Gönderi

Kalbi kırılmış, aldatılmış bir adam..
Kendisine yakın hissettiği bir arkadaşını kaybeden insan çevresindeki diğer arkadaşlarını görür, içi rahatlar ve teselli eder kendini. Malını ya da mülkünü kaybeden insan daha önce nasıl kazandığını düşünür, kaybettiklerini tekrar elde edebilme yolunu bulur, geçmişi unutur. ancak yüreğinin zenginliğini yitiren insan tekrar nasıl kavuşur ona, nasıl avutur kendini? Ölümün sana varlığını hissettirdiği anlarda üzülürsün, sarsılırsın. Ancak kısa bir süre sonra hayatın dokunuşlarına yüreğinde hisseder ve mutluluğa kavuşursun tekrar. Kimi zaman kaderin korkunç bir canavara bürünür, elleriyle boğazını sıkar ve büyük bir sıkıntıya düşürür, yere serer seni. Ancak kısa bir zaman sonra geri gelir, senden af diler ve seni ipek dokunuşlu parmaklarıyla yerden kaldırıp ümidini ezgilerini fısıldar kulağına. Zifiri karanlıkta gecenin Kara duygulu gölgesi kötülükler getirir yanında, fakat güneşin yüzünü göstermesiyle yok olur gider hepsi. Daha sonra tüm sıkıntılarından kurtulduğunu düşünür kendini umudun kollarına atarsın. Ancak hayatta kaderine yazılmış olan sevgili, yüreğinin tohumlarıyla beslenip bakışlarını içen, göğsünün kafesinde oturup ruhunda barınan bir kuşsa ve eğer sen kuşunun tüylerini yavaşça okşayıp ona bakmaktayken birden ellerinin arasından kaçıp, yalnızca başka bir kafese ait olabilmek amacıyla, göğe yükselirse, işte o zaman ne yaparsın, sevgili dostum? Nasıl sabreder, nereden bulursun teselliyi, yaşama artık nasıl düşünürsün? Sefalet ve kötülükten çekip aldığım, hazinelerimin kapısını açtığım, ipek giysiler, pahalı mücevherler, arabalar, safkan atlarla bütün kadınların imrendiği bir hale getirdim bir kadın o. Yürekten sevdiğim ayaklarının altına duygularımı serdiğim, ruhumun üstüne titrediğim, armağanlara, kurbanlara boğduğum kadın. Sadakatli bir eş, seven bir arkadaş, vefalı bir koca olan bana ihanet etti. Terk etti beni ve başka birinin birinin evine, yoksulluğun gölgesinde yaşayıp utançla yoğrulmuş ekmeğini, onursuzlukla ve yüz karasıyla karışmış suyunu paylaşmak için onun yanına gitti. Âşık olduğum kadındı o. Yüreğimin tohumlarıyla beslediğim ve gözlerimin nuruyla geçirdiğim güzel bir kadın. Göğsümün onun için bir kafes, ruhumun bir yuva olduğu o kuş, ellerimin arasından uçup, deve dikeni yiyip zehir ve safra içmek için dikenlerden yapılmış bir yuvaya gitti. Aşkımın ve duygularımın cennetinde oturduğum o melek, karanlıkta günahla dolu azaba inen korkunç bir şeytan oldu ve kendi suçuyla beni de mutsuzluğa götürdü."
Sayfa 58
·
50 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.