Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

"kendi kalemimden"
Yine kendini fazla kaptırmıştı kitaplara, geldiğinde her masa doluyken şu an bir karıncanın bile ayak seslerini duabileceğine emindi. Oturduğu kitap raflarının arasından başını uzattı, evet emin olmuştu ondan başka kimse kalmamıştı. Oturduğu yerden kalkmaya çalıştı ama ne mümkün yere bağdaş kurmaktan ayakları birbirine yapışmış sanki, her yeri ağrıyordu. Çantasından uzanıp telefonunu aldı, annesi tam iki kez aramıştı bu onu ayağı kaldırmak için yeterli bir aramaydı. Hızlıca kitaplarını toparladı alacağı kitaplar ve teslim edeceklerini ayırdı,yere serdiği hırkasını da tozlar uçuşmayacak şekilde kaldırıp çantasına koydu. Yavaş yavaş merdivenlerden inerken inşallah onu buraya kitleyip gitmemiştirler diye dua etmeye başladı. Zemin kattaki görevlileri görünce içine su serpildi. Kitapları kaydeden kadının yanına gidip önce teslim edeceklerini sildirdi daha sonra alacaklarını yazdırdı. Kütüphanenin çıkış kapısına gelince durakladı, yağmur yağıyordu ve bugün ne hikmetse yanından ayırmadığı şemsiyesini evde koyma kararı almıştı. İçinden kendine kızarak elindeki kitaplarını çantasına yerleştirmeye çalışıyordu çünkü emanet her zaman değerlidir, alındığı şekilde verilmelidir. Bu yağmurda nasıl gideceğini düşünürken telefonu çaldı ve bu son uyarıydı. Hiç düşünmeden kendini yağmura attı. Şu an tek sevindiği evinin yakın olmasıydı. Hızlı hızlı yürürken etrafında ki insanlarında koşarak ilerlediğini farketti. Birden durdu, madem geç kalmıştı ve bu yağmurun altında ıslanmaya mecburdu o zaman bunu mecburluktan çıkarıp tercih etme noktasına getirmeliydi.  Yönünü sahil tarafına çevirerek yüzünde güzel bir tebessümle şu cümleler döküldü dudaklarından "Her yağmurda şemsiye açılmaz, bazen ıslanmak gerek.."   :)  Etafındaki insanlar garip gözlerle baksalarda, ona da onlar garip geliyordu neyden kaçıyorduk Rabbimizin üzerimize yağdırdığı rahmetten mi?
·
36 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.