Sen yaşa ülkem,
görmez gözlerin, duymaz kulaklarınla.
Ne söylesek, ne göstersek
anlamak istemeyen aklınla.
Sövgülerinle, kavgalarınla
kadın erkek, genç yaşlı
barışmaya, el ele tutuşmaya,
yüz yüze gülümseyip diz dize çalışmaya direnen
katı, güvensiz kalbinle yaşa.
El kaldırdığın doktorun,
susturduğun öğretmenin ahıyla,
umudunu yola sermiş,
taze aklını alıp da gitmiş
o güzelim çocuklarının boşluğuyla yaşa sen.
Kanıp durduğun korkulu masallarınla
yaşa sen ülkem.
Ateşi sönmeden öncekinin,
yeni enkazların altında
önce sesi, sonra nefesi tükenenlerin acısıyla dağla göğsünü.
Öldürülen kadınlarının,
henüz yirmilerinde
umutsuzluktan canına kıyanların yasıyla yaşa.
Sen nasıl istersen
öyle yaşa ülkem.
zulme çiçekler tak istersen.
Hamasete secde et,
kader de, şükür de,
sorma, düşünme, şüphe etme.
Baktın ki boşalmış sepetin,
aç kollarını, biri doldursun diye bekle.
Karlar altında, ayazda
ucuz ekmek kuyruklarında
saatlerce bekle.
Sen yaşa ülkem;
bildiğince, hep gördüğünce.
Sen san ki
bayraktan doğar millet.
Sen san ki
dille yaşar insan.
Sen san ki
dinle güzelleşir ahlak.
Oysa tarih başka söyler.
İnsanla yücelir dil,
ahlakla güzelleşir din
ve milletten doğar bayrak.
Sen bunları bilme ülkem.
Sarsar, sıkıştırır rahat aklını.
Zor gelir canına gerçeğin acı karası.
Sen, gölgelerine sarıl.
Belli ki gözün görmüyor,
aklın almıyor,
kalbin sevmiyor aydınlığı.
Ben de yaşayacağım elbet.
Gövdende hâlâ taze,
hâlâ ışıklı bir yer bulacağım.
Orada kendime yeni bir ülke kuracağım.
Seven, hoş gören, barışan,
çalışıp üreten, düzelten,
şiirler okuyup şarkılar söyleyen,
merak eden, öğrenen,
bileğiyle değil bildiğiyle,
öfkesiyle değil şefkatiyle güçlü,
vefalı, adaletli, dürüst insanlar gelecek ülkeme.
Sana dokunmayacağım ülkem,
senden beklemeyeceğim.
Bana benzemeni istemeyeceğim.
Fakat
bırakacağım artık senin için üzülmeyi,
kahretmeyeceğim
bir türlü olduramadıklarına.
Ne yaşıyorsan senin tercihindir;
böyle bileceğim.
Şimdi
sen yaşa ülkem
dili kirli, vicdanı suskun,
cebi zengin, gönlü aşktan ve barıştan yoksunlarınla.
Milyon insanlık şehirlerinde dikilmiş
üst üste, dip dibe müstakbel mezarlarında
kaybettiklerinle,
vazgeçtiklerinle,
kendine layık bulduğun daha nicesiyle
sen çok yaşa ülkem.
Derya Cesur