Gönderi

ZORU SEVMEK Birçoğumuz zoru severiz. Zor, egomuzu tatmin eden güzel bir duygudur. "Ben kimsenin başaramadığını başardım. İnsanların başaramadığını başarmak beni mutlu ediyor!" deriz. İş hayatımızda da başkalarının başaramadıklarını başarmayı severiz. "Bak, onlar yapamadı, ben yaptım!" demek, kişiyi mutlu eder. Zoru seçmeye neden ihtiyaç duyuyorsunuz? Sizi küçükken kim küçümsedi? Size kim "Adam olamazsın!" dedi? Bugün her ne yaşıyorsanız, bugün oluşmadı. Bugün her ne yaşıyorsanız, suyun üstündeki köpükten ibarettir. Suyun kendisi değil. Kişi genelde bugün içinde olduğu durumu çözmeye çalışır. Bu durumun neden başına geldiğini, nerede, nasıl bir enerji ürettiğini ya da Rabbi tarafından nasıl bir sınava tabi tutulduğunu görmekten kaçınır. Farkına varmak istemez. Bugünkü sorununu çözerse, tüm hayatının yoluna gireceğine inanır. Aşk hayatında o an sorun varsa, sorunu çözmek onun için yeterlidir. Ya da maddi sıkıntısını o an çözmek ona iyi gelir. Lakin bilmez ki kaynağını çözmediği sürece devamı var... Ben neden ilişkilerimde zoru seçtim? Neden iş hayatımda zoru seçtim? "Zoru başarırsam annem, babam beni sevecek, insanlar bana değer verecek. Ben zoru başarırsam mutlu olacağım. Kolay olanı herkes başanır!" düşüncesinde olmak, size her zaman daha zoru getirecektir. "Allahım, her türlü zorluğu aşacak güç ver!" dediğinizde, önce güçlük gelir, sonra onu aşacak güç kuvvet. Ne istediğinize ve ne yapmaya çalıştığınıza dikkat edin. Hele de bu dönemde... Şimdi zorluk kavramının daha da aşağılarına inelim: "Ben kendimi başarılı hissetmiyorum, hata yapmaktan, insanların beni eleştirmesinden, mahcup olmaktan korkuyorum. Bu yüzden gidiyor ve hayatımın içinde en zor olanı seçiyorum. Zoru başarırsam insanlar beni onaylayacak, takdir edecek, saygı duyacak..." Yıllarca en zoru başarmaya çalışıyorsunuz. Gün geliyor, kendinizi ispatlamaya çalıştığınız kişiler bile bu dünyadan göçüp gidiyorlar, siz halen daha kendinizi ispat etme çabasındasınız... Hayat elimizden kayıp gidiyor ama hâlâ zoru seçmeyi tercih ediyoruz. Zor hedeflere ulaşsanız dahi mutlu olabiliyor musunuz? Bu sizi ne kadar süre ile tatmin ediyor? Başardığınızı etrafınızdakilere duyurmak size kendinizi nasıl hissettiriyor? "Yıkılmadım, ayaktayım!" diyor musunuz? Zorlukları hayatınıza çektiğinizi fark ettiğinizde, önce kendi kendinize kızabilirsiniz. "Bu kadar yıl neden zorlukları hayatıma çektim?" diyerek önceleri kendinize kızabilirsiniz. Kendinize kızmak size bir şey kazandırmayacağı gibi, kendi kendinize kızacağınız olayları kendinize doğru tetiklemeye başlarsınız... İlişkilerde ise yine sizi zor tatmin eder. Kolaydan hoşlanmazsınız. Karşınızda sizi seven, gözlerine baktığınızda eli ayağı titreyen biri vardır ama siz onu sevmezsiniz... Tam tersini yapar, size yüz vermeyen, zorlayan, ulaşamayacağınız insanın peşine düşersiniz. Av değil, avcı olmak istersiniz. Sizin o kişiye davrandığınız şekilde, büyük ihtimal peşinde koştuğunuz kişi de size davranır. Kendi içinde herkes birbirini kovalar ama kalpler hep bir başkasını arzular... Size sırılsıklam âşık olan kişiye nasıl davranıyorsanız, sizin âşık olduğunuz da size öyle davranıyor. Etme ve bulma dünyası! Zor ilişkilerin içinde bir başka farkında