Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

280 syf.
·
Puan vermedi
Anat Baniel, beyin alanında araştırmalar yapan, bu araştırmalara dayanarak beyin işlevlerinin arttırılabileceğini klinik deneyleri ile destekleyen ve en önemlisi ‘yapabilseydi yapardı’ inancına sahip bir klinik psikolog, dansçı ve yazar. Feldenkreis ile uzun yıllar çalışıp zaman içinde onun metodunu geliştirip kendi adını verdiği Anat Baniel Metodunu oluşturmuştur. Uyguladığı yöntemler ABM (Anat Baniel Metodu) olarak bilinmektedir. Bu kitapta da oluşturduğu Anat Baniel Metodunu detaylıca ve uygulama örnekleriyle birlikte anlatmaktadır. Kitap; metodun temelleri, dokuz temel esas ve notlardan oluşmaktadır. Metodun temelleri olan bölümde yazarın bu metodu nasıl oluşturduğuna dair bilgilere ve yaşantılarına yer verilmiştir. Kitabın çıkış noktası olan beyin kavramı geniş ve farklı açılardan ele alınıp farklı öğrenme süreçleri ve nöroplastisiteden bahsedilmiştir. Özel gereksinimli çocukların olumlu yaşantılara sahip olabilmelerinin, beyinsel verilerini arttırmakla mümkün olduğunu anlatıyor. Bunun kas veya gelişiminden değil beynin davranışa ait işlevini bilmesinden kaynaklandığını vurguluyor. Çözümü ise nöroplastisite ve iletişim becerilerinde bulmaktadır. Çok zengin bilimsel bilgi ve yaşanmışlıklara dayalı olan bu kitapta birçok örnek çocuk ve ailelerin bulunması, en umutsuz görünen çocukların iyileştirilmesi tekniğin ne kadar mucizevi olduğunu destekler gibi. Olması gereken tek şeyin ‘yavaşlık’ olduğunu, ‘çocuğun yapamadıklarını yapmasını sağlamaya çalışmaktan kaçınmak’ düşüncesinin benimsenmesi gerektiğini ve çocuğa dokunabilmek adına tüm bu metodları gerçek anlamıyla uygulayabilmek için çocuğun hassas noktasını bulmak gerektiğini anladım. Daha öncesinde bu maddelerin bu denli önem arz edeceğini düşünememiştim. Kitap, aslında sadece farklı gelişim gösteren çocuklar ve ailelerine yönelik değil. Her anne babanın hatta her bireyin kendine göre bir şeyler bulabileceği, doğrusunu yanlışını anlayabileceği bir kitap. Kitabın giriş kısmında çok fazlaca ilerleyen sayfalara yönelik ‘dokuz temel esas şu şekilde yardımcı olacak, bu gibi durumlara yardımcı olacak’ diye cümlelerin kurulması ticari reklam yapan firmalar etkisi yarattığı için biraz ön yargı oluşturdu. Bunun dışında her çocukta yeni sinir bağlantılarının oluşmasını sağlamak adına çocuğu teşvik edici bir hareket, davranış ya da durumun olması gerekiyor. Bu hassas noktayı sağlamanın çok zorlayıcı olabileceği kanaatindeyim. Bu bağlamda yazarın anlattığı durumlarda seansa aldığı çocuklarda çok kısa sürede değişim gözlemesi biraz düşündürücü geldi. Yazarın, kısa sürede sonuçlar alıyor olmasına rağmen ebeveyn ya da özel eğitimcilerin bu kadar kısa sürede sonuçlar alabileceğini sanmamaktayım. Bunların yanı sıra çok etkileyici bir kitap. Okurken bile önerebileceğim birçok insanı kafamda sıraladım. ‘Temelde odaklanmamız gereken şey aile, çocuğun çevreye verdiği rahatsızlık, vs. değil çocuğun vücududur. Kendi bedenindekilerin farkına varmasını sağlamaktır. Böylece beyni de çok hızlı bir şekilde değişecektir.’ Bu cümleler kitabın ana temasına vurgu yapıcı nitelikte. Dokuz temel esas ile çocukların hayatlarında meydana gelen olumlu gelişmelerin sırrının beyin odaklı çalışmalardan kaynaklandığını düşünmekteyim. Kitapta beyin, öğrenme ve yanlış bildiğimiz doğrular, doğruluğundan emin olduğumuz fakat temelinde yatan nedenleri bilmediğimiz gerçeklerden açıklayıcı bir şekilde bahsedilmiş olması kitabı benim açımdan daha çekici hale getirdi. Kitaptan öğrendiğim ve merak edip araştırdığım birçok kavram ve bilgi oldu. Kitabın bana getirisi oldukça fazla. Ebeveyn olmamama rağmen hemen hemen her sayfada altını çizdiğim çokça cümle oldu. Kitapta bahsedilen durumlarda bir öğrencim olursa düşüncesiyle kafamda birçok şeyi tasarlayıp kendimi öyle bir duruma hazırlamaya çalıştım. Dilinin sade ve anlaşılır olması da benim açımdan kitabı daha kolay okunabilir hale getirdi. Temel olarak tüm maddeleri uygulayabilmek için çalışılacak çocuğu çok iyi gözlemleyip, tanımak gerekir. Bu kitaptaki yöntemlerin okullarımızdaki özel gereksinimli öğrencilerimize uygulanabilir olduğu kanaatindeyim. Çocuklarda kendi kendine yetebilirlik becerisini, iletişim ve kendini fark edebilme becerisini geliştirebileceği de anlatılan örneklerden anlaşılmaktadır. Ebeveynlere ve öğretmenlere bu metodla ilgili verilecek eğitimlerle çok daha faydalı ilerlemelerin olabileceğini, bunun yanı sıra okul öncesi öğretmeni olarak farklılığı olan ya da özel gereksinimi olan bütün çocuklarda, ‘çocuğa görelik’ kavramı ile denenebileceğini düşünmekteyim. Sınırlara takılı kalmamak adına herkesin okuyup, içinde barındırdığı ön yargıları yıkmasını sağlayacak ve imkânsız diye bir şeyin olmadığına dair umutları yeşertecek bir kitap.
Sınırlarını Aşan Çocuklar
Sınırlarını Aşan ÇocuklarAnat Baniel · Doğan Kitap · 201587 okunma
·
67 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.