Okuyalı çok zaman olmadı. İstanbul'un Fethi'ni ikinci sefer ülkece kutlamak için ayırmıştım bu incelemeyi, gelin genel bir değerlendirme yapalım.
Milliyetçiliği sadece tek şahıs ve ırk üzerinden yapanlar.
Küçük partileri küstürmemek için vaat edilen bakanlıklar.
Mecliste kentsel dönüşüme karşı çıkan muhalif gruplar.
Kürt milliyetçiliğini kullanan Yeşil Sol Parti
MacBook kullanan Türkiye İşçi Partisi
(En yüksek oyu doğu ve güneydoğudan aldı.)
Güçlü olunca istedikleri her hukuksuzluğu yapıp kendilerine hukuk işleyince itibar nidalari atanlar. Yasin Börü ve arkadaşları, hendek olayları, büyük şehirlerde canlı bomba patlamaları..
1961'den 2013'e kadarki süreçte, IMF'den toplam 50 milyar doların üzerinde kullanılan kaynak borçlarının kapatılmasını göremeyenler. Israrla borçlanmak isteyenler.
Ekonomiyi sadece mutfaktan sananlar, sarımsak soğan edebiyatı yapanlar. Yapılan havaalanlarına, köprülere, imar faaliyetlerine gözlerini yumanlar.
Kampüslarda sağdan soldan karşı cins arkadaşlarıyla cirit atmak için uzaktan eğitimi bahane edenler.
İstedikleri nitelikte özgür bir gençlik yetişmiyor diye eğitimi kötüleyenler.
Kendi kültür ve değerlerinden uzak bir toplum inşa etmeye çalışanlar.
2001 Türkiye ekonomik krizini unutanlar.
Yirmi üç yıllık kendisinden başka hiçbir muhalif görüşü kabul etmeyen açık oy gizli sayımla başta duran zamanın hükümeti.
Kendi parti tüzüklerinde olmadığı halde 'Ben Aleviyim, Ben Sünniyim' diyerek insanları inanç ve değerler üzerinden ayırmak.
Okuduğu bölümden ekstra hiçbir gayret göstermeden ucu ucuna mezun olan öğrenciler. Mezun olduktan sonra bahaneler üreterek evde oturup gökten bir şey beklemek.
Anadolu insanının irfanını hiçe sayarak insanlara hakaret etmek.
İktidarın yaşadığı sorunları devlet sorunları olarak lanse etmek.
Tek ırk milliyetçiliği adı altında oy devşirmek.
Masa başında daha iktidara gelmeden bakanlıklar dağıtmak.
Devlet kurumların besmele ile açılmasından rahatsız olmak.
Gazeteci kimliği adı altında kendi gibi düşünmeyene istediği şekilde hakaret etmek ve kitlesini kandıran, sonuçlar netleşmeden 'kazandık' diye yalan konuşan adaylar, niteliksiz haber kanalları.
Yaşadığımız asrın felaketi depremde Türkiye halkı olarak birçok kesimden gelen yardım ve desteklerle canhıraş bir şekilde yaraların sarılmaya calışılmasını göremeyenler. Üstelik depremzede vatandaşlarımızın kendilerine güvenmeyip desteklemediklerinden dolayı kendilerine yapılan hakaretler. Yaptığı iyiliğin karşılığını bekleyen tefeciler.
Devlet kurumlarında hak ve liyakatten ziyade kendi inanç ve değer yargılarından kopuk yöneticiler istemek.
Depremin büyüklüğünde ve oluşturulduğu etkiden dolayı geç gidilen yerlerdeki vatandaşlarından helallik dileyen cumhurbaşkanını kötülemek.
Deprem bölgelerinde devam eden imar faaliyetlerini görememek.
Gelin size yaşanmış ufak bir hikaye anlatayım. Sene 1920'lerin başı I.TBMM Hacı Bayram-ı Veli Camii'nde kılınan cuma namazını takiben dualar eşliğinde kurbanların kesilmesinin ardından coşkulu bir törenle açıldı. Açılan mecliste çoğunluk mütedeyyin insanlardan oluşuyordu. Balkanlarda, Trablusgarp'ta, Mısır'da, Kudüs'te, Yemen'de, Suriye'de, Kafkas'ta, Çanakkale'de, Kurtuluş Savaşı'nda beraberdi bu millet. Elbette mecliste de beraber olacak. Doğal olarak ilk anayasa dini hassasiyetlere göre oluşturulmaya çalışıldı. Çünkü güzel ülkemin ecdadı ülkeyi bu hassasiyetler üzerinden kurtardı. Kısa süre sonra gizli saklı toplantılarla güç toplamaya başladılar. Dindar birkaç kesimi yanlarında göstererek fetvalar oluşturup kişisel güçlerini oluşturdular. Amaçları halkın istediği bir Türkiye inşa etmek değil, kendi istedikleri bir Türkiye inşa etmekti. Gücü ellerine aldıkları gibi deformasyon hareketlerine başladılar. Kısa süre sonra yeni bir meclis kuruldu namı diğer II. TBMM. Anayasayı değiştirdiler. Gücü ellerine aldıkları gibi yavaş yavaş devlet kurumlarını istedikleri şekle devşirmeye başladılar. Harf inkılabı adı altında bir milleti bir gecede cahil yaptılar. Tarih kurumu adı altında insanları kendi kültürlerine yabancı yaptılar. Ecdadına söver duruma getirdiler. Karşı çıkan insanlara medya ellerinde olduğundan istedikleri karalamayı yaptırıp haksızca yargıladılar İstiklâl mahkemelerinde. Dini değerleri toplumun içinden aldılar. Camileri ahıra çevirdiler. Ezanı Türkçe diline çevirdiler. Hem de 'Hayyealel-Felâh' kısmını çevirmeden yaptılar bunu. Dini eserlerin basımı yasaklandı. Köy okulları adı altında Kürtler üzerinden asimilasyon çalışmaları başlatıldı. Demokrasi adı altında ortaya çıkıp açık seçim gizli oy sayımıyla 27 sene tek parti rejimini uyguladılar millete. Hikaye bitmiştir.