olmadığımız konu daha var: Anne ve babalarımızı da farkında olmadan yargılıyoruz.. "Annem gibi olmayacağım! Babam gibi biriyle evlenmeyeceğim!" Bir kadın bunu söylediğinde, otuz beş, kırk yaşında bir bakıyor ki babası gibi biriyle evlenmiş. Hayatındaki kişi babası gibi davranıyor. Peki bunu nasıl düzeltecek? Kız çocuğunun babasıyla problemi varsa, hayatına babasını hatırlatacak birini çeker. Eğer erkek çocuğu olursa, babasından ya da kocasından gördüklerini farkında olmadan erkek çocuğuna yansıtır. Bir kadının babasıyla problemi varsa, oğluyla da problemi olması yüksek ihtimaldir. Bir adamın annesiyle problemi varsa, eşiyle ve kızıyla da benzer problemler yaşayabilir. Hayatınızı bir gözden geçirin. Her kim kimi yargıladıysa aynısını yaşadı. Her kim zoru seviyorsa hayatına zoru getirmeyi de başardı. Bir gün, bir kadın danışanımla konuşuyorum. Duruşundan hissettim. "Zoru seviyor musunuz?" dedim. "Evet, çok severim!" dedi. "Neden kolay varken zoru seçiyorsunuz?" "Kolayı herkes yapar." "Siz hayatınıza zoru çağırdıkça, gün gelir kaldıramayacağınız kadar zorluk gelebilir." "Ben her zorluğun üstesinden gelirim. Allahıma sürekli, 'Her zorluğun üstesinden gelecek güç ver!' diye dua ediyorum" dedi. "Siz ona aslında şöyle dua ediyorsunuz: 'Allahım, bana önce zorluğu ver, sonra onun üstesinden gelebileceğim güç ver.' Zorluğu da çağıran sizsiniz! Gün gelecek bunun üstesinden gelemeyeceksiniz." Aradan altı ay geçti ve geri geldi. "Söylediğinizde haklıydınız!" dedi. Konuşmayı unuttuğumu söyledim. Kendisine kolay yoldan ve helal yoldan yaşamasını önerdiğimi hatırlattı. Kendisinin ise zoru sevdiğini. "Hayat gittikçe zorlaştı. Öyle zorlaştı ki ben artık altından kalkamıyorum. Hayat üstüme yıkıldı ve artık ben enkazın altındayım"dedi. Yol göstermemi istedi. Zamanında, zorlukları ben de hayatıma çok çektim. Kendi hayatımı toparlamak için yaptığım duayı sizlerle paylaşmak istiyorum: "Allahım, bugüne kadar zorlukları başarmadaki haz duygusunu neden yaşamaya ihtiyaç duyduğumu bulmamda lütfen bana yardımcı ol. Ben kendimi kime ispatlamaya çalışıyorum; bunu bulmamda bana yardımcı ol. Ben kendimi nerede yetersiz buluyorum, nerede eksik hissediyorum; bunları çözmemde yardımcı ol. Şu andan itibaren kendimi tam ve bütün hissetmeye niyet ediyorum. Kendimi yeterli, başarılı hissetmek istiyorum. Kendimi ispat etmek zorunda değilim. Annem, babam beni her halimle sever. Arkadaşlarım, toplum beni her halimle sever. İçimdeki bu yarış duygusunu sana teslim ediyorum ve hayatımı helal yoldan kolaylıkla ve sağlıklı bir şekilde yaşamayı seçiyorum. Kolay olan bundan böyle beni mutlu eder. Ben hayatıma helal yoldan, kolay olanı çağırıyorum. Lütfen bana yardımcı ol. Sana sığındım, sana güvendim. Bunu sevgiyle kabul ediyorum. Kendimi ispatlamak zorunda değilim. Zor ilişkiyi hayatıma çağırmak zorunda değilim. Mükemmeliyetçi olmak zorunda değilim. Kontrolcu olmak zorunda değilim. İlahi akışa güveniyorum. Hayatıma bundan sonra beni seven, uyum içinde olan insanları sevgiyle çağınıyorum. Her halimle yeterliyim, her halimle güzelim, her halimle insanlarla güzel ilişki içindeyim. Zor olanı sevgiyle bıraktım. Şükürler olsun, hamdolsun."
·
167 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.