Gönderi
“Söz konusu aşk ve bilim olduğunda zıtlıklar birbirini çeker, ama aşıklar rakipse birbirini yakar...
Hannah sonunda en büyük hayalini gerçekleştirmiş ve NASA”da çalışmaya başlamıştır. Fakat birkaç ay sonra kendini, dünyanın öteki ucunda, Kuzey Kutbu’ndaki araştırma merkezinde, yaralı ve fırtınada mahsur kalmış halde bulur. Kurtarma görevi oldukça tehlikelidir. Buna rağmen görevi üstlenmeye istekli tek kişi, Hannah’nın NASA’daki en büyük düşmanı Ian Floyd’dan başkası değildir.
Ian, Hannah’nın hayatında pek çok role sahiptir: projesini reddetmeye ve kariyerini mahvetmeye çalışan kötü dahi, hemen hemen her rüyasında başrol oynayan yakışıklı adam... Hannah, O’nu asla bir kahraman olarak düşünmemiştir. Artık Ian, genç kadının kalbi için, yaklaşan büyük kar fırtınasından daha tehlikelidir.”
Svalbard Adaları – Norveç
Barents Denizi
Bir kar fırtınası yaklaşırken, yalnız başına çıktığı görev sırasında, bir kaç metrelik bir çukura düşüp bileğini burktuğu için yerinden kıpırdayamayan Hannah Arroyo ve kendi çabalarıyla Hannah’yı kurtarmaya gelen, Hannah gibi NASA’da (önemli bir pozisyonda) çalışan Ian Floyd’un hikayesi Sıfırın Altında. Mara ve Sadie’den sonra bu kitapta anlatılan Hannah’nın hikayesiyle, Ali Hazelwood’un bu mini romantik kitap serisi tamamlanıyor. Yine çok tatlı ve tadı damağımızda kalan kısa ve sıcak bir öyküsü olan romantik bir kitap okuyoruz. Kendine has karakterler, arada yaşanan pürüz yaratan durumlar ve sıcak duygularla dolu bir öykü hem de.
“ ‘ Sana ihtiyacım olacağını nereden bildin?’
‘Bilmiyordum, Hannah.’ Derin derin iç çektiğinde göğsü inip kalktı... Sanırım İan’ın tek istediği tüm bunların başıma gelmemiş olmasıydı. ‘Sadece sana birşey olmasından korktum. Ve Merel’e güvenmiyorum. Özellikle de senin yanındayken.’ Bu kelimeyi – sen kelimesini- ben olağanüstü ve önemli bir şeymişim gibi söylemişti. En değerli verisiymişim gibi; en sevdiği şehir, en güzel ve en katıksız Mars manzarasıymışım gibi. Onu kendimden defalarca uzaklaştırmama rağmen, sırf beni ısıtmak için sallanan bir tekneyle Dünya gezegeni üzerindeki en soğuk okyanusun orta yerine gelmişti.”
Romantik bir insan mıyım bilmiyorum ama, okurken bana o sıcacık duyguları hissettiren ve kahramanlarının, hislerini söyledikleriyle değil, yaptıklarıyla destekledikleri öyküleri okumayı çok seviyorum. Özellikle de romantik erkeklerin yaptıkları ince davranışların olduğu öyküleri seviyorum. Romantik tarafım fazlasıyla hoşlanıyor bundan Bazı diyaloglar tam da bu hissi verdiği için, bu kitabı da serinin tüm kitapları gibi severek okudum. Serinin tamamı üç kız arkadaşın hayatlarının aşklarını bulma öyküsünü anlatıyor. Ve hepsi de bunu çok tatlı bir şekilde yapıyor. İşte bu nedenle de, romantik kitapları okumayı seven 18 yaş üstü okurlara bu tadımlık romantik seriyi tavsiye ediyor, keyifli okumalar diliyorum.
Kitaplarla kalın.
·
40 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.