Gönderi

1724 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
100 günde okudu
Sefiller (2 Cilt Takım)
Sefiller (2 Cilt Takım)
serüvenini tamamladım. 1814 yılında başlayan ancak ağırlıklı olarak 1830'lu yılların Paris'inde geçen katmanlarla dolu bir edebi eser... Hele yoksulluğu- sefaleti çocuklar üzerinden anlatması yok mu? Gece uykularınıza girebilir. Paris sokaklarında hatta lağımlarında ve taşrada dolaştırıp muazzam bir toplumsal eleştiri sunar. Hugo kitabın ön sözünde Sefiller'i tüm halklar için yazdığını söyler. Ayrıca zamansız bir metin. Her çağda ve tabi ki günümüzde de bir karşılığı var. Kitaptaki her karakter sadece kendisi ile ilgili bir incelemeyi hak ediyor. Burada yalnızca birkaç tanesinden bahsetmek istiyorum. (Buradan sonrası spoiler içeriyor) Myriel: gerçek olamayacak kadar olgun ve yüce gönüllü. Ayrım yapmıyor. Kin tutmuyor. Kıskançlık nedir bilmiyor. Aslında
Victor Hugo
Victor Hugo
, bu karakter üzerinden uzun bir Fransa eleştirisi sunmuş.  Yazarın hayalini kurduğu toplumun Myriel gibi bireylerden oluştuğunu düşünebiliriz. Bu ideal tipin taşrada, sakin ve kalabalığa uzak bir ortamda yaşaması da tesadüf değil bence. Örneğin, Fransa İtalya piskoposları toplantısı için gittiği Paris’ten oldukça erken döner. Bunun nedenini ise şöyle anlatır: “Onların canını sıkıyordum. Açık duran bir kapı gibi onlara dışarının havasını getiriyordum” (sf. 55). Yalnızlığının nedeninin açıklandığı bir pasaj da şu şekilde: “Aşırı fedakar bir ermişin yanında bulunmak tehlikeliydi; telafisi imkansız bir yoksulluk size de bulaşabilirdi, yükselmeye yarayan ilişkiler ağını sarsabilir, dolayısıyla sizi istemediğiniz bir inzivaya yönetebilirdi, bu yüzden herkes bu ahmakça erdemden uzak duruyordu” (sf.61). Jean Valjean: Cezaevinde geçirdiği yıllar içinde karamsarlaşmış ve umudunu kaybetmiş. Kimsenin onu sevmeyeceğine, sevilmeye değer olmadığına inanıyor. “Serbest bırakılmak, özgürlük demek değildi. Cezaevinden çıkılsa da mahkumluğun ruh halinden çıkılmıyordu” (sf. 115). Hatta gerçekten sevgiyi doyasıya hissedip yaşayabildiği tek ilişkiyi Cosette ile kuruyor. Öte yandan yaptığı her şey aslında yaşadıklarının bir sonucu olarak görülmeli. Onca kötü deneyimden sonra piskoposun merhameti onu allak bullak ediyor. Belki de sırf alıştığı dünyayı yeniden hissedebilmek için Petit Gervais’in parasını çalar.  Bana sorarsanız 19 yılını cezaevinde geçirmemiş olsaydı, piskoposun yaptıklarının bir etkisi olmayabilirdi. Topluma yeniden nasıl uyum sağlayacağını bilmeden savrulduğu bir sırada onuna karşılaştı. “Bir ses kulağına kaderini belirleyecek anın geldiğini, kendisi için orta yol bulunmadığını, bundan böyle insanların en mükemmeli olmazsa en kötüsü olacağını, bu andan itibaren ya piskopostan daha yükseklere çıkması ya da kürek mahkumundan daha aşağılara düşmesi gerektiğini, iyi olmak istiyorsa bir meleğe, kötülük yolunda devam etmek istiyorsa bir canavara dönüşmesi gerektiğini söylüyor muydu?” (sf. 132) Eponine: Sen çok ama çok daha fazlasını hak ediyordun. Bencil ve kötü yürekli anne babana rağmen ve o sefalete rağmen vicdan sahibi kalabildin. Gavroche: Seni de ablan kadar çok sevdim çocuk. Sen Hugo'nun yüreğindeki Küçük Prens'tin muhtemelen...
Sefiller (2 Cilt Takım)
Sefiller (2 Cilt Takım)Victor Hugo · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202488,3bin okunma
·
110 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.