açıklamalıdır. Kızını güvende tutmak için, tek bir gün boyunca şiddetli psikolojik gerilimle gelişen korkunç bir hikaye anlatarak, yaşamak bazen acıtsa da, yaşamaya değer durumların da olduğunu göstermek.
Yaşam içinde yaşanan günlük duygu durumlarını anlatan bir okadar da hissettiren yazar, tüm insansı özelliklerimizle, kendini kandırmak, dışsal dünya ile içsel yaşamlarımız ve etkileri, anne-baba-cocuk ilişkileri, hayata tutunma ve bırakma halleri, sevgi-yakalama halleri, kara geceler içinde aydınlık gündüzler, içimizde yaşananlar ve başkaları, benim de çokça inandığım söze dökülme sonucu gerçekleşme korkusuyla hayat adına güzel ilginç bağlantılarını çok sevdim***
Seri de en çok sevdiğim kitap oldu, hatta Yaz Mevsimi gelmeden Yaz kitabına da mı başlasam diye içimden geçti, çokça merak ettim serinin son kitabını. İyi ki yazarı okumaya başladım, sade dili ve günlük duygu durumları ve nesnelere kattığı anlamla*** 
