Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

208 syf.
7/10 puan verdi
Çocukluğunun baharında; yedi yaşlarında çiçek hastalığına yakalanan Veysel'in zorlu günleri başlangıç için start'ını veriyor. Çiçek hastalığıyla zorlu bir döneme giren ve hastalığının pençesinden kurtulmayı başaran Veysel, hastalığın son evrelerine doğru sağ gözünü kaybediyor, sol gözüne ise bir perde iniyor. Sol gözündeki perdeden oğlunu kurtarmaya niyet etmiş olan babası Karaca Ahmet, Akdağmadenindeki doktora gitmeye karar verdiği gün; talihsizlik o ki küçük bir kaza ile Veysel'in sol gözüne inceden olma uzun bir değnek saplanıyor ve ne yazık ki Veysel sol gözünüde kaybediyor. O günden sonra her iki gözünü kaybetmiş bir çocuk olarak yaşama tutunmaya çalışan Veysel'in en büyük destekçisi kız kardeşi Elif. Elif sayesinde hayata tutunmaya; gezmeye, yürümeye, işlerini halletmeye başlıyor. 10 yaşına geldikten sonra oyalanması için babası Veysel'e bir saz alıyor. Tabii saz çalmayıda, şiir yazmayıda bilmiyor o zamanlar. Gel zaman git zaman babasının ezberlettiği şiirleri okuyarak zamanını şiirlere kaptırmaya başlayan Veysel, uzun süre saza alışamıyor. Daha sonra komşuları olan Molla Hüseyin ve Ali Ağa'nın önderliğinde sazı öğrenmeye başlıyor ve ardından âşıkların şiirlerini-türkülerinide çalmaya, söylemeye.. Ne yazık ki Veysel'in gençliğe adım atacağı zaman diliminde karşılacağı bir savaş var. Sazına sıkı sıkı sarılan Veysel'in karşılaştığı savaş 1. Dünya Savaşı. 1. Dünya Savaşı çıkıyor ve bütün köylü asker oluyor. Gözlerinden ötürü asker olamayan Veysel'in en büyük derdi tasası hâline gelen bu durum(ağma oluşu), Veysel' i hâyli sıkıntılı bir sürece itiyor. Köydeki yaşlı kadın ve erkekler ile bir arada kalan Veysel 'Ben köyde mahzun kaldım. Ben Allah'ın nasıl bir kuluyum ki böyle bir vatan hizmetinden mahrum kaldım' düşünceleriyle acılarına bir yenilerini daha ekliyor. Zaman geçiyor, günler eksiliyor der iken bir savaş daha gerçekleşiyor; İstiklal Savaşı. İstiklal savaşı gerçekleşirkende köyde kalmaya devam eden Veysel; yine üzülüyor, yine dertleniyor ve yine acılar çekiyor :( Yirmi beş yaşına geldiğindeyse akrabalarının kızı olan Esma ile evlendirilen âşık; sekiz yıl evli kalıyor. Bu sekiz yıl içerisinde bir erkek çocukları oluyor ama annesi, bebeği yanında iken uyuya kalınca, çocuk nefessiz kalıp ölüyor. Daha sonra bir de kızları oluyor, onda ise henüz altı aylık iken annesi çocuğunu bırakıp bir başkasına, kocaya kaçıyor. Veysel'in kızını kollarından hiç indirmeyerek ona gözü gibi bakması bir hâyli yüreğimizi dağlar olsada, gelin görün ki kız bebekte iki yaşına geldiğinde hayata gözlerini yumuyor, ölüyor. Ne hayat ama dimi ? Bu satırları okurken ağlamak bir yana dursun empati dahi kuramadım. Nasıl kurulur ki.. Buraya yazmam gereken daha birçok olay örgüsü var ama ben istiyorum ki, her biriniz kitabı elinize alıp okuyun. Bizler tarihimizin bu değerli insanlarını anmaktan, hatırlamaktan geri kalmayalım. Onlar bizlere biçilmiş birer kaftan, onlar bizlere en güzel miras, en güzel hayat örneği.. Allah senin ruhundan rahmetini eksik etmesin âşık adam. Rahmetle uyu
Âşık Veysel
Âşık Veysel
Aşık Veysel
Aşık VeyselYavuz Bülent Bakiler · Türk Edebiyat Vakfı Yayınları · 2007122 okunma
·
99 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.