Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Yerli Bilimkurgu Yükseliyor, 65. Sayı İnceleme
🔹 Yerli Bilimkurgu Yükseliyor dergisinin yeni sayısı, Türkiye'nin ilk uzun metraj kadın bilimkurgu ve distopya yönetmeni Serpil Altın'ın başarısıyla açılıyor. Amerika'da 19. Phoenix Uluslararası Korku ve Bilimkurgu festivalinde En iyi Bilimkurgu Filmi Seçilen “Bir Zamanlar Gelecek: 2121” adını taşıyan distopik filmin konusu şöyle: “Gelecekte iklim krizi ve kıtlık sebebiyle yeryüzü yaşanılmaz hale gelir. “Kıtlık Kanunları” gereği sisteme getirilen yeni hayat karşılığında, yaşlı neslin yok edilmesi zorunludur. Bu sistemde yaşayan ailenin hayatı yeni bebek haberiyle değişir.” Filmden kesitler, replikler, oyuncuların kısa biyografileri ve filmin katıldığı diğer festivallerle tanıtım yazısı tamamlanıyor. 🔹 Ardından, Alper Bozdağ'ın Depremsellik ve Bilimkurgu adlı yazı dizisinin "Dünya'da Yerbilimleri" adlı 2. bölümü var. Jeoloji beş temel bilimden biri olmasına rağmen eğitim sistemimizden adım adım kaldırılmış. Tesadüf eseri (!) olarak jeoloji dersinin kaldırıldığı 1957 yılında petrollerimiz ve madenlerimiz yabancı şirketlerin erişimine açılmış. Yazının devamında ise Taş Devri'nden itibaren dönemin inançlarının, putlarının ve tapınaklarının iklim ve coğrafyanın özelliklerine göre nasıl şekil aldığını anlatıyor. Bilimkurgu ve yerbilimlerin kesişim noktasında geniş bakış açıları sunuyor. 🔹 20. sayfada, Doç. Dr. Sümeyra Buran Utku'nun yazdığı, feminist cyberpunk tarzı roman yazarı Şeyda Aydın'ın romanlarının akademik incelemesi yer alıyor. Okumayı düşünüyorsanız ve spoiler sevmiyorsanız atlayın ama okuduysanız, okumayacaksanız ya da okuyacaksanız bile spoiler severseniz, okuyabilirsiniz. (Bir cümlede "oku" fiilini kullanma rekoru kırdım.) 🔹 Orhan Duru'nun kısa biyografisinden sonra, E. Nihan Acar'ın Bilimkurgu Rafı köşesine geliyoruz. Bu sayıda Barış Müstecaplıoğlu'nun Osmanlı Cadısı kitabının incelemesi var. Yazarı kısaca tanıtan Acar, ardından çeşitli macera, polisiye, distopik ve tarihi öğeler içeren bu kitabı tanıtır. 🔹 Özgüç Bayrak'ın Olorinla adlı kısa öyküsü, konforlu bir hücrede hapsedilen bir kaçağın başından geçenleri anlatır. Tam kontrol yetkisi verilen yapay zekâ Olorinla, daha düzenli bir toplum için insanları ikiye ayırmış, ideal vatandaş olmayı hak edenleri Mornham adlı yerleşkelere almış, diğer insanları dışarı atmıştır. Dışarıda kalanlar Nomotarm adlı özgür bir dünya kurmuştur. 🔹 İsmail Şahin, Melih Emeç'in Nartugan adlı kitabını inceliyor. Türkiye'nin dünyada sözü geçen bir ülke olduğu polisiye-bilimkurgu türündeki kitabın konusunu ve isminin nereden geldiğini anlatıyor. 🔹 Mehmet Kardaş'ın Sakın Unutma adlı öyküsü bir anne ve kızının harabe olmuş bir şehirde, aklını yitirmiş zombi benzeri insanların arasında verdiği hayat mücadelesiyle başlamıştı. Bu sayıdaki 2. bölümünde de anneyle kız açlıktan ölmemek için yıkıntılar arasında yiyecek bulmak zorunda. Öykü, anlatma ve betimleme gücüyle sizi hikayenin içerisine çekiyor. 🔹 Bleda Gençay Sönmez Bilimkurgu Frekansı adlı köşesinde, 2003'te yayınlanmış Gelecek Öyküler adlı öykü seçkisinden beş öyküyü yorumluyor, öykülerin konusunu ve ona neler hissettirdiğini anlatıyor. 🔹 Mehlika Fırat'ın kaleme aldığı Gizlem Avcısı'nın 12. bölümü var, başından itibaren okumadığım için şimdilik geçiyorum. İlk bölümden okuyup yorumlamak istiyorum. 