Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

248 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Fotoğraftaki Kadın
Aslında biz bu konuyu bir yerlerden tanıyoruz. Bakalım hatırlayacak mısınız? Metin Erksan’ın Sevmek Zamanı’nda “Ben seni değil resmini tanıyorum. Belki sen benim bütün güzel düşüncelerimi yıkarsın.” repliği çoğumuzun zihninde yer edinmiştir. Fotoğraftaki Kadın’ın Suphi’si de aynı Sevmek Zamanı’nın Halil’i gibi bir fotoğrafa âşık olur. Ancak arada bir fark vardır. Suphi, sevdiği kadının fotoğrafını kendi elleriyle çeker ve onu bulabilmek için çabalar, uğraşır. Ancak ona ulaşabilmesi hiç de kolay olmayacaktır. Belki geçmişteki edebiyat derslerinizden de hatırlarsınız. Halk hikâyelerinde, kahramanların birçok farklı âşık olma şekli vardır. Rüyada görerek, kardeş olmadıklarını öğrenerek, ilk görüşte ya da resme bakarak âşık olma. Aslında sevgili Suphi’mizin hayatını fotoğraftaki kadından önce ve sonra olmak üzere iki parçaya bölen bu fotoğraf, biraz da bize eski halk hikâyeleri geleneklerini hatırlatıyor. Tabii Hakan Yaman, bu geleneği şiirsel üslubuyla öyle güzel harmanlamış ki okurken sayfaların arasında kendimi kaybetmemi sağladı desem yanlış olmaz. Suphi fotoğrafa baktıkça zihninde hayalindeki kadını yaratır ve bu hayalin etrafındakilerin yorumlarıyla ne kadar farklı olduğunu fark edip şöyle düşünür: “Ben daha farklı görüyorum onu. Acaba ben kendimce hayaller kurup onu kendi istediğim gibi mi görüyordum, bilmiyordum, ama fotoğrafına her baktığımda değişik biri oluyordu, kılıktan kılığa giriyordu.” Suphi bu kadını bulmak için İstanbul’un her semtinde, her köşesinde ondan bir iz arar. Beyoğlu’nun sinema salonlarında, Tünel’de bir kitapçıda, Galata Mevlevihanesi’nde, Reşat Nuri Sahnesi’nde bilet kuyruğunda, Taksim’de AKM’de, Aşiyan’da, Emirgan’da… Fotoğrafı her zaman gömleğinin iç cebindedir, hatta evinde fotoğrafları tabettiği odanın her bir köşesi onun fotoğraflarıyla doludur. Belki de Suphi’yi anlayabilmek için Suphi’nin geçmişine gitmemiz gerekir. Yazar, Suphi’nin geçmişini bizlere verebilmek için kitabı iki “disk” şeklinde tasarlayarak kurguyu çok güzel şekillendirmiş. Suphi’nin erken yaşta kaybettiği babasıyla olan sıkıntılı ilişkisi, annesiyle kurduğu ilişki, akrabalık bağları, özellikle dayısının babasının yokluğunu –kimi zaman varken bile yokluğunu- aratmayışı çok başarılı işlenmiş. Roman, merkezine Suphi’yi alarak onun yalnızlığı ve düşünceleri etrafında ilerliyor. Konusu bakımından belki çok ilginizi çekmeyebilir ancak ben yazarın dili kullanımdaki hâkimiyetine hayran kalarak kitabı okudum. Ki zaten 2009 yılında Yunus Nadi Roman Ödülü’nü almış. Benim için romanı başarılı yapan unsurlardan biri de kurgunun nereye bağlanıp son bulacağıdır. Eğer ben bir romanın başlangıcından itibaren bağlandığı noktayı yani sonunu da sevdiysem o roman benim için okuduğuma mutlu olduğum, herkesle paylaşmak istediğim, başarılı bir romandır. Fotoğraftaki Kadın da bu romanlardan biriydi. Kitabın şiirsel üslubunda, cümlelerdeki secilerin içinde kendinizi kaybetmek istiyorsanız çok doğru bir tercih olur.
Fotoğraftaki Kadın
Fotoğraftaki KadınHakan Yaman · Sia Kitap · 2021103 okunma
·
54 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.