Gönderi

438 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 14 days
Yaşar Nuri Öztürk'ün okuduğum ikinci eseri oldu. Yine dine bakış ve dini anlama noktasında referans olarak kabul edebileceğim kaynaklardan biri oldu diyebilirim. Yaşar Nuri Öztürk, çok iyi bir ilâhiyat profesörüdür. Dini, yüzeysel değil de derine inerek inceleyen bir zattır. Siyasete girmesi bence onu birçoklarının gözünde geri plana itse de düşünceleri itibariyle sıradan olmaktan çok öte bir manaya sahiptir. Sıradanlığa tezattır kendisi. Kitap, genel itibariyle 7 ayetten oluşan Maun süresinin, İslam için önemine işaret etmektedir. Sureyi , ayetleri ile derinlemesine incelemekte ve sure üzerinden ülkemiz ve dünya üzerine bir panaroma sunmaktadır. Ona göre Maun suresi, Fatiha suresi ile beraber Kur'an'daki en önemli iki sureden biridir. Ve içerdiği anlam itibariyle, dini araç edinenlere ters düştüğü için bilinçli olarak sürekli arka plana itilmekte, mevzu bahis edilmemektedir. Çünkü sure, Allah ile aldatanların, dindar olmayıp dinci olanların; yani dini kendisine araç edinenlerin Allah'ın vuruşu ile karşı karşıya bırakılacağını ilân etmektedir. Özellikle Kur'an'ı mealini bilmeden okumanın, anlamını bilmeden ibadet etmenin dini açıdan sakıncalarından bahsetmektedir. Özellikle dine riya katanları; yani dışarıdan dindar görünüp özünde dini kullanıp Allah'a şirk koşanları yerden yere vurmaktadır. Tüm kötülüklerine Allah'ı ve şovenist ibadetlerini maske yapanların, insanları din ile uyatanların da Allah'ın gazabıyla karşı karşıya kalacaklarını ayetlerle biz okuyucuya aktarmış hoca. Ve bir sıkça bahsedilen husus da kamu malının gerektiği yerlere ulaşmasına engel olanları, kamu malını dillerine pelesenk olmuş Allah, kitap kelimeleri ile gasp edenleri, her türlü pisliğin içine batmış olup kendilerini yine yaradanın zikri ile arındırma riyakarlığını yapanları da yerden yere vuran bölümler mevcut. O kadar çok cümle çıkarıp buraya koyabilirim ki. Hoca sıkça uyarmış gelinecek nokta konusunda ama maalesef dedikleri de teker teker ortaya çıkıyor. Bir taraf zenginlik, şatafat, lüks içinde dillerinden Allah, Kur'an kelimelerini düşürmeden yaşarken; öteki taraf ise yoksulluğun dibine batırılmış durumda, bu şatafat ve lükse seyirci konumda pozisyon alıp hâline şükrettirilen duruma gelmiştir. Din, paylaşımcı olmayı öğütlerken, pastanın kocaman dilimlerini Allah ile aldatanlar midelerine indirirken kendilerine kırıntıları reva görmüş bir topluluktan söz etmek mümkün. İslam bu mudur? Din, iman bu mudur ? Allah'ın müslümana reva gördüğü daha doğrusu müslümanın kendisine reva görmesini istediği tam olarak bu mudur? Siz muhasebesini yapın bir zahmet.
Maun Suresi Böyle Buyurdu
Maun Suresi Böyle BuyurduYaşar Nuri Öztürk · Yeni Boyut Yayınları · 2011198 okunma
·
83 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.