Gönderi

120 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
Resul Bulama
Resul Bulama
'nın
Taş Sektirme Ustası
Taş Sektirme Ustası
kitabı üzerine yazılan incelemeleri okurken fark ettim ki, taş üzerine söylenmiş ne kadar atasözü ve deyimimiz varmış. Oysa sıradan bir taş ama marifet bakmakta değil görebilmekte derler ya işte, yazar görmüş taştaki kerameti ve deyim yerindeyse taşı sıkıp hikayeler çıkarmış. Tam 22 hikaye. Hepsi taşlar üzerine kurulu ve yazar 22 taşı üst üste koyup bir öykü duvarı örmüş. Örmüş diyorum çünkü hikayeler birbiriyle örülü. Bu yüzden kitap için öyküden ziyade bir novella diyebiliriz. Kurgusal metinlerde iletilmek istenen duygu tekil değil, çoğuldur. Aynı metinden pek çok okur farklı iletilere ulaşır. Bunun sebebi her okuyanın farklı hayatları yaşamış olmasıdır. Yazarın yaşamında yer alan olaylar, içinde yetiştiği ortam, aile durumu, okuduğu kitaplar ve yaşadığı aşklar/ayrılıklar kurgusunu belirler. Aynı şekilde bu durum okuyan için de geçerlidir. Kitabın başında yazar, "Yazılanlarda bir parça da olsa size dokunan bir yer varsa oraya daha önce birisi dokunduğu içindir." diyerek aslında bu durumun farkında olduğunu bize gösteriyor. Mesela sayfa 31'deki "(...) mecbur kalınca olgunlaşıyor insan." alıntısı, yazar için farklı, okuyanlar için farklı anlamlar ifade edebilir. Ne de olsa herkesin mecburen olgunlaşması başlı başına ayrı bir hikayedir. Yani bir yazı yaratmak, bir yaşantının üretimidir ama onu okumak ise yeni bir yaşam üretmektir. Okuyan kişi, okuduklarında yeni bir yaşam üretiyorsa, yazarın anlattıklarının içine girip kendinden bir şeyler buluyorsa bu yazarın başarısıdır. Bu anlamda Resul Bulama'yı başarılı buldum. Edebiyat bizi tanımadığımız yerlere götürür, tanımadığımız kişilerle özdeşim kurdurur, yeni hayatların içine sokar. Kurgu eserler "Ben kurguyum." diye bağırırsa inandırıcılığı kalmaz ve okurlar olarak anlatılan olayın içine giremeyiz. Eğer öyküde anlatılan olay yaşamdan uzaksa okurken sıkılır, okuduklarımızdan uzaklaşırız. Taş Sektirme Ustası, okuru içine çeken, ana karakter ile hemhal yapan bir kitap. Abartı yok, basitlik var. Mesela içinde hüzün var ama dram yok. Olması gerektiği kadar hüzün var. Taş sektiren adama üzülüyorsunuz ama acımıyorsunuz. Ana karakter de senin benim gibi hayatın içinden bir insan. Hikayeyi okurken taş sektiren adamın bir yerlerde yaşadığına inanıyorsunuz. Benim için kitapta gördüğüm üç önemli husus vardı. Birincisi hikayenin yapmacıklıktan uzak olmasıydı. Önemli bulduğum ikinci hususta yazarın hikayeyi anlatırken yargıdan uzak durmasıydı. Genelde hikaye ve romanlar birinci tekil ya da üçüncü tekil ağızdan yazılır. Yazarımız anlatımında bu iki tarzı da kullanmış. Birinci tekil anlatımda yazar olayı karakterin gözünden anlatır ve doğal olarak anlatılan, kişinin kendisi olduğu için bir yargı yoktur ama üçüncü tekil anlatımlarda yazarlar yargıda bulunurlar. Bu durum okuyucunun hayal dünyasını yönlendirmektir ve iyi yazarlar bunu yapmazlar. Yazarımız da anlattığı hikayede yargıda bulunmaktan ziyade betimleme yapmış ve Taş Sektiren Adamı okuyucuya yargılatmış diyebilirim. Ayrıca taş sektiren adamın hikayesini sadece onun gözünden değil, çevresindeki kişilerin gözünden görmenin de anlatıma bir farklılık kattığını söyleyebilirim. Önemli bulduğum üçüncü hususta yazarın süslü yazma eğiliminden uzak durmasıydı. Son dönem Türk yazarları okuduğumuzda süslü yazımı çok fazla görüyoruz. Bir kitabın kusuru, eksikliklerinden ziyade fazlalıklarıdır diyor William Zinsser. Süslü anlatıma örnek olarak Hasan Ali Toptaş'ı verebilirim. Toptaş öyle süslü cümleler yazar ki ilk okuduğunuzda cümle hoşunuza gider ama aynı cümleyi anlamaya çalışarak tekrar okuduğunuzda Hasan Ali'nin aslında makyaj yaptığını ve anlattığının bir derinliği olmadığını görürsünüz. Bu kitapta sırf anlatım güzel olsun diye gereksiz sözcükler kullanılmamış, Bulama anlatmak istediğini makyajdan uzak, sade bir dille anlatmış. Anlatım, dil ve üsluptan sonra gelelim