Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

233 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Orijinal ismi “İn stolzer Trauer” (“Gururla yas tutuyoruz!” veya “Yastayız ama gururluyuz!”) olan ve 1972 yılında yayınlanan eser, dilimize Ozan Sözer tarafından toplamda 232 sayfada tercüme edilmiş. O dönemde Hürriyet Ofset tarafından kalın kapak formatında basılan kitabı ben 9.- TL gibi komik bir fiyata almıştım. 1955 yılında kendisini dünya çapında üne kavuşturan ve “İnsan Postu” olarak çevrilerek yine Hürriyet Yayınları tarafından yayınlanan 1920 doğumlu Alman yazarın bu uzun bir aradan sonra yazdığı ikinci kitabıdır. Yaklaşık 20 dile çevrilen bu eseri sonrasında farklı tarzda romanlar yazdı. 1950’ler ve 1960’lar için, seks, Neonaziler ve eşcinsellik gibi o dönem için tabu olan konuları irdeledi. 1940 yılından itibaren bir piyade tümeninde subay olarak görev yaptığı yıllarda özellikle Doğu Cephesinde yaşadıklarından yola çıkarak kaleme aldığı bu eserde, zaman olarak savaşın son yılını mekân olarak da Çekoslovakya’yı seçmiş. Kızılordu karşısında aldığı yenilgiler sonrasında sürekli bir geri çekilme içinde olan Wehrmacht, giderek artan oranda savaşın başında kolaylıkla işgal ettiği ülkelerde ki partizan sorunuyla da uğraşmak zorundadır. Kitabın başında partizanlar tarafından kaçırılan bir generali bulmakla görevlendirilen kahramanımız, aynı zamanda yönetimini üstlenmek zorunda kaldığı tümeni bir sonraki muharebeye hazırlamak zorundadır. Yazar, sürekli savaşan ve bir yenilgiden diğerine sürüklenen subay astsubay ve erlerin bıkkınlığı ve cepheye istisnalar hariç zorla gönderilen yedeklerin beraberlerinde getirdiği ve yarattığı sorunları kitabına çok güzel yansıtır. Bazı açılardan, 2. Dünya Savaşı sonrasında Batı Almanya’da başlı başına bir edebi tür yaratan “Landser” başlıklı aylık cep kitap boyutunda çıkan ancak en fazla bir dergi kalınlığındaki süreli yayınları anımsatır. Ancak, onlarda ne savaş suçları ne de gerçekçi bir tarihsel eleştiri olmadığından benzerlik sadece senaryonun ana çizgilerinde ve akıştadır. Bir roman olarak benzediği diğer eser ise, dilimize de “Bahar Korkusu” (veya “Savaş Kurbanları” ) başlıklarıyla çevrilen Hans Hellmut Kirst'in Orijinal ismi “08/15 üçlemesi” olan kitabıdır. Militarizmin insanlık dışı yönlerini basit bir askerin bakış açısından tasvir etmeyi başarır. Gaddarlık düzeyindeki askeri eğitim ve emir/komuta düzeni, tüm rütbelerde ki korkaklık ve kaytarma, her iki tarafta ki acımasızlık ve savaş vurguncularının vicdansızlığı bunlardan sadece bir kaçıdır. Gerek insan ve doğa tasvirleri gerekse savaşın insanların iç ve dış dünyalarında oluşturduğu çöküntüyü çok ilginç ve canlı bir biçimde dile getirmesi onu “savaş sonrası edebiyatın en iyi yazarlarından birisi yapmıştır. (“Sıfır-sekiz-onbeş”, bir makinalı tüfeğe takılan isim olmasına rağmen, zamanla sivil ve askeri hayatta günlük yaşamda karşımıza çıkan stereo tipler kadar, sürekli tekrar ettiği için çoktan anlamını yitirmiş rutin olaylar hakkında kullanılan bir tanımlamadır.)
Kıyamet Günü
Kıyamet GünüWilli Heinrich · Hürriyet Yayıncılık · 19774 okunma
·
58 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.