Gönderi

96 syf.
·
Puan vermedi
Büyük bir kitap listesiyle girdim D&R’a. Bayramdan 2 gün evvel. Bir çırpıda alırım düşüncesindeydim. Yanılmışım. Sadece yedi tanesi vardı almak niyetinde olduğum kitapların. Bazılarını ertesi gün alabileceğimi söylediler. Bazılarının kaydını bile bulamadılar. Sonra hiç vaktim olmadı kitaplara ayıracak. Arefe günü de döndüm zaten Moskova’ya. Biri bu kitaptı. Havaalanında başladım okumaya. Uçakta, arabada derken bitiverdi doksan sayfa. Biraz evvel kitabı değerlendireyim diye oturdum 1K sitesinin başına. Aklımda kalan tek bir cümle yoktu kitaptan. Konusunu bile hatırlayamadım. Oysa hepi topu 2 hafta kadar geçmişti okumamın üzerinden. Aslında okurken hissetmiştim böyle bir unutma yaşanacağımı ama bu kadarını beklemiyordum. Kitapta dokuz adet öykü vardı. İlki bir küçürek öykü gibiydi. Kısacık. On satır ya vardı ya yoktu. Öyküden çok bir epigraf gibi düşünmüş yazar. Zaten kitabın ilerleyen kısımlarında iyice emin oldum girişteki minimalin bir epigraf olduğuna. Sonuna aynı minvalde bir epilog (sonsöz müdür bu da? Tam anlatmıyor yine de) koyması muhtemel diye düşündüm. Evet varmış. Sonraki dört öykü birbirinin devamı. Romandaki bölümler gibi. Alkol bağımlısı bir abla, onu bundan uzaklaştırmaya çalışan bir kız kardeş ve ablanın bakıcısını konu alıyor. Her olaydan içki içme fırsatı kotarmaya çalışan bir bağımlı abla. Gürcü bakıcı ise gölge kahraman gibi. Göçmenlerin memleketimizde kalmak için mücadelesine de şöyle bir değinilmiş muhabbetler arasında. Anlatımı çok klasik buldum. Daha çok sözlü hikaye nakli gibiydi. Belki bundan dolayı hatırlayamamıştım. Sanki bir romana başlamış, kahramanın değişik günlerini işlediği. Sonra vazgeçip birer isim koyup öykü diye yayınlamış gibi. Yadırgadım. Sevemedim pek. Sonraki Teke isimli öyküyü beğendim. İşte diye düşündüm, öykü böyle olmalı. Bir bütünün parçası değil, kendi kısacık haliyle bir bütün. Bir durum öyküsü olsa da. Bunun için zor ya öykü. Özgür Kedi Kokusu isimli öykü galiba en beğendiğimdi. Son öykü bir sürpriz oldu. Kavabata anısına yazılmış. Öykünün kahramanı oydu. Yasunari Kavabata, (Kawabata yazar bazı çevirmenler. Alfabesi ayrı olan dillerden yapılan çevirilerde geçen isimleri sadece bizde olan harfleri kullanma kuralını almaz kafaları bir türlü. İngilizceden çevirmiş olmaları bile açıklamaz bu hatayı. Azeri cazcı Aziza Mustafazade’yi, Mustafa Zadeh, diye çevirmeleri gibi.) Belki bir yirmi beş yıl olmuştur Kavabata’nın Uykuda Sevilen Kızlar’ını okuyalı. Hala aklımdadır. Hiç unutmamışım. Büyük yazarlık böyle oluyor işte. Ben bu son öyküyü de unuttum. Kavabata anısına yazılanı. Teke ve Özgür Kedi Kokusu güzel öykülerdi. Hakkını yememeliyim. Bu kalem susmamalı ama. Gölgede Yaşamak, kitabını mutlaka okuyacağım.
Yüzen Fazlalıklar
Yüzen FazlalıklarFadime Uslu · Can Yayınları · 201620 okunma
··
190 görüntüleme
mithrandir21 / Uğur okurunun profil resmi
Özgür Kedi Kokusu sırf isminden dolayı dikkatimi çekti, e malum kedilerin özgürlüklerine de ayrı bir sevgim var.
Ebru Ince okurunun profil resmi
Moskova 'yı görmeden "ölmeyecegim" :) Selamlar.metin hocam :))
Metin T. okurunun profil resmi
Bu olayı hatırlıyor musun Ebru Hocam? Uçak olayını. Koca ülkeyi aşıp SSSR radarlarına yakalanmadan Kızıl Meydana inen Mathias Rust'u. Bana göre SSSR'i o çocuk yıktı. :)))))) Görün evet. Moskova görülmeli.
5 sonraki yanıtı göster
Bu yorum görüntülenemiyor
Hatice okurunun profil resmi
Güzel inceleme idi elinize sağlık.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.