Gönderi

352 syf.
8/10 puan verdi
1984 - İnceleme
"1984", kitabın hikayesinin geçtiği tarih, George Orwel'ın tamamlandığı yıl olan 48 rakamlarını ters çevrilmesiyle seçilmiş ve oluşturulurmuş, bir gelecek zaman (yazıldığı zamana göre) tarihidir. Hikaye yaşadığımız dünyada geçmesine rağmen, kitap bir distopyadır. Hafiften bilim kurgu da içerir. Oldukça karanlık kabus gibi bir kitaptı 1984. Her ne kadar gün geçtikçe 1984 te geçen evrene daha yakınlaştığımızdan bahsetse de insanlar, ben her zaman bizi başka bir çok bilinen George Orwel kitabıyla eşleştiriyorum. Belki de teknolojimiz bu kadar gelişmediği, yada ülkemiz bir süper güç falan olmadığı için olabilir :) Aslında George Orwell şu ana kadar okuduğum kitaplarında oldukça benzer konulara değinmiş bulunuyor. Mesela Hayvan Çiftliği diktatör bir rejime direk bir eleştiri kitabı iken 1984'te kurgu da eleştiri kadar ağır basıyor. 1984 daha karmaşık, daha teknolojik ve daha farklı kuralları olan bir evrende geçerken, Hayvan çiftliği bizim dünyamızda geçmekte ve en basit kurguyla ve iyi eleştiriyi birleştirmekte. <Spoiler İçerebilir.> Peki 1984 en iyi nasıl tanımlanır? Aslında kitap sonundaki notlarda çevirmenimiz Celal Üster şöyle bir aşağıdaki gibi bir tanım yapmış. Daha iyisini yapamayacağımı düşündüğüm için tanımı birebir alıyorum: "Her şeyin tümüyle devletin denetiminde olduğu, bellekten yoksun bırakılmış, her türlü muhalefetin yok edildiği bir toplum tehlikesine karşı bir uyarı niteliğinde." Doğru söze ne denir :) Kitabımız üç bölümden oluşuyor. Giriş bölümünde baş karakterimiz Winston'ı ve Winston'ın yaşadığı olan evren ve ülkeyi tanıyoruz. İkinci bölümde hikayede bazı gelişmeler oluyor, yeni karakterler hayatımıza giriyor ve son bölümde ise tutuklanıp, Sevgi Bakanlığının zindanlarında işkenceye maruz kalıyoruz. Hikayeye göre dünyada 3 farklı ülke bulunmakta. İsimleri farklı olsa da, aslında her biri bir diğerinin kopyası niteliğinde. Hepsi oldukça otoriter kurallarla yönetilen, düşünce dahil hiç bir özgürlüğün bulunmadığı, 7/24 her hareketin takip edildiği ülkeler. Bizim hikayemiz ise Okyanusya ülkesinde bulunan Londra'da geçiyor. Yine bütün bu ülkelerde 3 farklı insan sınıfı yaşıyor : Üst sınıf ( Yöneticiler - Okyanusya'nın Büyük biraderi, İç Parti), Orta Sınıf ( bir nevi burjuvanın karşılığı gibi - Winston'ında dahil olduğu Dış Parti), Alt sınıf (işçiler - toplumun %85i bu sınıfta. Nasıl bir güce sahip olduğunun farkında olmayan cahil bir kitle.) Baş karakterimiz Winston bir düşünce suçlusu. Gerçek bakanlığı dediğimiz ama aslında gerçekteki işi "kitleleri yönlendirmek" diyebileceğimiz, bunu da yalanlar uydurarak yapan bir bakanlık. Winston'ın işi ise geçmişi değiştirmek. Mesela bu gün siyasette bir gün A diyen kişi, bir sonraki gün A değil diyebiliyor. Ve bu tutarsızlık herkesin gözlerinin önünde yaşanıyor. Bu dünyada "Dün dündür, bu gün bu gündür" diyerek geçiştirmeye çalışıyoruz. Winston'ın yaşadığı evrende ise 2. gün Winston'a verilen bir görevle, Winston eline Times gazetesinin eski baskısından ilgili haberi bulup "A" ifadesini "A değil" olarak değiştiriyor. Böylece iktidar her zaman haklı ve tutarlı oluyor. Dolayısı ile times gazetesine tekrar bakan insanlar yanlış hatırladıklarını düşünüyorlar. Zaten düzgün düşünmelerini etkileyen, bir nevi onları salaklaştıran, bir düşünce sistemine sahip bu toplum(Çift-düşün). Dolayısı ile zaten kafaları güzel olarak ortalıkta dolaşıyorlar. Parti kendi için tehlikeli bulduğu herkesi buharlaştırıyor. Bütün düşünce suçlularının sonu da aslında buharlaştırılma. Dolayısı ile Winston hikayenin başından beri kimler buharlaştırılacak bunun bir listesini tutuyor kafasında. Zaten kendini de listeye en başından yazmış. Bende gidiciyim yani diyor. Bir noktada işlediği suçlar sebebiyle tutuklanan Winston, Sevgi bakanlığında işkencelere maruz bırakılıyor. Bu işkence süreci sonrasında aslında onunda beyninin yıkanmış olduğuna şahitlik ediyoruz. Bir gün buharlaştırılacağının bilinciyle yaşamaya devam ediyor Winston. Zaten kitap sonunda buharlaştırma öncesi bütün adımlar tamamlanmış oluyor. Oldukça ürkütücü, size çaresizliği hissettiren, kabus gibi bir kitaptı. Sanırım bir şekilde kendimi inandırmışım baş karakterimizin mutlu sonla bitirebileceğine kitabı. Dolayısı ile kitap sonunda onunda beyninin yıkanmış insan müsveddelerinden birine dönmesine oldukça üzüldüm. Aynı Hayvan Çiftliği'nde olduğu gibi bu gün herkesin yine 1984'ü okumasını tavsiye ediyorum. Belki George Orwel'ın yapmaya çalıştığı uyarıyı sonunda anlayıp, bir şeyleri değiştirebiliriz. Ve belki de bu değişim sonrasında "aynı 1984 teki gibi" diyen insan kitlesinin yok oluşuna şahitlik edebiliriz. Tabi umarım bu kitlenin yok oluşu, buharlaştırma olarak değil de, fikir değiştirme olarak olur :) İyi Okumalar Dilerim.
1984
1984George Orwell · Can Yayınları · 2023166.8k okunma
·
487 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.