Her yerde tanıtıldığı gibi Paul Auster'in; postmodern, kafkaesk tarza yönelik bir yazar olduğunu başa ekleyerek, New York Üçlemesi'nin birçok yayıncı tarafından reddedildikten sonra nihayet basılması sağlanmış bir seri olduğunu belirteyim ben de. Kitaptaki öykü sırasına göre tek tek ve ayrı zamanlarda yazılmış, daha sonra tek bir kitapta birleştirilip okuyucuya sunulduğunu da söylemekte yarar var. Yazarın özyaşam öyküsünü içeren Cebi Delik adlı kitabından New York Üçlemesi hakkında ilginç bilgilere ulaşmak mümkün. Auster hakkında bilgi edinmek için bir tarama yaptığımızda karşılaştığımız şeyler içinde Cebi Delik ve New York Üçlemesi kitaplarını görürüz. New York Üçlemesi'nin Auster için önemli bir eser olduğunu biliriz. Çünkü bu eserde sıradan polisiye bir anlatı yanında, eserin karakterlerinde Auster'in kendi yaşamına etkisi olan kişiler bulunur. Onu derinden etkileyen kişileri kitabında kullanmış (eşi, hayranlık duyduğu şair ve yazarları...), ilk öyküsü plan Cam Kent'i de yaşadığı bir yanlış telefon aramasından çıkarmıştır. Öyküleri, olayların gidişatı önem arz etmeyen tarzdadır. Bu onun postmodern edebiyatçılardan sayılmasını sağlar. Öykülerindeki finaller karşısında okuyucunun karşılaştığı manzaradan hem Kafka çıkarılabilir hem de Beckett. Beckett onu sarsan bir yazardır. Hayranlık duyar ona. İkinci öyküdeki renk isimlerini alan karakterleri okurken özellikle, diğer iki öyküsü okunurken de hem edebiyattan hem de beyaz perdeden çağrışımlar elde ederiz. Bizi muhakkak bir yerlere götürür öyküler. Öykülerinden henüz sona ulaşmadan bir çıkarım yapabilmek öyküyü basitmiş gibi gösterebilir okuyucuya ama Auster'in derdi bu değildir zaten. O, okuyucuya sıralı bir polisiye okutmak yerine, öykünün bir yerinde hayrete düşürecek anlar yaşatır. Postmodern bir yazar olarak anılır demiştim Auster için ama bu kavramı tanımak gerektiğini de eklemem gerekiyor. Çünkü postmodernizmi şiddetle eleştiren yetkin kişilerin, klasik edebiyatçıların, olması bir yana, bu tarz edebiyatı benimseyen kişilerin olduğunu biliriz. Zaten bu bir tartışma olarak varlığını devam ettiren konudur. Postmodernizm ve postmodern edebiyat, edebiyata ve modernizme saçma gelecek şekilde nüfuz etmekte midir? Kitaptaki öyküler kesinlikle birbirinden bağımsız isimlerle oluşturulmuştur. Öyküker hakkında derinden bağlarla birbirine bağlı oldukları söylense de bu çıkarıma varmak güç olsa gerek. Çünkü okurken elimizden gelenin benzer yapıda olmasının dışında bir şey çıkarabilmemiz, edebi eleştirmenliğe doğru gidiyor olmamızı gerektirir. Zaten ilk öykünün yazılış süreci ve ilham aldığı nokta diğer öyküleri kendinden uzak tutar. İlginç, şaşırtıcı ve sürükleyici öykülerin okuyacağınız garantisini verebilirim.

New York ÜçlemesiPaul Auster · Can Yayınları · 20161,130 okunma

·

302 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.