Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

440 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Şeriat-Hakikat İlişkisi Bağlamında Tasavvufun Oluşumu
Tasavvuf üzerine pek çok mevcut dönemlendirme vardır. Bu dönemlendirmeler çağlara, kişilere, kavramlara ve diğer ilimlerle ilişkisine göre nitelik kazanır. Genel kabule göre yapılan dönemlendirme ile H. 3. asra kadar olan sürece zühd dönemi, 3. asırdan tasavvufun sistemleşmiş yapısı olan tarikatlara yani 6. asra kadar olan sürece tasavvuf dönemi ve 6. asırdan sonraki döneme ise tarikatlar dönemi adını veriyoruz. Elimizdeki eser diğer ilimlerle ve onların bilgi sistemleri ile ilişkisi bakımından tasavvuf tarihini konu edinmiştir. Bunu bir dönemlendirme ile sistematize ederek bize genel bir çerçeve sunmuştur. Eseri göre tasavvufun diğer ilimlerle olan ilişkisi bakımından incelediğimizde iki dönemlendirmeden bahsedebiliriz: 1.Dönem: Şeriatın eksen alındığı, beyan alanına göre inşa edilen ve bu bağlamda ortaya konulan tezler ve antitezlerden oluşan ve diğer ilimler karşısında kendisine şer'i ve dini bir meşruiyet zemini bulan tasavvuf dönemidir. 2.Dönem: Metafizik zemin üzerine kurulan ve burhanın eksen alındığı İbnü'l Arabi dönemidir. Eserde sadece birinci dönem ayrıntılı olarak ele alınmakta olup, İbnü'l Arabi dönemi ile ilgili kısa bilgilerle yetinilmiştir. Yazarımız, şeriatın ve beyan alanının esas alındığı ilk dönemi de kendi içerisinde iki sürece ayırmıştır. 1.Süreç: Şeriata karşılık hakikatin savunulduğu dönemdir. H.2. asırdan başlayıp 3. asrın yarısına kadarki dönemi kapsar. Bu süreçte sufiler diğer dini ilimlerin formel olana takılıp hakikate ulaşamadıklarını söyler. Şeriat tarafı olan fukaha ve muhaddisun ise sufilerin söylediklerinin şeriata uygun olmadığını ve onların düzgün bir bilgi sistemi olmadığı için meşru ilim sayılamayacağını ifade eder. Bu hususta gerek epistemolojik gerekse terminolojik entelektüel çatışmalar olmuş ve bu çatışmalar zamanla entelektüel düzeyden uzaklaşarak beklenmeyen seviyelere ulaşmıştır. 2.Süreç: Tasavvufun inşası ve şeriata göre yeniden kurulması dönemidir. Birinci sürecin bir getirisi olarak şeriat ehli olduğunu söyleyenlerin sufilere yönelik mihneleri, tutuklamaları, sürgünleri ve nihayetinde idama kadar varan uygulamaları, tasavvufun ilk teorisyenleri olarak varsaydığımız sufileri tasavvufun alanını, konusunu, yöntemini ve gayesini belirleyerek bu ilmin meşru bir ilim olduğunu ispat etmeye ve mevcut çatışmayı uzlaşmaya dönüştürmeye sevk etmiştir. Bu bağlamda tasavvuf şeriata göre yeniden inşa edilmiştir. Eserde üzerinde durulan bazı konular ise şöyledir; Tasavvufi söylemin oluşması, söylemin kurucuları, söylemin ortaya çıkardığı problemler, tasavvufun dini ve şer'i olarak meşruiyetinin zemini, şeriat ve hakikatin uzlaştırılma süreci, şathiyelerin yorumlanması, kavramların tanımlanması, Gâzzâli ve tasavvufun meşrulaşma serüvenine katkısı. Bence bu bölümlerin her biri sadece tasavvufun değil diğer ilimlerin de kendi iç dinamikleri hakkında önemli bilgiler veriyor. Ama tasavvuf özelinde baktığımızda çok daha önemli tabii. Bu sebeple ben bu eseri çok beğendim. Tasavvufun meşruiyeti hususunda sıkıntısı olan yanımızda yöremizde pek çok insan var maalesef. Hem onların kafasında oluşan soruları yanıtlamak açısından hem de ana gayesi marifetullah olan bu yüce ilmin ayrıntılı bilgilerini elde etmek açısından okunması gereken bir eser olduğunu düşünüyorum.
Tasavvufun Oluşumu
Tasavvufun OluşumuAbdullah Kartal · Emin Yayınları · 20155 okunma
·
71 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.