Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Varlık sorusuna cevap vermeden hakikat anlaşılmaz. Onun için herkesin; “benim hedefim nedir, neyi kendime hedef olarak belirlemişim, neden buradayım, Allah beni dünyaya neden göndermiş, göndermeseydi olmaz mıydı” deyip kendine bu soruları sormalıdır. İnsanın bu sorulara cevap vermeden rahat etmesi ve doğruyu anlaması mümkün değildir. Mesela; bir caminin önünde duralım ve o camiden çıkan mü’minlerin, Müslümanların her birine; “bu dünyaya geliş amacımız nedir, Allah bizi dünyaya niçin göndermiş” diye soralım. Onlara göre alacağımız en kâmil cevap; “Allah bizi ibadet için göndermiş” cevabıdır; çünkü âlimlerimiz Ve mâ halaktul cinne vel inse illâ li ya'budûn ayetini; “ben cinleri ve insanları ancak bana ibadet etmeleri için yarattım” diye tefsir etmişlerdir. Hâlbuki bu ayet; “ben cinleri ve insanları ancak bana âbd olsunlar diye yarattım” manasındadır. Âlimlerimiz; “illâ li ya'budûn” kısmını ibadet etmek manasında tefsir etmiş; yani “ibadet yaptıysak tamamdır” demişlerdir. İbadeti; namaz, oruç, hac ve zekât olarak anlamış ve bunları yapınca da “tamamdır, iş bitti” diye öğrenmişiz. Bu, tatmin edici bir öğrenme değildir, gönül bununla mutmain olmaz. Allah’ın bizim ibadetimize ihtiyacı yoktur. Allah’ın bizim üzerimizde bir muradı; yani Allah’ın bizden bir isteği, kulun üzerinde sevdiği, görmek istediği bir şey vardır. Allah’ın kuldan istediği ibadet değil, ubudiyettir, âbd olmaktır; yani iman etmek, Allah’ı sevmek, Allah’a âşık olmak, Allah’ın güzelliğiyle güzel olmak, Allah’a ayna olmaktır. Nasıl ki insanın bir hazzı, bir tatması varsa Allah’ın da bir hazzı vardır. (Buradaki haz beşeri gibi degil) Eğer; “Allah’ın bir hazzı yoktur” dersek Allah’ı bir robot gibi anlamış oluruz. Hiç böyle sakat bir iman olur mu! Allah, kulunun bir tavrına sevinir, gerektiğinde de bir tavrına kızar; yani kuluna gazap eder, küser, darılır. Demek ki Allah’ın da bir hazzı, bir tatması vardır.
··
119 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.