hikayenin konusuna. Kitabın adından da anlaşılacağı üzere karakterimiz taş sekmeyi kendisine takıntı haline getirmiş bir adam. Cemil Meriç, " İnsanlar kötüydü, kitaplara sığındım." diyor ya, o misal taş sektirme eylemi de karakterimiz için bir kaçış yeri aslında. Taş biriktirmek ve taş sektirmeyi hayatının önceliği edinmiş. Bir nevi rehabilite olma biçimi. Bir çoğumuz böyleyizdir aslında. Gün içinde kendimizi rahat hissedeceğimiz, kaçacağımız bir liman ararız. Kimisinin kaçış yeri dizilerdir, kimi yazarak kaçar kimi de biz okurlar gibi kitaplarda kendisini iyileştirir. Ustalık taşı sektirmekte mi yoksa sektireceğin taşı seçmekte mi? Belki de taş sektirmenin püf noktası, sektireceğimiz taşı seçmekle başlıyor. Hayat gibi işte. Hepimiz bir hayatı yaşıyoruz ama bunu seçimlerimiz belirliyor. Bazı seçimlerimiz var ki geri dönüşü yok. Tıpkı fırlattığımız taşın geri dönüşü olmaması gibi. Hikayeyi okurken taşın su üzerinde sekmesi farklı düşüncelere götürdü beni. Mesela insanın sırtındaki yük ile taşın su üzerinde sekmesi arasında bağ kurdum. Taş da suyun üzerinde bir yere kadar sekebilir. Üç, dört ya da beş. Sonunda kendi ağırlığı onu suyun dibine çeker. İnsanın da taşıyabileceği yükleri bir yere kadardır. Eninde sonunda insan da bir yerde pes eder dibe çöken taş gibi. Kitap ile ilgili olumsuz eleştirilerim de var tabii. Birincisi, ilk bölümlerdeki hikayeler ağır ilerlerken bir anda hızlanıyor hem anlatım hem de zaman olarak. Burada yazarın bir yerden sonra gözünün bitiş çizgisinde olduğunu söyleyebilirim. Eleştirebileceğim İkinci nokta ise hikayenin başlarında atılan bütün düğümlerin finalde çözülmediğini söylemek olur. Bazı şeyler sanki havada kaldı. Yazar bunu bilinçli de yapmış olabilir tabii. İncelemeyi kitapta en beğendiğim alıntıyla bitirmek istiyorum. "Atlar çitini kendi örmez. Onlar üzerinden geçmeyi bilir, eğer yol varsa." ( Sayfa 52) 22 hikayede, 22 taş koydu önümüze yazar. Oldu mu duvar? Geç geçebilirsen. Kitap bitti, kaldım duvarın içinde. Sitemizin değerli okurlarından Resul Bulama'nın bu ilk göz ağrısını severek okudum. Kendisine ve kitabına başarılar diler, yeni hikayeleriyle buluşmak isterim.
Taş Sektirme Ustası
Taş Sektirme UstasıResul Bulama · 0153 okunma
··
6.5k views
Resul Bulama okurunun profil resmi
Mustafa hocam kıyıda köşede taş bırakmamış hepsinin altına bakmışsınız. Ben bir kısmını gösterip bir kısmını saklamak, askıda bırakmak istemiştim oysa. Teker teker ele almaya çalışayım yerinden oynattığınız taşları :)) Öncelikle aynı metinden farklı okurların bambaşka anlamlar çıkarması çok ilgimi çeken bir konudur. Hatta farklı okur bile her zaman aynı değil. O da kendi içinde dönüşmeye devam ediyor. Metin de bundan bağımsız değil. Yazı aynı dursa da bir süre sonra farklı anlamlara gelebiliyor. Bu dönüşüm içinde okurlara bir noktada dokunmak en büyük dileğimdi. Yazım dili açısından üzerinde özellikle durduğum noktalara dikkat çekmenize sevindim. Yazı serüveninden önce de sadelik ve kısalığı, özü önemsedim her zaman. Kitap hâline gelmeden önce de süsten, yapmacıklıktan, gereksiz sözcüklerden ve abartıdan uzak, sade bir anlatım yakalamaya çalıştım. Hüzün ve doz konusu da bunlardan biri. Yargı konusu ise bütün incelemelerimde altını çizmeye çalıştığım bir konu. Buna yazarın durduğu yer diyorum. Başka bir ifadeyle tarafını tuttuğunu , hoş göstermeye çalıştığı yer. Bu yüzden sadece kavgayı ayırmaya, iki tarafı da tutmamaya çalıştım. Kahramanı kendime yakın hissettim. Fakat incelemelerde eleştirdiğim noktaya düşmemeye çalıştım. İnsanların yükü, taşın ağırlığı, su ve derinlik konularında mesajların yerini bulması sevindirdi beni. Askıda bırakmak bir tercihtir, askıda simit bile var artık , öykü niye olmasın diye düşündüm :) En beğenilen alıntıya gelecek olursak "mecbur kalınca olgunlaşıyor insan." Kaynağını sizinle paylaşmıştım , daha fazla açık etmek istemem kendimi. Bütün taşlar kaldırılmış çünkü. Sadece şunu söyleyebilirim: "Mecbur kaldım , ondan yazdım." Teşekkürle...
