Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

672 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
26 günde okudu
Bilimin Yolu Demokrasinin Yoludur...
Kendi adımıza düşünemediğimizde ve otoriteyi sorgulamaktan kaçındığımızda devleti yönetenlerin ellerinde oyun hamuruna döneriz. Ancak vatandaşlar eğitimli olduklarında ve kendi fikirlerini üretebildiklerinde, devleti yönetenler bizim için çalışır... Geç gelen bir inceleme oldu ancak bunu yazmazsam rahat edemeyecektim. Malum içinde bulunduğumuz durum da biraz beni buna itti, kelimelerimi seçerek yazmak durumunda kalıyorum, şimdiden söyleyeyim :) Küçük yaşlardan itibaren ebeveynleri sayesinde kuşkuculuğu ve merak duymayı öğrenen, daha sonrasında da ünlü bir Amerikalı gökbilimci ve astrobiyolog olan sevgili yazarımız Carl Sagan'ın, bilimin özünde bir düşünce biçimi olması ve yeni dünyalar keşfedip gizemlerin çözülmesini sağlamak amacıyla başladığı bu yolculuğunda bilimi popülerleştirmek ve geniş kitlelere ulaştırmak için yazdığı kitabımız, gerçek bilime ulaşmanın yolunun kuşkucu olmaktan ve sorgulamaktan geçtiğini, kendimizi eleştirilere kapattığımızda, umutlarımızla gerçekleri birbirine karıştırdığımızda, sahte bilime ve batıl inançlara kayacağımızı, bu tür sahte bilim ve palavracılık vakaları sorgusuz sualsiz kabul edilip gerçek ortaya çıkarılmadığında ise insanların dolandırılmasına, küçük düşürülmesine, inançlarının suistimal edilmesine, hatta bazı durumlarda öldürülmesine yol açacağından bahseder. Bunu yapan inanç şifacılarının çoğu da yalnızca para kazanmanın peşindedir ve umutlar, korkular ve önemli keşifler yapma heyecanı ağır basıp kuşkucu ve tedbirli bilimsel yaklaşımı bir kenara itmelerine yol açabilir. Aslına bakıldığında, kuraklığın, vebanın ve savaşın eksik olmadığı, sıradan insanların sosyal veya tıbbi hizmetlere erişim sağlayamadığı, halkın okuma yazma bilmediği ve bilimsel yöntemin adının bile duyulmadığı bir dönemde, kuşkucu düşünceye doğal olarak çok ender rastlanıyordu ancak bilim ve teknolojinin geliştiği bir çağda bile halen bunların gündemde söz sahibi olması insanı gerçekten şaşırtıyor. Yazar bu noktada bilimsel düşüncenin önündeki engellerin siyasi ve hiyerarşik de olduğunu savunarak eğitim sisteminin geliştirilmesiyle bilimde de ilerleme kat edileceğini ve neden ilerleyemediğimizi Amerikan eğitim sistemine temellendirerek açıklıyor. UFO ve uzaylı vakaları ile ilgili anlatılan hikayeler konusunda ise aslında bu durumun beyin fizyolojisi, sanrılar, çocukluk dönemine ilişkin çarpıtılmış anılar, uyku ve rüyalarla bağlantılı olduğunu, ancak insanların yine de gördüklerinin doğruluğu konusunda ısrar ettiğini, geçmişten günümüze tarih boyunca da bu tür hurafelerle nasıl mücadele edildiğini örneklerle ortaya koyuyor. Bu noktada eğer sorunlarımızın temelinde yatan nedenleri kavrayamazsak ulusal politikalarımızı şekillendirip mantıklı kararlar veremeyiz. Ruhani, psişik, Yeni Çağ etiketleriyle sunulan herhangi bir şeyi veya her şeyi hiç düşünmeden kabullenmek aptallık olurdu. Sahte bilimin ve batıl inançların savunucuları çoğu zaman Doğa'nın kısıtlamalarını görmezden gelme eğiliminde olur. Bu kısıtlamalar da aslında Doğa'dan kaynaklanır. Sunulan her kavramı, fikri ve hipotezi eleştiri eleğinden geçirmeden kabullenmek, hiçbir şey bilmemekle eşdeğerdir ancak kuşkuculuk da tek başına yeterli değildir. Eleştirel deney ve analiz olmadan sonuç elde edilemez. Bilimin hassasiyet gerektiren bir konu olması, sezgilere aykırı olan ve insanları rahatsız edebilecek yanları olması, kötüye kullanılma olasılığı, otoriteden bağımsız olması gibi sebeplerden ötürü bilim öğrenilmesi ve öğretilmesi zordur. Ancak bunun en güzel örneklerinden birisi sevgili Frederick Douglas'tır. O bize kölelikten özgürlüğe giden yolun okuryazarlıktan geçtiğini öğretmiştir. Bilimin yöntemleri, tüm bu eksikliklerine rağmen, toplumsal, siyasi ve ekonomik sistemleri geliştirmek için kullanılabilir ve biz de tüm bu çerçeveden bakarsak bunu iyi değerlendirmeliyiz. Son olarak sevgili Carl Sagan burada kitabın isminden de anlaşılacağı üzere, dünyanın geçirdiği karanlık süreçlerin bilimin mum ışığı ile aydınlatılacağını savunuyor. Okuyucuya palavra algılama sanatını öğreterek bilimsel düşünme metodu kazandırmaya ve gerçeğin kurgudan nasıl ayırt edileceğini göstermeye çalışıyor. Dili o kadar akıcı ki bilimsel bir kitap olmasına rağmen sanki konuşma havasında yazılmış gibi sıkmadan okutuyor kendini. Çok çok beğendim. Buradan sevgili hocama teşekkür ederim. Zorunlu akademik kitap olduğu için ön yargı ile yaklaşmıştım ama iyi ki de bize okutmuş. Yüksek Lisans ve doktora programındaki tüm öğrencilere, aynı zamanda bilimin mum ışığına ihtiyacı olan herkese tavsiye ediyorum. Keyifli okumalar dilerimm...
Karanlık Bir Dünyada Bilimin Mum Işığı
Karanlık Bir Dünyada Bilimin Mum IşığıCarl Sagan · Say Yayınları · 2020840 okunma
·
1.048 görüntüleme
Seymaa okurunun profil resmi
Test edilemeyen hipotezler ve çürütülmesi mümkün olmayan iddialar, bize ne kadar ilham verirse versin veya içimizde ne kadar merak uyandırırsa uyandırsın gerçeklik skalasında değersizdir. Bu durumda sizden, herhangi bir kanıta gerek duymadan, sırf ben öyle söyledim diye, iddialarımın doğru olduğuna körü körüne inanmanızı istemiş olurum. -Syf 266
『Ʉ₦ØⱤ₮ⱧØĐØӾ∇7』 okurunun profil resmi
Kaleminize sağlık 👏🏻👏🏻👏🏻 listeme ekledim teşekkürler 🌼
Seymaa okurunun profil resmi
Rica ederimm, keyifle okuyunuz 🙃🌼
Nurettin Polat okurunun profil resmi
Carl Sagan'ın bir kaç kitabını ilgi ile okumuştum bu kitabınıda okuma listeme aldım. Güzel bir inceleme yazısı olmuş tebrikler...
Seymaa okurunun profil resmi
Teşekkür ederimm, Carl Sagan gerçekten kaliteli, bu kitabı da seveceğinize eminim 😊🤗
Rumeysa okurunun profil resmi
Okunacaklara eklendi, kalemine sağlık 🤍
Seymaa okurunun profil resmi
Teşekkür ederimm çiçeğimm 😻😽💘
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.