Gönderi

144 syf.
·
Puan vermedi
Zaman Yönetimi
Tek cümle ile Parkinson Kanunu: "İş, her zaman bitirilmesi için verilen zamanı dolduracak kadar uzundur." Syf.11 Yazarın başarılı gözlem yeteneği sayesinde ortaya attığı bu teoriyi hayatımızın birçok alanında görebiliriz. Öğrenciler ödev veya tez hazırlıyorken, yazılım alanında çalışanlar kendilerine atanan bir görevi tamamlamaları gerekirken, üretim sektöründe çalışanlar müşteri taleplerini hazırlarken bu teorinin etkisini görebilirler. İster "nasıl olsa daha vakit var" bahanesi olsun, isterse "şunu da ekleyeyim dur şurasını da düzelteyim" gibi mükemmeliyetçi yaklaşımlar olsun süreyi uzatan her neyse bu yasanın temelini oluşturmaktadır. Peki bu ne demektir? Kendinize koyduğunuz hedeflere samimi ve gerçekçi bir son tarih vermezseniz büyük ihtimalle o hedefleri tamamladığınızı göremeyeceksiniz. Özel şirketlerin somut adımlar atabilmelerinin sebeplerinden birisi şirketteki iç dengelerdir. Ar-Ge ve üretim birimleri rahat rahat çalışmak detaylar üzerinde uzun uzun uğraşmak isterken satış birimi bir an önce malı müşteriye teslim etmek ister, ayrıca muhasebe kasaya para koyabilmelidir ki maaş günü geldiğinde çalışanlara paraları ödenebilsin. Satın alma biriminin de parça tedarik edebilmesi için paraya ihtiyacı vardır ancak üretimin de işlemesi için parçalara ihtiyacı vardır. Doğal olarak bu birimler kendi problemlerinin çözülebilmesi için sürekli diğer birimlere baskı yaparlar. Bu baskılar sonucu da ortaya iyi veya kötü bir denge çıkar. Bu da Parkinson Teoreminde belirtilen durumun olumsuzluğunu kısıtlar, sürenin sonsuza gitmesini engeller. Peki tek kişilik dev kadroda bu denge nasıl kurulur? Demek ki kendinize karşı biraz acımasız olmanız gerekecek. Bu arada kitap kişisel gelişim kitabı falan değil yanlış anlamayın, bunlar sadece benim çıkarımlarım. Kişisel gelişim demişken çok sık duyduğum Pareto İlkesi bu kitapta da farklı bir biçimde kendisine yer bulmuş. Aslında kitap yazarın daha önce paylaştığı makalelerin derlenmesinden oluşuyor. Bu sebeple bir takım ortak noktaları olsa da kitaptaki her başlık farklı bir konuyu incelemekte. Parkinson Kanunu kitapta ele alınanların sadece ufak bir parçası. İçindekilere bir göz atacak olursak: 1- Parkinson kanunu veya yükselen piramit 2- Kısa liste veya seçme biçimleri 3- Yöneticiler ve komisyonlar veya verimsizliğin katsayısı 4- Halkın iradesi veya yıllık genel toplantılar 5- Kişilik ekranı veya kokteyl formülü 6- Yüksek finans veya ilginin kaybolduğu nokta 7- Ahşap bir kulübeden lüks otomobile veya başarının formülü 8- Planlar, yapılar veya idari binalar 9- İnjelititis veya felç geçirmek 10- Emeklilik noktası veya emeklilik yaşı Başlıklardan da görüleceği gibi bir bölümde finans, bir bölümde yönetim, bir başka bölümde ise liyakatten bahsediliyor. Temelde ortak noktalar olsa da bölümlerin bağımsızlığı okuma sürecini baltalayabiliyor. Örneğin 8. bölümde İngiltere'nin özel binalarının tamamlanmasındaki etkileri okuduğumda çok sıkılırken bir sonraki bölüm olan İnjelititis'in daha uzun olmasını isterdim. Sadece bu bölüm için bile kitabı iyi ki okumuşum dedim. Bu bölümde kamu kurumlarındaki, en kibar tabirle ataletin nasıl ortaya çıktığı ve yayıldığı anlatılıyor. Ekiplere, şirketlere, kurumlara sürekli yeni personellerin alınması demek üretilen çıktı neyse onun sürekli o oranda artması demek değildir. Hatta ve hatta üretilen çıktının tam aksine düştüğü durumlara çok rastlanmaktadır. Yazar sosyolojik durumları mantıksal yaklaşımlar ile ele almaya çalışmış. Her konuyu matematiksel formüller ile desteklemeye çalışması sanırım kitabın makale kaynaklı bir derleme olmasının kötü yanıdır. 1958 yılında kaleme alınmış bu eser 1996 yılında Vadi yayınları Şaban Sitembölükbaşı tarafından dilimize kazandırılmış. Yeterince ilgi görmemiş olacak ki, yeni baskısı yapılmamış. Bu sebeple kitabı bulmanız çok kolay olmayabilir, yine de bir şekilde elinize geçerse okumanızı tavsiye ediyorum.
Parkinson Kanunu
Parkinson KanunuNorthcote Parkinson · Vadi Yayınları · 19965 okunma
·
131 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.