Gönderi

"Merhaba bey, nasılsın?" Kâtip de irgatbaşıyı sevmezdi ama, belli etmedi: "İyiyim. Sen?" "Sağlığına duacıyım..." Kâtip, pamukçu " oğlanlardan sonra "kütlücü"lerin de kartlarını zımbalayıp, "sulu kozacı"lara geçti. Sulu kozacılar sırılsıklam üst başlarıyla titreşiyorlardı. Kâtip, "Ne o?" dedi. "Ne oluyorsunuz?" Kalın kemikli, iriyarı ama kupkuru biri, "Donuyok," diye tekrarladı. Kâtibin yüzü bok koklamışçasına buruştu: "Donuyoruz desene lan, hirt!" İşçinin çeneleri vuruyordu: "Donuyok," diye tekrarladı. "Donuyoruz de be!" "Donuyok!" "Mahsus mu yapıyorsun? Do-nu-yo-ruz!" "Do-nu-yok." "Ayı efendim ayı. Donuyoruz!" "Diyemem kâtip evendi, dilim alışmış bir sefer, dönmüyor..." Araya irgatbaşı girdi: "Nefesini tüketme. Bunlar nerde insanlık nerde. Bunlara varmi somun! Yerler! Var mı nallı Fatma? Tamam...". Kâtiple irgatbaşı arka mağazalara gülüşerek giderlerken, "Donuyoruz" diyemeyen işçi eliyle arkalarından "Nah!" yaptı. Sonra da iş arkadaşına döndü: "Donuyoruz," dedi. Arkadaşı güldü: "Kâtibe niye demedin?" "Keyiflensin diye..." "Keyiflensin diye mi?" "Keyiflensin diye. Bizi ayı, kendini adam bellesin fukara!"
·
717 views
Murat okurunun profil resmi
Bunun filmini izledim Savaş Abi harika oynadı bu sahneyi hala aklımda.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.