Gönderi

282 syf.
10/10 puan verdi
·
Read in 6 days
‘’Albertine Kayıp’’ seri içinde ismiyle de merakımı, ilgimi cezbeden bir kitaptı; yarım bir cümle gibi… ‘’İnsanlar duyularının yetersizliği nedeniyle nesnelerin sayısız niteliğinden ancak sınırlı bir bölümünü algılayabilirler. Biz görme duyusuna sahip olduğumuz için nesneler renklidir; yüzlerce duyuya sahip olsaydık, kim bilir başka ne sıfatlara layık olacaklardı? Ne var ki, bizim ufak bir kısmını bilip tamamını bildiğimizi zannettiğimiz küçücük bir olaya bile bir başkası adeta bir evin karşı tarafındaki pencereden, farklı bir manzarayı seyredercesine baktığı için, nesnelerin sunabileceği farklı görüntüyü anlamamız kolaylaşır.’’ (Sayfa 270) Seriyi, nasıl kurulduğunu benim için açıklayan bölümlerden biri üstteki alıntı. Daha fazla duyuya sahip olmak; anlaşılan o ki, Proust buna sahip, nesnelere, insanlara, zamana baktığında gördüklerini zenginleştirmek, herkesten farklı sadece kendine ait anlamlar yüklemek. Proust, bu anlamlandırmayı yaparak kâh hatıralarını kâh tehâyyûllerini sayfalar dolusu başarılı bir kurguyla kaleme alarak oluşturmuş ‘’Kayıp Zamanın İzinde’’ serisini. İlk kitaplardan başlayarak attığı düğümler, bu kitapla çözülmeye başlıyor. Bu kitap için kaybetmenin, yasın, aşkın, unutuşun kitabı da diyebiliriz. Ölümün geride bırakılanlar üzerindeki etkisi, kaybedilenin boşluğu ancak bu kadar güzel anlatılabilirdi. Diğer kitaplarda fazla yaşamadım bu durumu. Serinin en duygusal kitabıydı benim için; kitabın ilk bölümleri duygusal olarak beni dağıttı… Hatta sevdiğiniz birini kaybettiyseniz yakın zamanda okumayın, derim… ‘’İnsan birini niçin sever, neden sevdiğinden vazgeçer, nasıl unutur sevdiğini’’ sorularının cevabını vermiş Proust bu kitapta. Ancak biz sevdiğimiz zaman, bizim sevgimiz, o insana değer katar, diyor. Biz vazgeçtiğimizde, sevgimizle yücelttiğimiz o insan artık herhangi biri, önemsiz biri olur, diyor. Bu bağlamda aşkta ve hayatta kaybettiğimiz insanların yokluğunu aşmak, alışmak için aslında o insanlara farklı bir gözle, daha önce sevginin engellediği, bize göstermediği yönlerini görerek bakmalıyız diyor. Bir şehre uzaktan bakıldığında görkemli bir binayı tüm ihtişamıyla görebiliriz. Binanın önüne gelip binayı görmeye kalksak sadece burnumuzun önünü görürüz. Sevenler de sevdiklerine bu perspektifle bakıyor. Onunla birlikteyken onu gerçek ölçüleriyle, özellikleriyle göremiyor. Ayrılık gerçekleşip -bu ölüm de olabilir- uzaklaşınca sevilen gerçekten görülmeye, tanınmaya başlanıyor, diyor Proust. Bir insanı, ailenden birini tanımak ama gerçek anlamda; iç dünyasında neler var, korkuları, kaygıları, eğilimleri neler bunları bilmek mümkün değil gibi geliyor bana. Ancak yazan insanları, gerçek anlamda tanıyabilirmişiz gibi geliyor. Şu an Proust’u bana yakın olan birçok insandan daha iyi tanıyorum sanki. Bu yüzden yazmak, kitaplar çok önemli benim için. Çünkü kitaplarda insanlar dürüstçe ruhlarını sergiliyor. Onları okuyarak, kendimizi okumaya, tanımaya çalışıyoruz adetâ. Proust, bu kitapta da yine mükemmel psikolojik, sosyolojik analizlerine devam ediyor; müthiş tespitleri var. Kurgudan bağımsız sırf bu tespitler için bile seriyi okumak gerekir diye düşünüyorum. Eşcinsellik, kadın-erkek ilişkileri, evlilik, dostluk, aile ilişkilerini yine çok ince detaylara girerek müthiş gözlemciliğiyle okuyanı hayran eden ‘’Proustvâri’’ betimlemeleri, tespitleri bu kitapta da bol bol okuyoruz. Proust' u okumak insanı okumak gibi, bu kadar derin, insan ruhunu, davranışlarını tahlil eden ve edebi olarak bunu okuyucuya aktaran bir yazar okumadım diyebilirim.
Albertine Kayıp
Albertine KayıpMarcel Proust · Yapı Kredi Yayınları · 20202,211 okunma
··
30 views
Ülkü Dündar okurunun profil resmi
Serinin diğer kitaplarını okumak şart mı? Anlaşılabilir mı
aslı okurunun profil resmi
Anlaşılabilir mi? Aslında serinin tamamını bile okumak Proust'u anlamaya yetmiyor maalesef. Bazı kitapları, yazarları kendimizce değil de onların vermek istediklerini anlamak, almak için öncesinde yazarın yaşadığı tarihî koşullar, etkilendiği sanatçılar, politik ya da felsefî görüşleri bilmemiz gerekiyor. Proust'da da bu ön koşul fazlasıyla kendini hissettiriyor. Buna rağmen sadece bu kitabı okumak; seriden bağımsız olarak olayların, şahısların gereğince anlaşılmasına yetmese de insanî ilişkiler ve özellikle ölüm konusunda nefis tasvirler ve edebi cümleler okuma keyfini yaşatır.
Ülkü Dündar okurunun profil resmi
Çok teşekkür ederim
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.