Yarım kalmış bir hikaye bizimkisi.
Yarım kalmış sevmelerle dolu.
Yarım kalmış bir gülümseme
Kanatılmış sevinçlerle geçmiş bir ömür işte.
Yani neresinden tutsan bir ucu kırık
Bir kez mülteci olduysa yüreğin
Hiç bir duvarda tek kare fotoğrafın olmaz.
Hiç bir albüme düşmez yüzün.
İçinde hep bir şehir boşluğu
Hep bir yolculuk içinde
Rüzgarda savrulmuş bir öykünün yaprakları gibi bir araya düşmeyen yılların kopukluğu,
Nerde olursan ol,hep eksik kalır bir şeyler.
Bir şeyleri tamamlamak uğruna hep eksik kalır bazı insanlar.
Sonra öyle bir an gelir ki
Ne kimseye verecek bir şeyin kalır
Ne senden bir iz ; geriye
Bir şiir.
Kaç dilde anlatır ki seni
Kaç yüreğin titremesine değebilir içindeki patlamaların sesi
İçinde büyüyen sessizliği kim duyabilirki.
Dingin bir ikindi vaktine benzer ölüm
Bütün seslerin çekildiği
Gölgelerin sustuğu
Artık hiç kimsenin seni üzmediği
Ve artık bütün renklerin beyaza büründüğü bir zamansızlık zamanı.
Yarım kalmış bir hikayeden
Hangi ders alınabilir.
İçinde kanayan yaradan başka sızı bilmeyen bir insana mutluluğu anlatabilir misin.
Hem hangi umut, hangi pişmanlık geri getirebilir ki geçen zamanı.
Tel tel gülümserken saçlarımızda ölüm
Yeni bir hayata kim inandırabilir.
Kimliksiz bir hayatın getireceği tek şey.
Yurtsuz bir ölümdür.
Kimsesizler mezarlığına hoş geldin ...