İlk akşamdan alnına düşen o erkenci bulut
O kırık çizgi, sularda susan ışık, eksilen rüzgâr dallarda
Gölgelerin perde perde pişmanlığı getirmesi
Günün gönlünce geçmediğindendir.
Avuçlarında biriken ter o gözyaşından içten
Bir damlası inancına düşen bir damlası yorgunluğuna
Umarsızlık değilse bunalmış ve bitkin Düşlerin gerçeğe dönüşme telaşındandır.
Evlerde bıçak yarası bir ayrılık
Çatılardan camlara akıp duran kırmızı
Her şeyin dokunması insana bu içli saatlerde
Zamanın aldıkları geri dönmediğindendir.
Bir duruşun var hani susmakla söylemek arası
Bir gider bir gelir ikircim sularında
Kalmışsa yüreğinin teknesi kıyışız
Gözlerinle dilinin köprüleri yıkıldığındandır.
Savrulmuş tel tel kalabalıklar içinde
Rüzgârın ucunda bir bulut duyguların avucunda bir çocuk
Görmeden geçiyorlarsa senin istekle titrediğin yerde
Büyüdükçe herkesin bir şeyleri yitirdiğindendir.
Bir adam... tutmuş yüzünü uzun yağmurlara
Bir kadın... kendi kuyularında ıslak ve hüzünlü
Söylüyorsa hâlâ bir incelik türküsünü
Sevgiye inandığından, sevgisiz olduğundandır...