Mustafa A. okurunun profil resmi
Çok şey yazabilirdim, hatta çeşmenin üstündeki taşla ilgili bölüm ile yazacaklarim vardı şimdi geldi aklıma. O paragraf da beni çok etkilemişti. Konu süs olunca pek ala anlatımı susleyebileceğinizi biliyorum ki birçok okurun da bu tür ağdalı anlatım hoşuna gider ama makbulu bu mudur tartışılır. Süsten uzak durmak, yazıda bu olgunluğa erişmek ilk kitap için çıtayı yükseltmiş. İkinci kitabınız sizi zorlayabilir hocam.;)) Severek ve özenerek okudum. İncelemeyi de severek yazdım. Tekrardan kaleminize sağlık.
4 next answer
Bu yorum görüntülenemiyor
Lal okurunun profil resmi
Yazmayın böyle güzel incelemeler :) Benim yazdıklarım çok basit kalıyor, üzülüyorum 😂 Uzun olmasına rağmen sıkılmadan okunan çok güzel bir inceleme olmuş. Bir taştan bu kadar anlam çıkması... Taş aslında bir sembol her şeyin o kadar çok anlamı var ki. Ellerine sağlık😇 Kitabı merak ettiren, çok güzel ifadelerle dolu bir inceleme.
Mustafa A. okurunun profil resmi
Teşekkür ederim kıymetli yorumun için mutlu oldum😊 Yazarın marifetinden kaynakli biraz da. Kitabı mutlaka okumalısın.
1 next answer
Mustafa Diyar okurunun profil resmi
Resul Bulama
Resul Bulama
ile tanışma fırsatım veya ortamım olmadı diyeyim. Belki birkaç yerde denk geldik fakat tanışmak kısmet olmadı. Ama bu sitenin değerli okuyucularından biridir bunu biliyorum. Senin vesilenle de yazdığı kitabı kavçuğundan sıyrılmış bir bakır teli gibi gördüm. Kalemine sağlık. Senin referansın ile okuyacağım. Bir şey daha söylemek istiyorum. Birçok kimse taşları bu yeryüzünde basit görür ama Allah'ın şu ayetini bilenler hariç: Bakara 74.Ayet: "(Ne var ki) bunlardan sonra yine kalpleriniz katılaştı. Artık kalpleriniz taş gibi yahut daha da katıdır. Çünkü taşlardan öylesi var ki, içinden ırmaklar kaynar. Öylesi de var ki, çatlar da ondan su fışkırır. Taşlardan bir kısmı da Allah korkusuyla yukardan aşağı yuvarlanır. Allah yapmakta olduklarınızdan gafil değildir." Bende bu ayeti buraya bırakıyorum. Gerçekten birkaç yorum daha okudum gördüm ki inceleme uzardı ama ennihayetinde (bana göre de) gerekli açıklamayı yapmışsın. Teşekkürler hocam 🤝
4 previous answer
Mustafa A. okurunun profil resmi
Teşekkür ederim Mustafa yazdıkların için. Okumana vesile olacaksam ne mutlu eski dost.🙏😊
Şeyma R.GZN... okurunun profil resmi
Çok uzun zamandır bu kadar özenle hazırlanmış, nitelikli inceleme okumadım. Marifet kitapta mı, yazarda mı, okurda mı bilemiyorum. Tebrikler, böyle emekler verilen, sürece dahil olmayan bizleri bile etkileyen, işler yapıldığı için. Ömrümüz uzun, tesiri çok olsun...
Mustafa A. okurunun profil resmi
Kıymetli yorumunuz için teşekkür ederim Şeyma Hanım.
