Gönderi

250 syf.
8/10 puan verdi
Beni kör kuyularda merdivensiz bıraktın
Karanlıklar içinde kalmış bir türlü ondan çıkamayan insanların halini anlatıyor Kör Baykuş.Çeviriyi beğendim, yazarın anlatmak istediklerini bize anlatmış sade bir dille. Bazen düşünürüm, eğer Sadık Hidayet, Kafka, Oğuz Atay, Tezer Özlü daha uzun yaşasa nasıl olurdu acaba? Ama bu köhne dünyadan bir zevk alamadan geçip gittiler.Hatta yaşamak istemediler. Neden? İşte bu sorunun cevabı yok.Sadık Hidayet okuduğunuzda, kendi iç dünyasında sürekli iniş çıkışlar, içsel kavgalar yaşayan bir insanı görüyorsunuz.Gerçekten insan hep böyle midir, yoksa sadece bazı insanlar mı böyledir? Hayata yaşama sevinci duyarak sarılan bir insan olamadığı için yazarı suçlayamayız elbet.Ama yaşam denilen bu kısacık sürenin bir anlamı varsa onu anlamsız kavgalarla tüketmenin ne anlamı var? Baykuşlar, kuşların bilgeleridir.Ama biz insanlar onu karanlıkta yaşadığından kör zannedip kendimizi onunla özdeşleştirme cehaleti gösterebiliyoruz.Kör bir baykuşa benziyordum diyor. Halbuki baykuş karanlıkta görür biz insanların tersine. Kitapta güzel benzetmeler ve cümleler var elbette ama kitabın geneline yansıyan bir kasvet duygusu insanı rahatsız ediyor.İnsan hangi duygunun etkisi altında ise dünyayı öyle görüyor ve ne yazık ki karanlıklar içinde debelenip duruyor.Biz de bakıyoruz bu adam bize ne diyor. Bana güzel bir şeyler söyle lütfen diye bekledim durdum ama yazar kendi karanlığı içinde kaybolmuş ne duyduğu var ne de duymasını istediği birileri. Kitabı bitirdikten sonra şunu düşündüm: Doğu'nun aydınlığında karanlıkta kalanların hali gerçekten içler acısı. Ha bir de not etmek gerek:Bu kitap bana Robert Seethaler'in Toprak adlı kitabını çağrıştırdı.O kitapta da ölüm konusunda farklı bakış açıları var.İlgilenen arkadaşlar bakabilir.
Kör Baykuş
Kör BaykuşSadık Hidayet · Panama Yayıncılık · 028.4k okunma
·
329 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.