🔹 Ali Öztürk'ün Değişim adlı öyküsü, bir gece bekçisinin yeni işindeki, yani bir uzay üssündeki ilk gecesiyle başlıyor. Minik çöpçü bir robotla yarenlik eden bekçi sayesinde gündelik hayatta yardımcı robotların yaygınlaştığını öğreniyoruz. Derken uzay üssü yönetim kurulu üyeleri, uzayda, bir bölgede, kaybolmuş bir uzay gemisi hakkında toplantı yapıyor. O bölgeye robot ekiplerinden oluşan bir uzay gemisi gönderilmesi kararı alınıyor ve ilk bölüm bitiyor. Güzel bir öyküydü, devam edecekmiş. 🔹 Arzu Çur'un kısa öykü dizisinin 4. bölümü, Tehirreya'nın Çocuk Hükümdarı'nı, başından beri okumadığım için geçiyorum. 🔹 Şevval Zerda Höçük'ün Çark, Fare, Köle adlı distopik öyküsü, dipten gelerek yükselen ve dünyayı köleleştiren bir yapay zeka trilyonerini anlatmakta. Kısa öykü, güçlü cümleleriyle vurucu bir anlatıma sahip. “— Nasıl bugüne geldin? — Yetkililer bilgisiz, bilgililer yetkisizdi.” 🔹 Esra Uysal, Kütüphanemden Seçtiklerim köşesinde iki kitap seçiyor okurlar için: Ümran Gündüz'den Dion: Galaktik Federasyon ve Can Evrenol'dan Omega Vatan. 🔹 Mustafa Bilgücü'nün Yıldızgemisi Polen adlı öykü dizisinin 5. ve son bölümü var. Başından beri okumadığım için geçiyorum. 🔹 Emine Vildan'ın Göç adlı öyküsü, dünyanın durması sonucu gezegenin güneş gören ve görmeyen yerlerinin birbirinden ayrılıp bambaşka yaşam şartları oluşmasını, karanlık tarafın robotlar tarafından ele geçirilmesini ve aydınlık tarafa göç etmeye çalışan insanları anlatıyor. 🔹 Commander64 Günlükleri, Muhittin Yağmur Polat'ın 90'lardaki bilimkurgu temalı oyunları tanıttığı köşe. Bu sayıda, okyanusların derinliklerinde geçen denizaltı savaşlarını konu alan Subwar 2050 adlı bilgisayar oyununu anlatıyor. Oyunun senaryosunu, oynanışını ve oyundan birkaç kesiti içeriyor. 🔹 Cüneyt Gültakın'ın Karar adlı öyküsü, bir uzay öyküsü. Samanyolu galaksi meclisi, galaksinin kanatlarından birinde evcilleştirilmiş kara deliklerden oluşan enerji tarlaları kurmaya karar verir. Ne var ki tarlaların kurulacağı yerde bir zamanlar var olmuş bir uygarlık vardır. 🔹 Bünyamin Tan'ın Biz, Biriz! adlı öyküsü sayıdaki en ilginç öykülerden biriydi. Bir profesör, çoklu kişilik bozukluğu yaşayan hastasını, spiral aynayla tedavi etmeye karar verir. Tedavi süreci hiç beklenmedik bir yere gider. Öyküde geçen "Kozyrev aynası", ismini bir Rus kozmonottan alıyormuş ve gerçekten de varmış. Hem bilimkurgusal hem de korku ögelerini çok sevdim. Sayıdaki favori öyküm oldu. 🔹 94. sayfada bir sayfalık Yan Etki adında kısa öyküm yer alıyor. Mikro iğnelerle sinir sistemine bağlanan kol saatleriyle ilgili bir öykü. 🔹 Eren Kasapoğlu'nun Küresel Islanma adlı öyküsü, tufan benzeri, gezegenin durmadan yağan yağmurlarla sular altında kalmaya başlamasını ve insanlığın hayatını sürdürme çabalarını anlatıyor. Öyküden etkileyici bir cümle: "İnsanlığın Kuantum Çağında geliştirdiği Muazzam teknoloji, yetersiz kaynaklar yüzünden, bir televizyon kanalının deyimiyle insana benzetilmek istenen bir farenin yüzüne yapılan makyaj kadar etkili olabilmişti." 🔹 Sezai Özden'in Bilimkurgu Yazarlarımız ve Eserleri adlı köşesi, sayfalarca süren yerli bilimkurgu kitaplarının bir listesini barındırıyor. Yıl 2023 olmuşken "Türkler bilimkurgu yazamaz ki!" diye önyargılar dillendirenler için çıktısının alınıp, kürek şeklinde bükülüp tam ağzına... Öhö öhö... Çıktısının alınıp kibar bir şekilde uzatılarak eserler hakkında bilgi verilebilecek bir liste. 🔹 Sezai Özden'in Yürüyen Tank çizimiyle -ben öyle adlandırdım, çünkü Yürüyen Şato'ya benzettim, bu çizgiyi, yani uzun, ince ve bol karışık detaylı çizimlere bayılırım- derginin sonuna geliyoruz. Bu değerli dergide emeği geçen herkesin emeğini kutlarım. Daha nice sayılara...
357 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.