Kitap başkahraman Scout’un bakış açısıyla bize aktarılıyor. Scout, abisi Jem, babası Atticus ve bakıcıları Calpurnia ile Maycomb kasabasında yaşıyor. Scout un babası avukat. Ona bir siyahinin davası veriliyor. Aslında formalite icabı veriliyor bu dava. Çünkü beyazların karşısında siyahilerin hakları geri plana atılıyor, bunu tüm kasabalı biliyor. Haklı olsa bile davayı beyaza karşı bir siyah kazanamıyor. Ona rağmen Atticus elinden gelen her şeyi yapıyor. Bu yüzden kasabalılar kendisi ve çocuklarını dışlayıp baskı uyguluyorlar.
Kitap birçok noktaya değiniyor. Bize insanlığımızı sorgulatıyor. Yanlış hatırlamıyorsam Scout’un dediği gibi ‘’Bana kalırsa tek bir tür insan var. İnsanların hepsi insan.’’ Sahiden öyle insanların hepsi insan. Biz neyin renk ayrımını neyin kavgasını yapıyoruz. Scout kadar saf yürekli olabilseydik bir çocuğun masumluğunda kalabilseydik zaten dünya bambaşka yer olmaz mıydı?
Bir noktada da beyaz ve siyah insanların kiliselerinin ayrı olmasına değiniyor. Oysa tanrı hepimizin tanrısı değil miydi?
İstediğin kadar saksağanı vur vurabilirsen ama unutma bülbülü öldürmek günahtır” sözü çoğu kişi tarafından saksağan siyahi insanlar olarak, bülbül ise beyaz insanlar olarak anlaşılmış. Ben öyle düşünmüyorum. Bülbülün; kitapta dediği gibi şarkı söylemekten başka suçu olmayan yani herkes gibi yaşamı istemekten başka günahı olmayan siyahi insanları yansıttığını düşünüyorum. Saksağanların ise toplumun renk ayırt etmeksizin çürük elma dediğimiz kısımdan kimseleri yansıttığını düşünüyorum.
Yukarıda yazdıklarım kitaptan bana geriye kalanlar.
Bir noktaya daha değinmek istiyorum başta Öcü Radley kitabın ana konusunu oluşturacak gibi geliyor ama Atticus’un davası ana konuyu oluşturuyor. Yazar Öcü ile bize neyi vermek istiyor?
Nedense Bob Ewell’ i öldürenin Öcü Radley olduğunu düşünüyorum. Biliyorum o öldürmedi ama bu histen kendimi kurtaramadım. Sadece böyle düşünen ben miyim?
iyi okumalar 
Bülbülü Öldürmek
··
163 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.