Hollanda’nın Mona Lisa’sı ya da ‘Türbanlı Kız’. (Orijinal Flemenkçesi: Het Meisje met de Parel). Sarı başlığı, kulağına taktığı inci küpesi ile gizemli bir kızın hikâyesi. Flemenk ressam Johannes (Jan) Vermeer’in en sevdiğim tablosunu tarihi bir kurguyla sunan bir roman. 16 Yaşındaki Griet’in gözünden, 60’lı yılların Hollanda’sında. Tablonun yapılışı, resmettiği kıza karşı aşkını dillendiremeyen ve 11 çocuğu ile borçlarını arkasında bırakıp ölen, yine zamanında değeri bilinmemiş bir ressam. Bir nostalji yaşadım okurken.. Resim hakkında çok az bilgi var, kızın kim olduğu bile bilinmiyor, ancak tahminler mevcut. Bir rivayete göre ressam hizmetçisinin resmini yapmış. Eksiklik hissedince de hizmetçinin kulağını delip, eşinin inci küpesini ona takıp, resmi öyle tamamlamış. İri gözleri, yarım gülüşü, inci küpesi ve yüzüne vuran ışık oyunuyla gün geçtikçe popülaritesi artan bir tablo haline gelmiş.. Bir aksesuar olarak İnci hakkında geçmişe baktığımızda; Avrupa kraliyetleri incinin kalitesi ve değerinden ötürü, asil sınıf dışındakilerin inci takmasını yasaklayan resmî kanunlar çıkarmışlar. Ve Vermeer, tabloda bir soyluyu değil de, bir sıradan çalışan hizmetliyi resmederek halktaki başkaldırışı destekliyor aslında. İnci küpe de zenginliğe işaret eder ya, ama bir de şu var; burada kız gerçek inci takmamıştır. Bu da ressam’a verilen ‘illüzyonist ressam’ yakıştırmasını pekiştirir. ‘Lord of Light’ lakabıyla da tanınan Vermeer, ışık uygulamalarını da kullanmakta ustaymış çünkü.. Vermeer yaşamı boyunca çok ince ayrıntılı eserler yapmıştır. İnanılmaz titiz çalışan bir ressammış. Bir yılda yaptığı eser sayısı 2-3’ü geçmemiş. Hâl böyle olunca muhteşem eserler ortaya çıkmış (toplamda 35). Bu tablo ise onun başyapıtı. Bana göre dönemin en yetenekli ressamlarından biri.. Tablosu hakkında bilgi verecek olursam; orijinali Lahey-Mauritshuis Müzesinde sergilenir. Geçmişte Vermeer'in kime ithaf ettiği bilinmeyen ve 1665-66'da çizdiği bu tablo, daha sonra damadı tarafından satılır ve 200 yıl sonra bir koleksiyoncu tarafından satın alınıncaya kadar ortadan kaybolmuştu. Bu koleksiyoncu o zaman bu tabloyu 2 Hollanda Guldeni karşılığında satın aldı (1 dolardan biraz daha az). Koleksiyoncu bu tabloyu temizledikten sonra Vermeer olduğunu keşfetti. Koleksiyoncunun 1902'deki ölümü üzerine, o zamandan beri asılı olduğu Lahey'deki Mauritshuis devlet koleksiyonuna bağışlandı. Mauritshuis şu anda paha biçilemez durumda olan bu tabloyu tabii ki asla satmayı düşünmüyor. Bu arada halka açık şekilde satılan başka bir Vermeer eseri; 2004'te 30 milyon dolara satılmıştı ve İnci Küpeli Kız kadar popüler ve iyi bir tablo değildi.. Kitabı bitirdiğimde tablosuna farklı bir gözle baktım. Bir küpenin yarattığı acıları, kitaptaki imkânsız ama şiirsel bir aşkın tabloya yansıyan fırça darbelerini, artık daha net anlayabiliyorum.. (İngilizcesinden Türkçeye çevirdiğim bir alıntı): “Elimi uzatıp onu aldım. İğnemi ve karanfil yağımı çıkartıp öteki kulağımı da deldim. Ağlamadım, bayılmadım ve bir ses çıkarmadım. Sonra oturdum, onun görebildiği inci küpenin resmini yapmasını bekledim. Göremediği öteki küpe ise, kulağımda bir ateş topu gibi sallanıyordu..” Sanat tutkunlarına güzel bir kitap önerisi ve tablo incelemesi bıraktım…

Girl with a Pearl EarringTracy Chevalier · Plume - Penguin Books · 2005643 okunma

·

1 artı 1'leme

·

1.049 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Funda Usta