Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

148 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Diyarbakırlı bir Şumnulu. “Bunu da ilk defa duyuyoruz” der gibisiniz.
Bu kitabı okurken şahsen çok hoşlandım ve duygulandım. Neden mi? Nedeni şu: hani Bulgarların bir sözü vardır “izpipano” dedikleri. Türkçesi “rafine edilmiş”, inceltilmiş, süzülmüş, gereksiz fazlalıklar atılmış ve tabir yerinde ise eser bir nefeste okunacak kıvama getirilmiş. Bunda pek tabi ki yazarın mahareti söz konusu… Sait Arkan, Diyarbakırlı bir Şumnulu. “Bunu da ilk defa duyuyoruz” der gibisiniz. Yazarın babası 1937'de 4 yaşında, annesi 1939'da o da 4 yaşında Bulgaristan'dan Türkiye’ye göç etmiş. 1960'ta Diyarbakır'da göçmen bir ailenin Türkiye'de doğan birinci kuşaktan çocuğu. Şu anda Muğla'da yaşamını sürdürüyor. İnsanlarda eksikliğini en çok hissettiği iki kavramı iki kızına isim yapmış: Saygı ve Sevgi... “Bir kitaplara sığındım, bir de türkülere...” diyen Sait Arkan 1937 göçmeni halası Hürmüz Meriç temel kaynağı olmak üzere bu anı kitabı yazmıştır. Giriş bölümünde kısaca “göç” tarihinden ve kitapta izlediği yöntemden bahsettikten sonra önce “Bulgaristan’daki Kökenleri”ni araştırmaktadır. Hürmüz Halası “Bulgaristan’da bize Abbalı derlerdi. Şumnuluyuz biz, ilçemiz Yeni Pazar, köyümüz ise Abbaydı” dediğini aktaran yazar yaptığı araştırmalar sonucunda bu köyün bugün Pliska olduğunu tespit eder. Anne tarafı ise Karamanlı yani Varna’nın Karamanite köyünden imiş. İlerleyen sayfalarda dedesi Recep ve babaannesi Ayşe ile onların 6 çocuğu tanıtılmaktadır. Bu çocuklardan Salim ileride yazarın babası olacaktır. Sait Arkan’ın dedesi Recep, Balkan Savaşlarına katılmış ve Yunanlılara esir düştükten yıllar sonra evine dönebilmiştir. 1,5-2 yaşında iken bıraktığı kızı, karı-kocanın evin içinde oturduğunu görünce “Anaaa! Bu adam da kim? Nasıl alırsın elin adamını eve!” diye bilmeden feryat etmiştir. Hatıratın üçüncü bölümünde kitaba adını veren olay yaşanır. 22 Mayıs 1937 günü bir cumartesi sabah kahvaltısında evin kapısına dayanan Bulgar askeri palas pandıras (hazırlanmaya vakit bulamadan, yaka paça) toplam 12 Türk ailesini otobüslere bindirir. Ellerine aldıkları bir iki bavul giyim eşyasıdır. Türkiye’ye girince önce Edirne Muhacir Misafirhanesinde daha sonra Tuzla dağıtım merkezinde bir müddet kaldıktan sonra iskân edildikleri Diyarbakır’ın Karabaş köyüne yola düşeceklerdir. Ilıman yeşil Şumnu’dan sonra, Cehennem sıcağındaki kurak, bozkır Diyarbakır’a…Ve de iki ayı geçen göç yolculuğu. Karabaş köyüne gelmesine gelmişler de, köyde göçmenlerin yerleştirilecekleri ev falan yokmuş. Kendilerine bir ahır gösterilmiş. Diyarbakır Göçmenleri on yıllar boyunca hep ayakta kalmaya, hep yaşama tutunmaya çalışırlar. Yazar, Neden Diyarbakır? Başlığı altında Türk hükümetinin iskân siyasetini kısaca anlattıktan sonra 1936-38 yılları arasında 90.000 göçmenden yalnızca 1.300-1.400 (%1,5) kişinin Diyarbakır’a iskân edildiğini belirtir. Karabaş köyüne yerleştikten iki yıl sonra ailenin direği Ayşe Ana yakalandığı hastalıktan kurtulamayarak Diyarbakır hastanesinde vefat eder. Bir yıl sonra mantar zehirlenmesinden 5 yaşındaki Ali de bu dünyadan ayrılır. 1942 yılında iskân kanunun tanıdığı haklardan vazgeçmek pahasına aile Sakarya’ya göç eder. 12 gün boyunca tren istasyonunun yakınında bir çadırda kalırlar. Nihayet Ziya bey adında bir hayırsever onlara kalacak bir yer ve iş verir. Fakat bu durumu öğrenen jandarma sık sık gelerek “Diyarbakır’a dönün” uyarıları yapar. Emir demiri keser, demişler. Tekrar Karabaşa dönmüşler, fakat ikinci dünya harbi yılları, yokluk ve yoksulluk, bulaşıcı hastalıklar göçmenleri bir bir kırmış. Meşhur romancı Yaşar Kemal'in, 03.07.1951 tarihli Cumhuriyet Gazetesi'nde çıkan ilk yazısının Diyarbakır göçmen köyleri üzerine olduğunu yine bu kitaptan öğreniyoruz: "Diyarbakır'da göçmen köylerini gezerken neler gördüm". Bu yazı Diyarbakır’a iskân edilen göçmenler için önemli bir vesika olup neler çektiklerini anlatmaktadır. “Yalnızlık, hep yalnızlık”, “Ömür mü uzun hasret mi?” ve 1951 göçmenleri ile ilgili kısa yazılarla noktalıyor Sait Arkan kitabını. Teşekkür ediyoruz kendisine bize böyle değerli bir çalışmayı bahşettiği için.
Palas Pandıras
Palas PandırasSait Arkan · Kitapyurdu Doğrudan Yayıncılık · 20211 okunma
·
45 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.