Sümeyra Özat okurunun profil resmi
Rötarlı incelemenizi, rötarlı bir şekilde okumak durumunda kaldım, mazur görün Mustafa hocam. :) Yazarın, karakterleri yargılayıcı bir üslupla ele almadığı konusundaki düşüncelerinizi bizlerle paylaşarak önemli ve sanırım daha önce değinilmemiş bir noktaya parmak bastınız. Resul Bey bu konuda da oldukça profesyonel ve özenli bir yaklaşımla ele almış eserini. Sizin de bahsettiğiniz üzere her okurun kendi penceresinden bakıp farklı görüşler geliştirdiği bir manzara sunuyor bu kitap bizlere. Haliyle her incelemede yeni yeni bakışlar keşfediyoruz. Sizin incelemeniz de hem değinilmemiş konulara temas eden hem de öncekileri yeni bir yorumla ele alan kapsamlı ve başarılı bir inceleme olmuş. Emeğinize sağlık. Nice güzel okuma ve inceleme yolculuğunda tekrar tekrar yol arkadaşlığı etmek dileğiyle..
Mustafa A. okurunun profil resmi
Senin profesyonel incelemenden sonra, o incelemenin etkisinin biraz olsun geçmesi için beklemem gerekiyordu. ;)) Kitap için çok değerli incelemeler yazıldı ve dediğin gibi birçok okur farklı açıdan değerlendirdi ama ortak nokta, senin de dediğin gibi basit bir konunun okura farklı zenginlikte malzeme sunması yazarın bir yeteneği. Benimle okuma inceliği gösterdiğin için ben teşekkür ederim.
1 next answer
Hülya okurunun profil resmi
Çok güzel bir inceleme olmuş , emeğinize sağlık hocam.
Mustafa A. okurunun profil resmi
Teşekkür ederim.;)
Turhan Yıldırım okurunun profil resmi
Güzel bir inceleme olmuş, emeklerinize sağlık.
Mustafa A. okurunun profil resmi
Teşekkür ederim Turhan hocam.;)
Eylül Türk okurunun profil resmi
En sonunda okudum incelemenizi hocam.😅 İlk cümle konusunda tespitinize katılıyorum, yazarın zihni değildir ölü harfleri canlandıran okurun zihnidir. Aynı zamanda yazar sadece bize bir mektup göndermemiştir, sesini, mimiklerini, tebessümlerini, öfkesini, hoşgörüsünü... de göndermiştir. İki suskunluğun karşılaştığı, gözün ve yazının bağlantıyı sağlamaktan başka ağırlığının olmadığı, bu atmosferde dışta bırakılan zaman, mekan ve kişiler önemsizdir... Bu nedenle sade anlatımlar her iki suskunluğu da gereksiz yorgunluktan kurtarır... Sade anlatımın tuttuğu yol da hem dikenlidir, hem de kuyularla doludur. Dikenlidir çünkü örtündüğünüz süslü pelerinlerin onlara takılıp kalması gerekir, kuyularla doludur, çünkü her an komplekslerinizin birisi sizi uzun, karanlık, tekinsiz bir düşüşe zorlayabilir. Resul Hoca'nın ilk eserde bu sadeliği yakalayabilmiş olması, 'aman ne güzel dümdüz yazmış, edebi bir çaba yok' değildir, aksine, büyük bir emek ve gayretten sonra gelen 'artık bir soluklanalım' dır... :) Mustafa Hocam, incelemeniz işin mutfağında bulunan insanların nasıl farklı okumalar yapabildiğini bana bir kere daha göstermiş oldu. Bu ay Karabatak'da yine bir inceleme yayınlandı, vay gidiii dedim, biz kitabı okuyup geçmişiz :)) Onun kadar başarılı buldum. Vaktinize bereket.
Mustafa A. okurunun profil resmi
Sitenin mihenk taşı okurlarının bu kadar mütevazi olması yorum yaparken beni zorluyor biraz.;) Sizin incelemenizi de hatırlıyorum ve okuyup geçtiğinizi söyleyemem. Hatta incelemenizdeki sadelik vurgusu da hala aklımda. Yıllar önce Resul Bey'in kitabını okusaydım belki ben de "basit ve sade dille yazılmış" diyebilirdim ama sadeliğin zor olduğunu artık biliyorum ve size katılıyorum. Sadelik belki de en güzel süs. Değerli okurlardan inceleme hakkında güzel yorumlar duymak beni mutlu ediyor. Çok teşekkür ederim.;)
Neşe okurunun profil resmi
Mustafa hocam merhaba. Novella konusunda size katılıyorum. Diğer yorumlarınız da kitabı benzer hislerle okuduğumuzu gösteriyor. Ciddi bir emeğin duyguyla yoğrularak meydana getirdiği bu kitaba ne güzel bir inceleme yazmışsınız. Elinize sağlık.
Mustafa A. okurunun profil resmi
Çok teşekkür ederim Neşe hanım.
20 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.