Gönderi

416 syf.
5/10 puan verdi
Hush Hush,
Becca Fitzpatrick
Becca Fitzpatrick
'in kaleme aldığı bir roman serisidir. Bu seri sırasıyla
Fısıltı
Fısıltı
,
Çığlık
Çığlık
,
Sessizlik
Sessizlik
ve
Final
Final
olmak üzere toplam dört kitaptan oluşur. Serinin ilk kitabı olan
Fısıltı
Fısıltı
2009 senesinde çıkmış bir serinin ilk romanıdır. O döneme göre değerlendirmek gerekirse sanırım fantastik kategorisinde pek bu tarz romanların yer almadığını varsayıyorum, elbette benzerleri ve bu kitaptan çok daha iyi konuya sahip romanlar olabilir. Demek istediğim sadece o dönemle şu anki zamanı ele alırsak şimdilerde bu tarz kitaba benzer örnekler çok olduğunu görebiliyorum ama bundan neredeyse on dört sene öncesinde bu kadar çok olduğunu sanmıyorum. Bu sebeple çıktığı dönemde oldukça sevilmiş olması gayet normal olduğunu düşünüyorum. Serinin okuduğum incelemeleri, verilen puanları ele alırsak oldukça sevilen bir roman serisi olduğu bariz bir şekilde belli fakat fantastik bazında ele alırsak kitabın elle tutulur tek yönü “melek” tabirleri kullanılması dışında hiçbir şeyi yoktu. Serinin ilk kitabı olması sebebiyle desem bile bu durum toparlamıyordu. Kitaba beş puan vermemin sebebi ise puan konusunda gaddar davranmamak için olduğunu söyleyebilirim. Bir puan kırıp kırmamak arasında gidip geldim, çok bir fark olduğu yok elbette ama ben serinin ilk kitabına bu puanı verirken fantastik roman kategorisinden çok yayınladığı dönemi ve çoğunlukla gençlere hitap edebilecek bir seri olduğunu düşünerek bu puanı verdim. Bu kitabı ergen olduğum dönemlerde okusaydım belki şu hâlimden daha çok zevk alarak okuyabilirdim. Romanın konusuna gelirsek Nora babasının ölümünden sonra annesiyle yaşayan, üniversite hayalleri olan ve kendi hâlinde bir lise öğrencisidir. Zamanının çoğunu en yakın dostu Vee ile birlikte geçiren Nora’ın monoton hayatı bir gün biyoloji dersinde biyoloji öğretmeninin sınıfın oturma planında değişiklikler yapmasıyla değişir. Nora hem dosttu hem de sıra arkadaşı olan Vee ile biyoloji derslerini ayrı sıralarda işlemek zorunda kalırlar. Patch, Nora’nın sınıfına yeni transfer olan bir öğrencidir, sıra değişikliği sonucu Patch ile Nora beraber oturmaya başlarlar. Biyoloji öğretmeninin verdiği ödevle herkes yeni sıra arkadaşlarını tanımak için yazı yazmalarını söyler. Nora’nın aksine yeni sıra arkadaşı Patch bir tahminiyle Nora hakkında neredeyse her şey bilir, bu durum Nora’nın sinirini bozsa da biyoloji dersinden geçmesi için Patch hakkında bir şeyler öğrenmesi zorundadır. İlk bölümde Patch karakterinin bir anda Nora hakkında tahminlerde bulunup bulduğu tahminlerin doğru çıkması beni biraz şaşırttı fakat şaşırtmasının sebebi oldu bittiye gelmesiydi, yani ne olduğunu bile anlamadan bir anda Patch, Nora’ya karşı tahminlerde bulundu. Bir tık bu kısmının garip geldiğini söylemeden geçemeyeceğim fakat bunun sebebinin kendi kanımca eksik betimleme, olayları okuyucunun iyi kavraması için ayrıntıya yer verilmemesinin olduğunu düşünüyorum. Direkt ilk bölümü okuyup bu yargıya varmak pek doğru olmasa da ilerleyen bölümlerde bu kanım oldukça doğru çıktı. Fantastik kitap yazarken yazarlar betimleme kısmını neredeyse çoğu eksik bırakıyor. Bence asıl önemli kısım betimleme ve tasvirdir. Bu ikisi olmadığı sürece pek bir manası olmuyor, ne olup ne bittiği pek anlaşılmıyor. Bir diğer ayrıntı ise Biyoloji derslerinin garip işleyişi... Soruların ve verilen ödevlerin biyoloji dersiyle yakından uzaktan ilgisi olmadığını düşünüyorum, elbette kurgunun içinde olayın akışına büyük etkili bir yönü olduğunun farkındayım ama sorular biyoloji dersi adı altında toplanılıp sorulması garip geldi. Başka derse de bağlayabilirlerdi diye düşünüyorum. Çok