Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

200 syf.
9/10 puan verdi
Sevgi 101
Sevginin ne olduğu ve ne olmadığına, göstergelerine, amaçlarına, şahsiyetine yönelik bir eser olan bu kıymetli kitap, kitaplığımın içinde önemli bir yere sahip olmayı hak etti. Her şeyden önce çoğunlukla kendince yanlış gördüğü hatalı ve hastalıklı sevgilerden bahsedip hem 'bir sevgi nasıl olmaz?' sorusuna cevap vererek 'sevgi nedir?' sorularına cevap veriyor hem de zaman zaman kısa cümlelerle sevginin muhteviyatına değinmesi yönünden güzel bir metodoloji gütmüş. Dil bakımından aşırı derecede yalın ve gerekli kavramlara anlaşılacak ölçüde yer veren yazar elbette bu önemli konuda ağdalı bir dilden uzak durmasıyla da artı puanını kaptı. Kitap hakkında bir özet bâbında olsun istemediğim bu yazıdan dolayı 'Sevgi Nedir?' sorusuna verdiği yanıtları elbette toplamayacağım ama hepinize okumanız konusunda tavsiyede bulunurken kendimce katılmadığım birkaç husus hakkında fikir belirteceğim. Bu görüşlerin kahir ekseriyeti yazarın Stoacı hissi veren düşünce temelinden dolayı kaynaklandığını başta ifade edeyim. 1- "Birini seven herkesi sevebilir, birini seven herkesi sevmiyorsa o zaman birini de tam olarak sevmiyor demektir." bu çıkarım kitabın bütününde zaman zaman açıkça bu cümleyle olmasa da okura verilmek istenen bir düşünce. Önceki konularda yazar kişinin başkasını sevebilmesi için kendini sevmesi gerekliliğini ifade ederken daha sonra herkesi sevmemek durumunda olan insanların ne kendilerini ne bir başkasını sevebileceğini ifade ediyor. Ben burada şahsen toplumdan tecrit dahi etse bir insanın kendi nevi şahsiyetine münhasıran herkesi sevmese de kendini veya bir başkasını sevebileceği kanaatine sahibim. 2- Yine bir "sevme" koşulu olarak bir insanın "tanrı sevgisine" sahip olması gerektiğini, tanrının varlığı hakkında veya tanrı sevgisi hakkında birtakım tasniflere yer vermiş olsa da yazar, bu konuda da maalesef mutabık değiliz. Zira kendisinin de dediği üzere, Tanrı hakkında insanlar kendi fikirlerine insanın tarihsel süreci içinde ulaşırken hep ne iddia etmişlerse tam tersini bularak ulaşmışlardır. Bu noktada ilk yargı da tanrının varlığı olduğunu düşünürsek insanın bence ulaşabileceği bu konuda en son nokta -genel kabulün zıtlığı dolayısıyla- tanrının var olmadığı sonucudur. Bu noktada insanın anne ve baba sevgisine yönelim ve arayışı kendinden büyük bir güce tutunma isteğini içinde oluşturduğu sebeple şahsen tanrı sevgisi konusuna da katılmıyorum. 3- Kitapta sevgiyi tarif ederken "Sevmek, kendini karşılıksız olarak adamak, sevgimizin sevilen kişide de sevgi oluşturacağı ümidini taşımak demektir. Sevgi bir inanç eylemidir, inancı az olanın sevgisi de azdır" şeklindeki tarif açıkçası burada evvela 'karşılıksız' olması yani ne sana ne karşıya bir şey sunmuyor oluşuyla belli bir sebebe taalluk etmeyişi yönüyle ardından 'adamak' noktasında bir insanın bir başka insan veya insanların hakkında bir durumda kendini bir şeye koşulsuz şartsız bağlamasının bence bir nevrotik durum olması sebebiyle, 'sevilen kişide sevgi oluşturmak ümidi' bu kısmın ise her ne kadar evet ümitli olmak iyi olsa da realistik gerçekle ve deneyimlerle çelişmesi, insan içinde her ne kadar sevgi barındırsa da karşısındakiyle aynı frekansta olmadığında bu noktada bir sevginin oluşmayacağını daha çok görmemle, inanç noktasında ise burada insan her ne kadar inanç sahibi olsa da zamanla somut bir başarı elde edemediği taktirde bu inancının kırılacağı, sevgisinin yok olacağı ve açıkçası tasnif ettiğimiz sevgi çeşidinin 'bir bitmeyen' oluşuna çelişik olduğundan dolayı katılmıyorum. Yinede genel olarak insanın sevgi arayışının temelleri, sağlıklı ve sağlıksız sevgi biçimleri hakkında olgun bir bilgi kaynağı olduğundan mütevellit tüm okurlara tavsiyemdir, iyi okumalar dilerim.
Sevme Sanatı
Sevme SanatıErich Fromm · Say Yayınları · 202018,6bin okunma
·
49 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.