Gönderi

278 syf.
·
Not rated
O DOĞURMAMIŞ VE DOĞMAMIŞTIR…
Bazen, Türkiye’de ya da yurtdışında bulunan kiliseleri, katedralleri ziyaret ederiz. Strazburg’daki Notre Dame Katedrali, KKTC’deki St. Nicholas Katedrali, İstanbul’daki St. Antuan Kilisesi ilk aklıma gelenlerden… Hıristiyanlar için kutsal görülen bu mekânları gezerken hayranlık duymamak imkansız. Mimarisi, atmosferi, işlemeleri, vb… Hepsi insanın içinde yüce duygular uyandırır. O yapıları inşa edenlerin anlatmak istediği, “ötelere” ait bir gerçekliği anlamamıza, hissetmemize vesile olur. Bilinmeyene karşı bir saygı kaplar içimizi. Fakat Türkiye’de, yani ister istemez İslâm dininin kültürel etkisi içinde doğup büyüyen ben, sözünü ettiğim katedral ve kilise gibi yapılardan çok etkilensem ve onlara büyük saygı duysam da, onların bir parçası olmadığımı, onların temsil ettiği kültür dünyasından farklı bir dünyaya ait olduğumu kabul etmeliyim. İşte, çocuk sahibi olmak da benim için böyledir. Bunu isteyenlere, bunun için çıldıranlara, bunu hayatının merkezine koyanlara saygım var. Zor ve saygıdeğer bir iş yapıyorlar. Gelecekte toplumun ve bizzat benim ihtiyaç duyacağımız iş kollarında istihdam edilmek üzere yeni adaylar büyütüyorlar. Fakat… Fakat o ebeveynlere duyduğum saygı, kendimi bilerek onlardan ayrı, apayrı bir dünyanın parçası görmeme engel olmuyor. Gönüllü bir çocuksuz olarak mutlu olmama asla engel olmuyor. Bu şekilde daha ahlâklı, daha eğlenceli, daha sağlıklı, daha uyumlu bir insanım… Arkasında ısrarla ve gururla durduğum bu tercihimin nedenleri pek çok. Hepsini saymama da gerek yok. İlla öğrenmek isterseniz, Amy Blackstone’un çok beğendiğim ve kendimi bulduğum “Gönüllü Çocuksuzluk” adlı kapsamlı kitabını okumanızı tavsiye ederim.
Gönüllü Çocuksuzluk
Gönüllü ÇocuksuzlukAmy Blackstone · İletişim Yayınları · 202314 okunma
·
92 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.