ayrıntıya giriyormuşum gibi oluyor fakat aşırı derecede mantık aramaya çalışıyormuşum gibi görünse de öyle bir şeye kalkışmıyorum. Puan verirken bile gaddar olmamaya çalıştım çünkü eksik yönlerinin hepsini ele alırsam daha düşük bir puan verirdim. İnceleme yaparken aklıma gelen bütün ayrıntılarından bahsetme dürtümü bastıramıyorum ve bu biyoloji dersi ayrıntısı kafamı kurcaladığını söylemeden geçemeyeceğim. Sorulan sorular olay örgüsü için gayet güzel ilerlediğini elbette es geçmiyorum ama mantıksızdı. Yavaş yavaş sindirerek okumak istediğim için bir an sıkılır gibi olacağım sıra üçüncü bölümün sonunda dengeleri sarsarak kurgu beni içine çekti, yaşanan gerilimle merakım iyice arttı fakat bu uzun süre etkisini sağlamadı. Belli bir süre sonra çok monoton ilerlemeye başladı, bu sebeple sıkıldım. Yarım bırakma noktasına gelecektim fakat bir şekilde kendimi zorlayarak okumaya devam ettim. Daha çok gençlik romanı gibiydi, fantastik kısmında sıkıntılar vardı. Gençlik romanı gibi ele aldığımda her şey daha mantıklı oluyordu, Patch bir kovulmuş melek olduğunu öğreniyoruz ama pek fantastik öğe yoktu. Ufak tefek ayrıntılar falan vardı. Fantastik kısmı beni tatmin etmedi. Bunun yanı sıra ben aşk duygusunu da pek yoğun hissetmedim, Patch karakterini beni kendine çekmemesinin sebebi olabileceğini düşünüyorum bu durumun. İlgi çekici hiçbir yanı yoktu. Nora ile arasında ilişki benim hoşuma gitmedi. Karakterleri ele alırsam, Nora tam bir aptaldı. Her şeyi kendi başına halletmeye çalışıyordu. Annesine hiçbir şey söylemiyor, tehlikede olmasına rağmen hep bir suskunluk hâlindeydi. Patch dediğim gibi beni kendine çeken bir karakter değildi, ilk başından beri de olmadı. O yüzden sevemedim. Nora’nın en yakın arkadaşı Vee’ye gelirsek nefretlik bir karakterdi. Bu kadar sorumsuz, salak bir karakter olamaz. Nora’yı çoğu zaman zor durumlara sokuyordu. Yani tam bir aptaldı. Aptalın da aptalıydı. Çeviri de ufak tefek sıkıntılar vardı. Bazı kelimeler cümlenin anlamını bozuyordu ve söylemek istenen şeyden çok uzak bir yere taşıyordu. Bir cümlede ise “beni” yapılacağına -en azından cümleyi bana göre “beni” kelimesi daha anlamlı hâle getiriyordu- “ben” yazılmıştı. (Sayfa 93: Bu hâli ben çok eğlendirmişti doğrusu) Bu tabii ki ufak bir örnekti, görmezden gelinebilir fakat ufak tefek hatalar olsa da kitap hâline gelmeden önce bir sürü incelemeden geçiyor olması gerekiyor, elbette bu yazarla ilgili bir durum değil. Yayıneviyle alakalı bir durum. Bildiğim kadarıyla kitap belli kesim tarafından oldukça popüler bir roman. E hâliyle popüler olunca böyle ufak tefek hatalara yer verilmiş olması kötü bir durum olduğunu düşünüyorum. Kitaba para vermeyip e-kitap olarak okuduğum için oldukça mutluyum, para verseydim üzülürdüm. Serinin diğer kitaplarını okumayı düşünmüyorum, okursam muhtemelen yarım bırakacağım. Önerir miyim, sanmıyorum. Melek tarzında kitapları okumak pek bana göre olmadığını daha önceki okuduğum kitap serisinden anlamalıydım. Diğer serinin anlatımı bu kitaptan daha beterdi fakat konu itibariyle o kitabın daha net ve iyi olduğunun farkına vardım. Melek kitaplarını mantık bazında değerlendirerek saçma olur elbette. Bu yüzden olabildiğince objektif değerlendirmeye çalışıyorum. Kitabın içinde geçen kovulmuş melekler, Nefilm türü İncil’de geçiyormuş. Ben şahsen okumadım fakat kitaba göre İncil’de geçtiği yazıyor. Gerçek olup olmadıkları elbette tartışılır, inanç meselesiyle alakalı bir durum. Bu seri çoğu okuyucunun hoşuna gideceğini düşünüyorum ama benim gitmedi. Okumayı düşünenlere keyifli okumalar dilerim.
Fısıltı
FısıltıBecca Fitzpatrick · Pegasus Yayıncılık · 201512k okunma
·
275 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.