Doğum gibi ölümün de çok kültürel bir olgu olduğunu görmek için iyi bir örnek bu kitap. Temel yaşam standartlarından uzak hayatlar süren insanların azımsanmayacak kadar çok olduğu ülkemizde ölüm öncesi/sırası/sonrası bazı meseleler bu şekilde olmalı diyerek anlattığı şeyler oldukça ütopik gibi bizim için. Hem çoğumuzun ölüm algısında ahiret inancının önemli bir yer tutuyor olması hem de kültürümüzün getirdikleri; yer yer “ne anlatıyorsun acaba abla sen?” dedirtmiş olsa da ölüm hakkında konuşmalıyız. Neticede “ağızların tadını kaçıran ölümü çokça hatırlayın”.
Ama fazla zamana yayarak okuduğunuzda bu kadar fazla ölümü düşünmek gerçekten ağzınızın tadını kaçırıyor.