Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

200 syf.
10/10 puan verdi
"herkes için gerçekte bir tek uğraş vardı; kendini bulmak."
merhabalar, ilk yorumlayacağım kitabın favori kitabım olan "demian" olmasını istedim ve bu incelemede neden favori kitabım olduğu gayet net anlaşılacaktır diye düşünüyorum. kitap ana karakter olan emil sinclair'in gençliğiyle başlıyor. karşılaştığı insanları, bu insanların hayatındaki etkileri ve daha önce düşünmediği şeyleri sorgulamaya başlamasını okuyoruz kitap boyunca. belirli ve kalıplaşmış düşüncelerin dışına çıkmayan, dindar diyebileceğimiz bir ailede büyüyen sinclair, yol göstericisi demian ile tanışana kadar kendini tanımaktan ne kadar uzak olduğunun farkında bile olmuyor ve demian sayesinde küçük dünyasından sıyrılıp birçok şeyle yüzleşmeye başlıyor. hiç de kolay olmayan bu yolculuğun başlarında sinclair kendi evinde hakim olan iyiliğin dışında dışarısının tamamen kötülükle kaplı olduğunu fark ediyor ve zamanla benlik arayışını bu iki kavramla sürdürebiliyor. hem iyiliği hem de kötülüğü temsil eden abraxas tanrısı ise burada büyük bir yer kaplıyor diyebiliriz. "kuş yumurtadan çıkmak için savaş veriyor. yumurta dünyadır. doğmak isteyen, bir dünyayı yok etmek zorundadır. kuş tanrı'ya doğru uçuyor, tanrı'nın adı abraxas'tır." dünyanın bütün gerçekleriyle, iyilikle, kötülükle, dinle, ahlakla ve daha birçok şeyle yüzleşen sinclair sorguladığı sorularının cevabının hepsini demian'da bulmakta ve iyilik diye adlandırdığı yuvasından uzaklaşmaktadır. "beni çektiğim üzüntülerden kurtaran rüzgâr hiç beklenmedik bir yönden esti." “o zamana kadar pırıl pırıl, temiz bir dünyada yaşamış, bir çeşit habil yaşamı sürmüştüm. oysa şimdi kabil olup çıkmıştım adeta, işte öylesine derin bir uçuruma yuvarlanmış, batağa saplanmıştım.” yaşamını bu tür cevap arayışlarıyla sürdüren karakterimiz büyüdükçe demian gibi başka kişiler de tanımakta ve hepsinden bir şeyler kazanmaktadır. sinclair kendisine yol gösteren kişilerle tanıştıkça her zaman birilerinden bir şeyler öğreneceğini ama kendisinin kimseye bir şeyler katamayacağı düşüncesine de kapılır. tanıştığı ve kendisinin de bir takım arayışlar içerisinde olduğu pistorius karakteri de burada devreye giriyor. pistorius ile geçen günleri ona demian'ı anımsatıyor ve tekrardan yolları birleşiyor. sonrasında ise demian'ın annesi olan bayan eva ile karşılaşıyor ve bu karakter kendini bulma arayışındaki en önemli kişilerden biri haline geliyor. "ah, bugün biliyorum ki, insanın kendini kendisine götüren yolu izlemesi kadar dünyada nefret ettiği başka bir şey daha yoktur." kitabın beni bu kadar etkilemesinin sebebinin çok uzun zaman önce okumuş olmamdan kaynaklandığını düşünüyorum. henüz hiçbir şeyle yüzleşmemiş ve her şeyi sorgulamaktan korkan, bize zorla "iyilik" diye diretilen dünyanın dışına çıkamamış olan ben tam o dönemlerde bu kitapla karşılaşmış ve kendimi çok garip hissetmiştim. içime attığım birçok düşünce vardı fakat bu düşüncelere sahip olmaktan bile korkuyordum. yanlış bir şey olduğunu zannediyordum çünkü çevremdekilerin olmamı istediği kişi kalıbına ters düşünceler olduğunu biliyordum. kısacası, sinclair ile birlikte kendimi buldum diyebilirim. çoğu kişinin okuyup geçtiği satırların altında benim için büyük önem yatar çünkü kendimi bulma yolculuğumun ilk durağıdır o satırlar. yeni bir dünyayı keşfediyor olmanın verdiği vicdan azabından ve sorgulamanın getirdiği korkudan kurtulmamı sağlayan satırlardır. hesse'nin kalemi tüm bu satırları asıl etkileyici kılan şeydir tabii kii. ilk defa okuyacak olanlara ağır ve anlaşılmaz gelebilir ama zamanla alışılır. "bir kimse bir şeye mutlaka gereksinim duyuyor ve o şeyi ele geçiriyorsa, bunu ona sağlayan rastlantı değildir; kendisi, kendi içindeki istek ve zorunluluk onu çekip ilgili nesneye götürmüştür." benim için daima en özel kalacak olan kitap, sayfalarını notlarımla doldurmaktan asla bıkmayacağım. iyi günler ve okumalar.
Demian
DemianHermann Hesse · Can Yayınları · 20215,3bin okunma
··
851 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.