Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Aydınlanma’da neredeyse bütün bütün düşünce alanlarında hâkim varsayım, -genelde birkaç basit ve bariz hakikate dair bilgide özetlenmiş olarak algılanan- Akıl’ın, bütün insanlarda aynı olduğu ve eşit derecede temellük edildiği; bu ortak aklın, hayatın rehberi olması gerektiği; ve bu nedenle, beşerî türün bütün normal üyeleri için, zaman, mekân, ırk ve eşit idrak edebilirlik, evrensel kabul edilebilirlik ve hattâ evrensel aşinâlık, hayatî beşerî ilgilerin geçerliliğinin kesin ölçütünü oluşturduğu; (Almanca kelimeler daha sıkı bir biçimde özetlediğinden) Gültigkeit’ın Allgemeingültigkeit olduğu ve gerçekte, fiilî (ya da varsayılmış) Gemeinheit tarafından sınanması gerektiği varsayımıydı. Kendisine, inançları için bir akide ya sa hayranlığı ve haz alması için bir sanat eseri sunulduğunda, onda, “doğanın yardım edilmemiş ışığı” ya da her yerde aynı olan tecrübe tarzları vasıtasıyla her rasyonel zihin için ulaşılabilir ve ve aşikâr olduğunu varsayamayacağı herhangi bir şey olup olmadığına birey karar versindi. Eğer onda böyle evrenselleştirilemeyen bir unsur bulunursa, duruma göre, onu, yanlış bir din ya da tutarsız bir etik veya kötü bir sanat olarak bırakalım birey reddetsindi. Böylece deistler, vahyedilmiş dini, iki yolla evrensellik içermediği için reddetti: a) “Tarihsel”di o ve bu nedenle öğretileri, ortaya çıkmasından önce yaşamış olan ya da ikna edici tarihsel verileri ulaşmamış olan kimseler için bilinemezdi; b) Akidelerde vücut bulduğu haliyle, karmaşık ve “gizemli”ydi ve bu nedenle, ister vahşî olsun isterse de uygar, ister basit olsun isterse de eğitimli, bütün insanların, hemen anlayabileceği ya da sezgisel olarak doğru olduğunu kavrayabileceği türden bir şey değildi. Voltaire’in tanımlarından birini hatırlarsak, “la religion naturelle, le principes de morale communs ay genre humain”di. Ortodoksluğun zalim savunucusu Dr. Samuel Clarke, yeterince doğru bir biçimde, “vahyin bütün inkârcıları”nın, “bütün insanlar için evrensel olarak bilinemeyen bir şeyin, hiçbirisi için gerekli olmadığı” öncülünde hemfikir olduklarını belirtti. Swift’in nüktedan, ama pek sw haksız olmayan bir biçimde ortaya koyduğu gibi, varsayım şuydu ki eğer bir varsayım “en akılsız kafa tarafından hemen kavranamıyorsa, dinin bir parçası değildir o.”
Sayfa 342Kitabı okudu
·
74 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.