Bunlar var ya bunlar güçlü olunca diktatör zayıf olunda İbrahim Halil sofrası adı altında demokratik dede olurlar. Daha önce yalan vaatlerle yanlarına çektikleri dindarlarla oluştukları fetvalarla milleti birbirine kırdırdılar.
Söz Milletindir. Milletten başka kimse söz veremez.
Nereye gittiğini bildiğimiz paralar:
Mersin Limanı
İskenderun Limanı
Samsun Limani
Bandırma Limanı Derince Limanı
Salipazarı Limanı Galataport(Tekirdağ) Limani
Çeşme Limanı
Kusadası Limanı
Kuşadası Limanı
Dikili Limanı
Trabzon Limanı
Seyitömer Linyitleri
Güney Ege Linyitleri
Murgul Bakır İşletmesi
Samsun Bakır İşletmesi
Yeniköy Linyitleri İşletmesi
Bursa Linyitleri İşletmesi
Sakarya Traktör Sanayi
Ereğli Demir-Çelik
Eti Alüminyum
Eti Bakır
Eti Elektrometalurji
Eti Gümüş
Eti Krom
Gübre Fabrikaları
PETKİM
Türk Telekom TÜPRAŞ
SEKA Kağıt Fabrikası
Seyitömer Termik Santrali
Kangal Termik Santrali
Yatağan Termik Santrali
Çatalağzı Termik Santrali
Yeniköy Termik Santrali
Orhaneli Termik Santrali
Tunçbilek Termik Santrali
Soma Termik Santrali
Kırşehir Şeker Fabrikası
Turhan Şeker Fabrikası
Çorum Şeker Fabrikası
Elbistan Şeker Fabrikası
Muş Şeker Fabrikası
Erzincan Şeker Fabrikası
Seyitömer Termik Santrali
Kangal Termik Santral
Yatağan Termik Santrali
Çatalağzı Termik Santrali
Yeniköy Termik Santrali
Erzincan Şeker Fabrikası
ErzurumŞeker Fabrikası
Orhaneli Termik Santrali
Tunçbilek Termik Santrali
Soma Termik Santrali
Kırşehir Şeker Fabrikası
Turhan Şeker Fabrikası
Çorum Şeker Fabrikası
Elbistan ŞekerFabrikası
Muş Şeker Fabrikası
...
Daha Adil Bir Dünya Mümkün. Evet.
Son bir sözüm var:
Seni Abdülhamid’in yalnızlığına bırakmayacağız.
Daha Adil Bir Dünya Mümkün
Daha Adil Bir Dünya Mümkün
Recep Tayyip Erdoğan
Recep Tayyip Erdoğan
6.4/10 · 576 okunma
·
·
Resul Cihangir okurunun profil resmi
Resul Cihangir
https://1000kitap.com/rslchngr
·
22s
Pazar günü sandığa gidelim arkadaşlar. Bu adam eksiğiyle fazlasıyla bizim. Akışa karşı kürek sallamak zordur. Bu adam yirmi yıldır bunu yapıyor. Tabi ki eksiği olacaktır. Akışı kendi lehimize çevirme zamanıdır. Ülke sadece içten yönetilmez. Evin sorunları evde çözülür. Bu adamı yalnızlığa terk etmeyelim. Sandığa gidip gücümüzü gösterelim. Vesselam..
SİKLOPENTANOPERHİDROFENANTREN okurunun profil resmi
SİKLOPENTANOPERHİDROFENANTREN
SİKLOPENTANOPERHİDROFENANTREN
·
1ha
Okudunuz mu bilmiyom ama yaptığınız incelemenin kitapla hiç alakası yok, ileti olarak iletin meramınızı bu şekil dile getireceğinize
Resul Cihangir okurunun profil resmi
Resul Cihangir
https://1000kitap.com/rslchngr
·
1ha
Kitabı okumuşum. Eklediğim inceleme bu kitabın en çok gündemde tutulan incelemesine karşılık yazılmıştır. Antikemalizm ve Antihakanizm içerir.
Yeni bir okur olduğunuz için, sadece sizi takip eden okurların gönderilerine yorum yapabilirsiniz.