Gönderi

168 syf.
7/10 puan verdi
·
Read in 24 hours
Kitap, küçük bir kızken yaşamına giriş yaptığımız Denise Lesur'ün parçalanmış hayatını ve mücadelesini (hem madden hem mental) anlatıyor. Aslında bütün görünen ama içten içe derin bir yarıkla parçalanmış demek belki de daha doğru. Kitap, küçük bir kızın okuma, öğrenme ve hayatı tanıma, özgün bir şekilde deneyimlemesini; bunu deneyimlerken yaşadığı iç çatışma, utanç, öfke patlaması vb gibi duygu eralarını konu ediniyor. Elbette sadece bundan ibaret değil. Kitabı asıl şekillendiren faktörün sosyal farkındalık ve sınıflar arası farklılıkların kişide yarattığı bölünme olduğunu düşünüyorum. Denise Lesur, kafe ve bakkal işletmeciliği yapan emekçi bir aileye sahip. Zaman geçtikçe ve okula başladığı andan itibaren de aslında öğrenmete olan, sürekli başarılı olduğu bu eğitim ve aydınlanma yolunu hızla kat edebilen bir kız. Fakat asıl sorun Denise'in gittiği özel okulda karşılaştığı daha saygın, daha ılımlı ailelerin çocukları ile tanışması ve kendi emekçi sınıfından kaba saba, hoyrat, fakir ailesini karşılaştırması karakterin temel sorunu oluyor. Zaman içerisinde Denise kendini ne kadar geliştirse, sınavlarını başarıyla geçse, orta okulu ve liseyi bitirip üniversiteye başlasa da aslında o parçalanma hep var. Ama yeni yeni kılcal damarlar ekleniyor hikayeye. Denise büyüdükçe kendi ailesinin sahip olduğu alışkanlıklar ve yaşama biçimi ile burjuva olan arkadaşlarının ailelerinin alışkanlıkları ve yaşama biçimleri arasındaki farklılıkları daha iyi anlıyor. Bu durum Denise'de kat edilmesi gereken zorlu bir yol olarak görünüp, sık sık ailesinden soğutan bir duruma yol açıyor. Ailesinin desteği ile özel okula yazılmış olan Denise'in kendini nankör bulduğu ve kendine kızdığı anlar da oluyor. Fakat ailesinin ağır fedakarlığı, ailenin taşralı ve cahil olmasının önüne geçemiyor. Kitapta baş karakter olan Denise'in hayatı yaşayış, tırmanış aşamasındaki tüm duygularına tanık oluyoruz aslında. Bence bunlardan bir diğer değinilmesi gereken de cinsel varoluş. Denise'in kendini ve erkekleri keşfetmesi, ailesinin hep söylediği gibi seksin aslında korkutucu bir şey olmadığını deneyimlemesi ve duygularındaki değişim de kendi bireysel dönümlerinden biri oluyor; karakterini sivrileştiren ve bu tarz bir özgürlüğe zaten asla olumlu bakmayan ailesinden ruhsal bağını koparması bağlamında Denis'de bir zincir kırılması etkisi yaratıyor. 2022 yılında Nobel Edebiyat Ödülü'ne layık görülen Annie Ernaux'nun Boş Dolaplar'ı aslında klasik denilebilecek bir konuya sahip bence. Eğitimsiz işçi sınıfı ile eğitimli burjuva sınıfı arasında sıkışan, mekik dokuyan, kendini tanımaya çalışan bir kızın öyküsü. Kitabı ilginç kılan detayın ise yazarın kendi hayatına dair otobiyografik öğeler içermesi. Annie Ernaux da emekçi bir ailenin kız çocuğu olarak dünyaya gelmiş ve edebiyat öğrenimi görmüş. Elbette klasik ya da ilginç fark etmeksizin okunmasını önerebileceğim bir kitap. Bunun nedeni ise benim için sosyolojik faktörlerin fazla olması ve bunun kendi hayatını değiştirmeye çalışan bir baş karakter tarafından ben dili ile aktarılıyor oluşu. Dil bakımından samimi ve yalın bir anlatıma sahip olan Boş Dolaplar'ı meraklı okurlara öneririm.
Boş Dolaplar
Boş DolaplarAnnie Ernaux · Can Yayınları · 20221,840 okunma
·
195 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.