Yazarın okuduğum ikinci kitabı. Oldukça sürükleyici bir saatte okunabilecek bir kitap ama ben sindire sindire okumak istedim.
Fazlasıyla cümlenin altını çizip paylaştım yine..
Kitaptaki şiirler de ayrıca güzeldi..
" Ben bulutların dilinden anlamam
O yüzden sık sık yağmur yağar ben dışarı çıkınca
Şimdi bütün bunların önemi yok
Önemi yok şimdi bütün bunların
Ben umut arıyorum
Ben umut arıyorum
Ben seni arıyorum..." (syf.17)
" Bazen öyle sanıyor ki insan,
Eskisi gibi olabilir her şey...
Olmaz halbuki olmaz
Tüketip de geçtiğimiz onca şey eskisi gibi olmaz
Ben sadece denemek istedim
Farkındayım olmayacağının
Ben hâlâ gözlerini bıraktığım yerde arıyorum."
Kitanın konusuna gelecek olursak 34 yaşında ismi olmayan bir karakterin iç hesaplaşması, pişmanlıkları, özlemleri... Çocukluk arkadaşı
İlknur ile nişanlanıp sonrasında birbirlerine uygun olmadıklarını düşünüp ayrılıyor.. İlknur'un hayat hikayesi de Oldukça hüzünlüydü..
Ve İlknur hayatından gidince anlıyor onu sevdiğini, onun değerini... hep böyle olur hiç şaşmaz bu ..
O"da Kendinde kalamiyor artık, Pişmanlığını, hüznünü doldurup valizine o da İlknur gibi yaşadığı şehri terkediyor .
"Gitmek " öyle güzel tanımlamış ki bu alıntıda ;
" Gitmeyi başaranlar inandırıcı insanlardır benim gözümde.
İnsan bir kez gidebilmeyi başardiysa söylediklerini de başarabilme gücüne erişmiş demektir. Gidebilmek hayatın bütün tehditkâr şımarık yüzlerine kafa tutabilmektir bir bakima. Gidebilmek, hiçbir şeyi umursamadan, kendi masalında anlatılan yolları adımlayabilmektir. Ben de masalıma doğru adım attım." (Syf.71)
İsimsiz karakterimiz Kanser olduğunu öğreniyor . Hastalıkların insan bedenini ruhunu nasil ele geçirdiğini fazlasiyla deriniyle dile getiriyor .Ailesinin yanına geri dönüyor, hastalığını bilmeleri gerektigini düşünuyor vee İlknur'la yeniden bir araya geliyor..
Derken;
Sonu beni Fazlasıyla şaşırttı bu arada okuyunca benim gibi bi tokat yemiş hissine kapılabilirsiniz :)))