Gönderi

ÇEKİLİM VE ÇAKRALAR Karşınıza sizi etkileyen bir insan çıktığında, "nasıl etkilediği" üzerine hiç düşündünüz mü? Onu fiziken mi inceliyorsunuz? Bedensel güzelliğine mi bakıyorsunuz? Duruşuna mı bakıyorsunuz? Hayatta sahip olduğu imkânlar mı ilginizi çekiyor? Popularitesi, maddi gücü... Veya onun yanında huzur mu buluyorsunuz? Ruhsal bir çekilim mi yaşıyorsunuz? Hayatınızda âşık olduğunuz, sevdiğiniz bütün insanların bir listesini yazın. O kişilerde sizi çeken özelliklerin ne olduğunu bir inceleyin. Eğer karşındaki insana ruhsal bir arzuyla çekiliyorsanız, bu büyük ihtimal kalp çakrası, boğaz ve üçüncü göz çakrası ile etkileşime giren bir enerjidir. Eğer dünyevi beklentilerle, maddi imkân, mesleği, fiziksel güzelliği ile ilgileniyorsanız, güneş çakrası, sakral çakra ve kök çakra ile ilintili bir çekim içindesinizdir. Bir insana çekilim şekliniz, o kişinin frekansı ile bağlantılıdır. Bazı insanlara ilahi boyutta, bazılarına fiziksel boyutta çekilirsiniz. Eğer her ikisiyle de çekiliyorsanız, muhteşem bir durum vardır. Tüm çakralarınız etkileşim içerisindedir. Bazı insanlar ise sizi hiç çekmez ya da siz ona çekilmezsiniz. Bu nedenle çok kalabalık bir meydanda bütün gün dursanız bile, oradan geçen binlerce insandan sadece bir-ikisini fark edersiniz. Binlercesini ise bakar ama hiç görmezsiniz bile... Bir insanın derinliğini görebilmek bir erdemdir. Karşınızdaki insanın derinliğini görebilmek, ondan sevgiyle bahsedebilmek, kıskançlıkla, kontrolcülükle değil, doğal haliyle sevdiğinizi söyleyebilmek ciddi bir değişimdir. Bu değişim ve farkındalık, sizin insanlara nasıl çekildiğinizi gösterir. İnsanlar kendisinde eksik olan frekanstan karşı tarafa çekilir çünkü sizde eksik olan, tamamlanmak ister. Buna dikkat eder, algılarınızı açık tutarsanız, zamanla hislerinizin, karşı tarafın hislerini de size hissettirmeye başladığını görürsünüz. Ama bunu yapabilmek için gerçekten korkulardan arınmaya başlamanız lazım. Bunları karşılıklı hissedebilen insanlar, kuantum alanında birbirinin frekanslarını hissedebilen insanlardır. Bu alana girebilmek için bir arınma sürecine girmeniz gerekiyor. Birçok kişi arındığını sanır ama bu da en büyük uyku halidir. Çünkü her dakikamız bir derstir, öğrenmedir. Tam ve bütünseniz, zaten ilahi akışın içindesiniz. Hayatı paylaşırsınız insanlarla. Ama sürekli beklenti içindeyseniz, uyuşturucu bağımlısı gibi sürekli beklersiniz. Hayatınızdaki kişi ile olan iletişiminize bir göz atın. Ona karşı cinsellik mi, ilahi bir sevgi mi yaşıyorsunuz? Onu göremeden yapamıyor musunuz? Yoksa onu görmek ya da görmemek arasında bir fark yok mu? Denge, hayatınızın en önemli ilacıdır. İlişkilerde, belli anlarda hayatınızdaki kişiye cinsel arzular duyup, belli anlarda ruhsal ihtiyaçlar duyuyorsanız, bu dengedesiniz demektir. Ama sadece bir şey alıp, bir şeye ihtiyaç duyuyorsanız, orada dengelemeniz gereken bir şey var demektir. Yani karşınızdaki kişi aklınıza her geldiğinde sadece cinsellik düşünüyorsanız, bir denge sorunu vardır. İkili ilişkilerde denge her zaman önemlidir. Çakralarınızı, enerji alanınızı dengelemeniz gerekir. Her gece yatarken şu olumlamayı yapın: "Sevgili Allahım, lütfen sabaha kadar bedenimin mucizelerle şifalanması için, çakralarımın dengeye gelmesi için yardım et; şifaci meleklerini seferber et. Şükürler olsun, hamdolsun!" Unutmayın! Pozitif bir insan olmanız sizi mutlu etmez! Siz pozitif oldukça, negatif insanları çekersiniz ki dengeye gelesiniz. Bu nedenle mutlu olmanın yolu hep pozitif ya da hep negatif olmaktan değil, dengede olmaktan geçer. İlişkiler için de bu böyledir.
··
1 plus 1
·
145 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.