Gönderi

172 syf.
9/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Anthony Burgess
Anthony Burgess
“Tanrı’nın istediği iyilik mi yoksa iyiliği seçebilme şansına sahip olmak mı? Kötülüğü seçen biri gerçekte iyiliğe zorlanan birinden daha mı geçerli Tanrı’nın gözünde? Distopya türünün oldukça başarılı örneklerinden biri olan
Otomatik Portakal
Otomatik Portakal
, aslında Anthony Burgess’ ın ölüm psikolojisi içinde yazmış olduğu altı kitaptan biri. Yazarımıza 1959 yılında tedavisi olmayan bir beyin tümörü teşhisi konulmuş ve 1 yıllık ömür biçilmiş. Yazarımız ise ölümünden sonra eşine maddi destek sağlaması amacıyla bu bir yıllık sürede tam 6 kitap yazmış. Sonradan bu teşhisin yanlış olduğu ortaya çıkınca ise Burgess yazmayı bırakmamış. Kitapta geceleri genç çetelerin sokaklarda terör estirdiği, hırsızlık, tecavüz, şiddet gibi birçok suçu işlediği bir korku atmosferiyle karşılaşmaktayız. Kahramanımız Alex de diğer üç arkadaşıyla birlikte çetelerini kurup gecenin karanlığında yüzlerini maskeleriyle gizleyerek akla gelebilecek her türlü suçu işlemektedir. Ancak söz konusu çetede çeşitli iktidar sorunları sonucunda Alex kendisini hapishanede bulur. Dönemin yöneticileri ise “Suçluları bir araya tıkıp onlardan hayır beklemek çölde su aramaya benzer.” düşüncesinden hareketle mahkumların ıslah edilmesi fikrinin ortaya atar. Islah çalışmalarında deneklerin tekrar kötülük yapmamaları amacıyla vahşet görüntülerini onlara zorla izletip psikolojik travmalar yaratarak iyi ile kötü arasında seçim yapabilme olanaklarını ellerinden acımasızca almaktadırlar. İnsanları adeta iradesizleştirerek çalışan bir makineye dönüştürmektedirler. Ancak bilmedikleri şey deneklerin iyiliği sadece bedenen öğrenecekleri, aslında ruhsal olarak hiçbir şey öğrenemeyecekleridir. İlk denekleri ise kahramanımız Alex olacaktır. Kitabın temel soruları ise burada karşımıza çıkar: “İnsanların seçim yapma şansının ellerinden alınarak iyiliğe zorlanması mı yoksa kendi iradeleriyle iyi ile kötünün arasında seçim yapabilmeleri mi daha isabetlidir?”, “İyi ve kötü nedir?”, “İnsan gerçekten bilimsel yöntemlerle içindeki kötülükten arındırılabilir mi?”, “Zoraki erdem, erdem midir?” ... Burgess, “A Clockwork Orange” yani “Otomatik Portakal” ismini İngiliz argosunda “Uqueer as as clockwork orange” yani “en yüksek derecede gariplikleri barındıran kişi” deyişinden almış. Aynı zamanda otomatik portakal Alex ve çetesinin evlerine girip hırsızlık yaptığı, karısı ve kendisini acımasızca dövdüğü yazarın yarım kalan esrinin adıdır. Bana göre önemli bir diğer detay ise başkahraman Alex’in adının anlamı çünkü “lex” kanun demektir, “a” eki ise kelimeye olumsuzluk anlamı vermektedir. Yazarımızın müziğe olan ilgisini kitabın ana konusu olan şiddet sahnelerine arka planda kullandığı Beethoven ve Mozart eserleriyle derinlik katmasından daha da iyi anlıyoruz. Yazar o kadar usta bir dil kullanmış ki okurken müzikleri duyuyor gibi hissetmeniz hiç de şaşırtıcı olmayacaktır. Aynı zamanda çetelerin yarattığı yepyeni dile her ne kadar ilk sayfalarda alışamasak da yazarın profesyonelliği sayesinde bu dile oldukça hakim bir konuma geliyoruz. Otomatik Portakal, başlarda zor gelse de sonlara doğru asla bitmesini istemediğiniz bir konuma gelen ve bence mutlaka okunması gereken bir kitap.
Otomatik Portakal
Otomatik PortakalAnthony Burgess · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 200993bin okunma
·
45 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.