Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

925 syf.
·
Puan vermedi
·
15 günde okudu
Müthiş bir eser
Bu ne muazzam bir eser yâ Rabb! Keşke imkanım olsa da herkese okutabilsem dediğim bir eseri bitirdim az önce. İki haftadır üzerinde düşünerek, yazarak, çizerek sindire sindire okuyordum. Daha önce hiçbir eserin beni bu kadar derin düşüncelere ittiğini hatırlamıyorum. Hem tanıtma hem de bir iç dökme babında yazıyorum. Okuyana istifadesi bol olur. Müellif Abdürreşid İbrahim. Bu kadar önemli bir insanın bu kadar az tanınmasını da kaderin bir tecellisi sayıyorum. Kendisi bir Tatar. 1850 civarı yüzlerce yıllık Rus sömürgesi topraklarda doğmuş.Batı Sibirya'da İrtiş Nehri'nin kenarında Tara isimli bir beldede. Ailesi Buhara'dan tebliğ maksadıyla oraya gelen alim bir soydan. Genç yaşta anne babasını kaybetmiş. Belki de bu yüzden arkasına pek bakmadan özgürce seyahat edebilme serüveni başlamış. İlim için yakındaki bazı yerlerde tahsil gördükten sonra İstanbul ve Hicaz'da da yine ilim için bulunmuş. Muhtemelen İstanbul ile kurduğu güzel ünsiyet talebelik yıllarına dayanıyor. Hicaz'da ise beş yıl civarı hafızlık ve fıkıh eğitimi görmüş. Asıl büyük seyahatten önce Mısır, Bulgaristan, Fransa, Almanya'da vs. bulunduğu nispeten daha küçük bir seyahati de olmuş. Petersburg'ta Ülfet matbaasında bir yayın serüveni de olmuş fakat Rusların eliyle orası kapanmaya mecbur olmuş. Bu olaydan sonra uzun yıllardır hayalini kurduğu Doğu seyahatine çıkmak için fırsat bulmuş. Bu seyahat de 1907 ve 1910 yılları arasında. Yani Abdürreşid İbrahim bu seyahate çıktığı sırada yaklaşık 60 yaşında. Mübarek gerek yaya çoğunlukla da trenle ve vapurla binlerce kilometrelik mesafe katetmiş. Ailesini büyük bir hüzünle geride bırakmış yola çıkarken. Tabi onları güvenli bir yere yerleştirip öyle çıkıyor. Kazan'dan, Batı Sibirya'dan başlayıp Doğu Sibirya, Moğolistan tarafları, Çin, Kore, Japonya... Bir daha Çin, Singapur, Cava Adaları (Endonezya, Malezya tarafları), Hindistan ve en önemli duraklardan biri de Hac ibadeti için Mekke-Medine. Teker teker saydım. Bir kısmını haritalar uygulamasında işaretledim. Belki ileride Abdürreşid İbrahim'in seyahat durakları olarak paylaşırım tekrar elden geçirip. 80+ farklı noktada bulunuyor bu üç senelik seyahat zarfında. Her uğradığı durakta İslami çalışmalar, tebliğ, talim vb. ne yapabilirse yapmış. Bazen farklı din mensupları ile, hem de Budizm'in en önemli üç kişisinden birine kadar, konuşup o inançlar ve mevcut siyasi vb. durumları hakkında malumatlar almış. Çok önemli bir ayrıntı da şu ki görüştüğü insanlar arasında az buçuk okumuş olanları onu önceden tanıyan, adını duyan insanlar. Duymayanlar da ondaki cevheri farkedip büyük hürmetle karşılık verip ağırlıyorlar. Anlatılacak çok fazla şey var bu alim ve seyahatine dair ama çok uzatmadan asıl maksada gelelim. Daha genişini nasip ederse ileride farklı kanallarla paylaşmak istiyorum. Bu seyahatin, kitabın ismine yansıdığı üzere, en önemli duraklarından biri Japonya. Kendi ifade ettiği üzere Japonlara uzaktan bir sevgi beslemesine rağmen Japonya'ya girme zamanı gelince bazı düşüncelere, benim anladığım kadarıyla endişelere kapılıyor. Çünkü Japonya'dan önce ağırlıklı olarak dilini, dinini, kültürünü az da olsa bildiği yerlerde dolaşmış ve birçok eski dostlarının yanında bulunmuş. Japonya ise her açıdan bambaşka bir memleket. Yine de bu durum Japonya'ya girmesine mani olmamış tabiki. İyi ki de olmamış. Çünkü bu derece sağlam temelleri olan bir ilişki daha önce kurulmamış Japonlarla. Velhasıl Vladivostok'tan bir Japon gemisiyle Japonya'ya geçiyor. Daha yola çıkmadan Japonların vapur görevlilerinin ilgi alaka ve nezaketlerine hayran oluyor. Altı ay civarı orada kalıyor ve bu hayranlık kendi ifadesiyle adeta aşk halini alıyor. Japonlar da belki ondan daha fazla Abdürreşid İbrahim'e ilgi gösteriyorlar. İslami faaliyetlere dayanak olması açısından Asya Gı Kay (Asya Savunması) adında bir cemiyet kuruyorlar ve başına da kendi vesilesiyle Müslüman olup Ebubekir ismini alan Ohara'yı geçiriyor. Ohara'dan sonra başka Japonlar da Müslüman oluyor ve faaliyetler ilerliyor. Müslüman olmayan birçokları da yine İslamiyet'in Japonya'da yayılması için desteklerini sunuyorlar. Vaazlar, konferanslar, adına düzenlenen yemeklerle ilk gidişinde altı ay kadar orada kalıyor Abdürreşid İbrahim. Sonra neticesinde İstanbul'a, hilafet merkezine yaşanan gelişmeleri bildirip destek istemek için tekrar yola çıkıyor. Abdürreşid İbrahim bu zamana kadar resmi bir görevli sıfatıyla bulunmuyordu çünkü. Fakat Japonlar adeta resmi bir görevli ciddiyetinde ona tazimde bulunuyorlar... ilk gidişinden yaklaşık 25 sene sonra seksen küsur yaşında tekrar Japonya'ya gidip çalışmalarını sürdürüyor. 10 sene daha yaşayıp 1944'te 90'larının ortalarında orada vefat edip gömülüyor. Vefatı Japonya'da radyolardan imparator ailesine mahsus bir sunumla duyuruluyor. Bu ilk defa Japon olmayan biri için yaptıkları bir duyuruymuş. O kadar sahiplenmişler onu. Bugün Tokyo'da bulunan bizim diyanet işleri başkanlığımıza bağlı cami ve faaliyetlerin temeli Abdürreşid İbrahim'in hizmetlerine dayanır. Yüzlerce ayrıntı var. Bir tanesini bile atlamak istemiyorum ama burası için bu kadarla iktifa edelim. Bir kişi bile bu vesileyle bu muhterem İslam münevverini merak edip kitabı okursa kâr sayarım. Okuyup okutmanızı tavsiye ederim bu eseri. Benim gayem özellikle Japonya hakkında bilgi almaktı başta ama İslam Dünyası kısmı da çok büyük öneme sahipmiş. Orada verdiği bilgiler de bambaşka ufuklar açacak türden. Bu yüzden yaklaşık 1000 sayfalık bu eser ağırlığınca altına değişilmeyecek bilgiler içeriyor.
Alem-i İslam ve Japonya'da İslamiyet'in Yayılması
Alem-i İslam ve Japonya'da İslamiyet'in YayılmasıAbdurreşid İbrahim · İşaret Yayınları · 200315 okunma
·
71 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.