Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Temple Grandin / Yaşanmış bir otizm hikayesi
Spoiler içerir! Temple; konuşması gereken yaşlarda konuşamıyor ve arkadaşlarıyla iletişim kuramıyor. Doktor; onun otistik olduğunu, hastaneye yatırılması gerektiğini, hiç konuşamayacağını ve bu durumun annenin ilgisizliğinden kaynaklandığını annesine söylüyor.Annesi bunu kabul etmiyor ve çocuğunu hastaneye yatırtmıyor. Bizzat kendisi, her zamankinden çok kızının eğitimiyle ilgileniyor. Annesi çok fazla çaba gösterip kızı konuşmayı öğrendiğinde onu yatılı okula yazdırıyor. Orada kurallara çok önem veriyorlar. Onun çoğu şeyi anladığından emin olmak için herkes çaba gösteriyor. Özellikle fen bilgisi öğretmeni sakin bir şekilde onu çalışmaya ve başarıya teşvik ediyor. Ayrıca onu ödüllendirerek pekiştiriyor. Böylece onun çok zeki ve özel biri olduğunu ona hissettiriyor. Temple’ın farklı olduğu doğru ama eksik değil. Özel bir yeteneği var. Normal insanların fark edemediği detayları görebiliyor. Yazılardan oluşan resimleri birleştirerek okuyor ve görsel zekası çok iyi. Sadece jöle ve yoğurt yiyor. Otomatik açılan kapılardan geçemiyor. Hayatında oluşan değişiklerden rahatsız oluyor. Seslere ve renklere karşı çok hassas. Sarılmayı sevmiyor ve kimseyle sarılmıyor. Kendi etrafında devamlı olarak döndüğünde sarılamama hissini bir şekilde telafi etmeye çalışıyor. Tatillerde teyzesinin çiftliğinde çalışıyor. Orada kendini hayvanlara yakın hissediyor. Bir sığırın sıkıştırma aleti içinde rahatladığını görmek, onun dikkatini çekiyor. Annesi onu üniversiteye yazdırdığında yurtta kalırken sıkıştırma aletinden yapıp odaya koyuyor. Rahatlamak istediğinde o makinenin içine giriyor. Bir nevi sarılma hissiyle rahatlıyor. Okuduğu okullarda yaşdaşların zorbalıkları ile uğraşıyor. En son oda arkadaşı kör ve onunla anlaşabiliyor. O, otistik olduğunu kabul ediyor ve deneyler yapıp dinlenilmeyi talep ediyor. Hatta okul yönetiminden bu konuda destek istiyor. Ayrıca Arizona Üniversitesinin çevre eğitimine katıldığında sığırların daireler çizerek rahatladıklarını fark ediyor. Öldürülen sığırların et olacağını duymasına rağmen nereye gittiklerini soruyor. Yani bence onları sadece bir et yığını olarak görmüyor. ve onlar için özel bir düzenek hazırlıyor. Tezi için araştırma yapmaya ve yüksek lisans tezini imzalamaya gittiği yerde ciddi derecede zorbalıklarla karşılaşıyor ve bütün her şeyin üstesinden tek başına geliyor. Açıkçası insanların kötü bakışlarından ve tezini aşağılamalarından rahatsız oluyor. Sığırların davranışlarını yakından incelemeye çalışırken kendini onların yerine koymayı bile deniyor. Çabasına hayran kaldım. Bir gün fen öğretmeni vefat ediyor ve onun cenaze töreninde Temple, annesine sarılıyor. O zaman dünyalar, annesinin oluyor. Sanırım çok sevdiği öğretmenini kaybedince çok sevdiği annesini de kaybedeceği endişesi, onun sarılma korkusunu kısa sürede olsa ortadan kaldırıyor. Emek olan yerde sevgi var. Ve o ikisi de onun için çok emek harcadı. Temple ne zaman cesaretlense Allah, ona işini kolaylaştıracak yeni kapılar açıyor: Üniversite ve onun tezinin üzerinde gelişmesini sağlayacak çalışmaların gerçekleştirilebiceği yerler. Onun otizmden kaynaklı inatçılığı, hedefine ulaşmasında ona bir nevi yardımcı oluyor. En sonrasında Colarado Eyalet Üniversitesinde dünya çapında dersler veriyor. Kuzey Amerika’da büyükbaş hayvanların çoğu, onun tasarladığı insancıl sistemlerle bakılıyor. Filmi çok beğendim. Temple’in annesinin, öğretmeninin çabaları ve akrabalarının ona gösterdiği anlayış ve onun müthiş cesareti ve çabası muhteşemdi. Bir öğretmenin otistik bir öğrencisine nasıl yaklaşması ve ailesiyle nasıl bir iş birliğinde bulunması gerektiğine dâir bu film, bir nevi kılavuz diye düşünüyorum.
Bilim ve Teknik - Sayı 665 (Nisan 2023)
Bilim ve Teknik - Sayı 665 (Nisan 2023)
dergiyi de temin etmiştim önceden. Bu konuyla ilgili bir kapak sayfası oluşturmuşlar. Henüz okumaya zaman ayiramadim. Ama derginin bu sayısının da okunduğunda çok faydalı olacağını düşünüyorum.
·
92 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.